Aslını inkar edersen...

A -
A +

Bakıyorum da, Galatasaray'daki erozyonun üzerine, hem de son beş yıl içinde bu kulübümüzün yönetiminde yer almış olanlar daha da fazla gidiyorlar. Ayıptır! Şayet Galatasaray bugün, belki de hiçbir kulübümüzün tarihte bile hiç yakalanmadığı, bir ekonomik kriz yaşıyorsa bunda Süren'in koltuğa ilk oturduğu günden bu yana kader birliği yapmışların da payı vardır. Ama onlar günümüzün Galatasaray başkanı Mehmet Cansun'u sanki bu kara tabloyu tek başına dünyaya getirmiş gibi gösteriyorlar. Tabii bunlar malum kişinin tetikçileri... Bu biiiir. Madalyonun öbür yüzünde ise Galatasaray'ın küçültülmesi yatıyor. Bu da ikiiii... Sayın Cansun, madem pabuç ayağına büyük gelecekti o zaman neden giydi? Hani Hagi futbolu bıraktı. Ya Taffarel, Emre, Okan, Fatih ve son olarak da Popescu'nun gidişlerine resmen çanak tutmak da ne demek. Düne kadar iki elimiz kanda olsa izlemeye koştuğumuz ve büyük keyif aldığımız Galatasaray artık olsa olsa ızdırap çektirir. Hasan, Ümit Davala, Suat, Ergün, Hakan Ünsal ve kaptan Bülent alınmasınlar. Onlar da büyük oyuncular ama, kalıbımı basarım ki, bugünkü ortamdan keyif almamaktadırlar. Bakarsınız Florya'yı terk etme kuyruğuna onlar da girerler. g.saray kafayı mı yedi? İtalya'nın Ankara büyükelçisi Vittoria Surdo geçtiğimiz hafta bir sohbette "Terim, İtalya'da başbakan kadar tanınıyor..." demiş. Göğsümüz kabardı. Bu ülkenin önde gelen liderlerinin varlığından dünyanın haberi yokken, bir futbol adamımızın böylesine bir itibar zirvesine taşınmasına ancak şapka çıkartılır. Ama gelin görün ki, yıllarca Galatasaray'da ve milli takımda futbol oynamış, çok saygı duyduğumuz çelebi kişilikli Coşkun Özarı ağabey Denizlispor maçı öncesi sohbette yüreğimi cız ettiren bir tiyo verdi. Galatasaraylı yöneticiler "Bizi, bu hale Fatih Terim getirdi. Bizi, sınırları olmayan lüks bir yaşama zorladı. Bu yüzden ekonomimiz çöktü" buyurmuşlar. Yok be! Avrupa şampiyonu kolay mı olunuyor? Türkiye ligini dört defa üst üste kazanmak kolay mı? Terim'in mirası bile Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek final oynadı. Haaa, siz böyle bir oluşumdan rahatsızlık duydunuz ve duyuyorsanız, o zaman Kadırga'ya falan yönetici olunuz. Sakın Kadırgalılar alınmasın, aklıma orası geliverdi de... hakan şükür ceza kesiyor Bu ülkede eskiden de vardı, şimdi de var... Hakan Şükür'ü bir türlü kabullenemeyen kafalar bunlar... Yani Rauf Tamer dostumun dediği gibi "O kafalar..." Hakan, milli formada 32. golünü attı. Galatasaray formasıyla da Avrupa maçlarında 28 golü var. Etti mi 60 gol... Yahu, artık bu kardeşimizin tartışılacak tarafı mı kaldı? Yarın o kafaları Slovakya'da ve İsveç önünde de mahçup edecek futbolcu yine Hakan'dır. Önemli olan Hakan'ın alternatifini, o, topu bırakana kadar bulabilmektir. Benim de iddiam odur ki, hani bırakın golü, Hakan'sız beş milli maç oynayalım, bakalım rakip ceza alanına kaç defa gireceğiz. Halep orda ise, arşın buradadır... daum'un damarları tıkalı mı? Beşiktaş'ta görev aldığı ilk günlerde Daum'u öven bir yazardım. Hırslı, çabuk düşünen, sahaya sağlıklı bakan bir teknik adamdı. Ama geçen yıllar ve Daum'un kanını işgal eden illet, şimdi görüyorum ki, bütün bu özelliklerin üzerini kapatmış. Dörtlü alan savunmasına geçişi güzel de, görev dağılımlarında, isimlerin tesbitlerinde büyük yanlışlar var. Acaba Daum, bir Alman olarak sistemin yabancısı mı diye aklım rahatsız oldu. Öyle ya sol ayağını yürütmek için kullanan Erman sol kanatta... Sağda, hayatında hiç böyle bir göreve soyunmamış Veit... Ya ikinci yarıdaki Beşiktaş takımı... Dörtlü oynayan savunmanın önünden ön liberosu Tayfur kulübeye çekildi. İbrahim alınıp, Sertan ön dörtlünün soluna kondu... Yahu Daum usta, hiç Sertan kapalı yarı alanlarda da sahaya sürülür mü? Oldu mu Beşiktaş, eski İngiliz tipi 4 - 4 - 2 blok halinde... En büyük ikinci yarı yanlışlıkları Bursaspor'un orta alandan her türlü çeşitleme ile oyuna çıkışına izin verdi. Anlaşılan o ki, Daum'un bu sistem konusunda ciddi bilgiye ihtiyacı var... Ama geçen haftaki yazımda Alman hocanın aradığı lideri Tümer olarak göstermiş olmakla da keyif aldım. sen çok yaşa coşkun hoca! Bu hafta sevgili Özarı'dan bir hayli fazla malzeme vardı. Bizim Erman Toroğlu, geçtiğimiz günlerde Akşam'daki röportajda, "Ben milli takımı hak etmiştim. Ama Coşkun Özarı hakkımı yedi, milli olamadım" demiş... Özarı hoca durur mu, hemen salladı: "Demek ki doğru yapmışım. Aslında bu röportajı okusaydım, Erman'a teşekkür ederdim..." bravo hami kardeş Gerçekten de ben Hami'yi kardeşim gibi severim. Şu anda Tekelioğlu onu ilk onbire koymayıp, maçın sonucunun alınabileceği sol bölümlerde sahaya sürüyor. Hami'de önce Beşiktaş maçının ikinci golündeki pası verdi, Gaziantepspor maçının da kilidini açtı. Ve Hami, her iki maçta da hocasına sarılarak sahayı terk etti. İşte böyle olmalı... Hami'den, kulübeye çekilip, tafra atanlara iyi bir ders... Bravo büyük şutör, iyi insan, iyi profesyonel! laila'ya gideceğine Fenerbahçe Teknik Direktörü Mustafa Denizli hafta içinde yönetimle birlikte Laila'ya gitmiş. Bana ne de, ama ben onun yerinde olsaydım, İstanbulspor'un Malatyaspor maçını izlemeye gider ve Galatasaray'ın sistemi ile oynadığını görür, tabii farkedebilirse, tedbirlerimi ona göre alır, sahaya ona göre takım sürerdim. Haa şunu da vurgulamakta yarar var. Elde zengin kadro var diye yaz boz yapılmaz. Real Madrid'de de, Milan'da da, Manchester'de de 35'er kişilik kadrolar var, sanırım herkes bu takımların onbirlerini ezbere bilir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.