Asr-ı Fener fiyaskosu!

A -
A +

Hatırlarsanız, Fenerbahçe 1907 Derneği, fiyatı 2500 avro gibi benzer değerde hiç görülmemiş, özel eldivenle sayfaları çevrilen bilmem kaç kilo ağırlığında bir 100. yıl özel (sözüm ona) eser yayımladı. Ve nihayet araştırmam bitti. Bu, 102 yıllık tarihi içeren aslında bir külçedir. Çünkü içinde, yanlış, eksik, saptırma içeren toplam 42 adet "fiyasko" bulunmaktadır. Bu kitabın hazırlanışı sırasında katkısı olanların sayısı da buraya sığmayacak kadar çok. Yani Fenerbahçe tarihini bildiği sananların, yani bu konudaki fasa fisoların sayısı sayılamayacak kadar çok. Bizim spor sayfalarının adedi biraz azaldığından buraya hepsini alamıyorum. Detaylı biçimde medyaspor.com'da yayınlayacağım. Ama koskoca Güner Yalçıner'in, yani Fenerbahçe basketbol takımının yıllarca kaptanlığını ve kulübün yönetim kurulu üyeliğini de yapmış bir önemli şahsiyetin, hem de üç kere yayımlanmış fotoğrafının altına "K.Tuncer" yazılmışsa... Terörist Mahir Çayan, koskoca Boncuk Ömer'in künyesinde yer almışsa... Son söz; varsa bu 42 fahiş yanlış, eksik, saptırmayı benimle tartışacak, hodri meydan! Lig Tv'nin haline bakın! Lig TV, yani bizim futbola tonlarca dolar akıtan yayıncı kuruluş. Ve bu kuruluşun hafta içi her gün 14:00 sularında başlayıp 15:15'de biten bir programından söz edeceğim. Konu, Avrupa kupalarının kura çekimi... Programı sunan Oğuz Tongsir, karşısında da büyük otorite Mehmet Özkan... Neyse... Kuralar çekiliyor. UEFA, resmi sitesinden canlı yayınlıyor. Tarihler belli. Ama bizimkiler, maçları kura çekiminin hemen ertesindeki haftada oynatıyorlar. Sonra kulaklığa bir uyarı geliyor. Haftaya milli maçlar var, Avrupa kupası maçları daha sonra diye... "Haaa, öyle mi" diyorlar ve uçuyorlar... Senede 165 milyon dolara da bu iyi gelir be... Sinan Engin'e 15 puan avans veririm! Sinan Engin, hani şu Lucescu'ya rağmen Beşiktaş'ı şampiyon yapan ünlü menacer... Radyoda diyor ki, (belki ekrandan da söylemiştir), "Beşiktaş, Fink ve Ernst'le ikili kurup, dörtlü forvetle, yani 4-2-4 oynarsa rahat şampiyon olur." Ben de diyorum ki, Sinan ve bu kafada olanlara, "Beşiktaş böyle oynasın, üçüncü bile olamaz. Şampiyonla da arasında en az 15 puanlık fark birikir." Bir hodri meydan daha! Arda, oldu mu şimdi? Arda bizim futbolun hem en iyilerinin başında gelir, hem de tüm sempatisi ile bu işle uğraşan, uğraşmayanların sevgilisidir. Zaten bu yüzden de bu yaşta koluna kaptanlık bandını taktılar. Ama o da ne? Hakem, Arda'ya oyundan çıkış için yön gösteriyor, Arda itiraz edip başka bir taraftan çıkmayı yeğliyor. Amaç, vakit geçirmek... Tamam, kaptandır, sorumludur, ama yavaş yavaş o yönden gitsen ne olur sevgili Arda? Jeneratörü olmayan stat ve sahibinin sesi! Sevgili Bülent Yıldırım'la pazartesi akşamüstü yarım saat konuştum. Türkiye'nin prestiji adına bir 15 dakikalık fazla tolerans tanıdığını söyledi. O prestij ne miydi? UEFA, maçların bu tip kaosla karşılaşılmaması için jeneratörle oynanmasını istiyor. Yani dillere düşme ihtimali çok yüksekken, Yıldırım Hoca bunu aza indirgemeye çalışmış. Birileri de çıkmış, bu olayı Denizlispor'un, maçın tekrarını sağlamak için yaptığını yazmış. Yuh be! Adamlar tam tek kale oynarken gitti elektrik... Bu kim mi? Şöyle spor gazetelerini bir araştırın. Fenerbahçe'nin medyadaki en büyük iki amigosundan biri kimse, odur. Evet, o isim Selçuk Yula'dır... Vah Sivas vah! Ne hale geldi Sivasspor... Süper Lige çıkıp, kısa sürede şampiyonluk yarışı vermek... Hem de iki sezon üst üste... Sonra takımın en önemli taşlarını, hem bilinmeyen, ya da saçma bir gerekçeyle şutlayıp, yerine bu ligde oynamaları bile tartışılacak adamları almak. Hele hele Tum'la Sylla'yı verip, Erman'ı almak... En sonunda da Hacettepe'den batan geminin mallarını toplamak. Aman dikkat, sevgili Odyakmaz ve Uygun! Trabzon'dan Ersun hocaya mesaj var! Geçen sezon boyunca dilimde tüy bitti, kalemimde mürekkep; Trabzonspor tek uç adamı, beşli orta alanla oynamalı diye... Ama Ersun Hocanın bilgisayarı bizim bu fikrimizden bilgi içermediği için, ancak üçüncülük geldi. Şimdi Bross bu yolda... Herkes Trabzonspor'u övüyor. Kılavuz ve karga meselesi sanki... Bravo Beşiktaş Divan'ı! Beşiktaş Divan Kurulu, hem de öyle yüksek falan da değil, tuttu, sezonu iki kupayla kapatmış yönetimi alabildiğine eleştirdi. İşte divan dediğiniz de böyle olur. Bu yapı, Beşiktaş'ın özellikle transferlerde büyük yanlışlar yapan yönetimi için büyük şanstır. Nedim Karakaş aynaya F.Bahçe Basketbol Şubesi sorumlularından Nedim Karakaş, Efes'in şampiyonluğuyla noktalanan play-offun ilk oyunundaki bilet fiyatlarına Efes'i ciddi şekilde eleştirerek karşı çıkmıştı. Geçtiğimiz hafta da Denizli'deki bilet fiyatlarına F.Bahçe tarafı çok öfkelenmişti. E, peki şimdi Sivas maçını neredeyse Şampiyonlar Ligi finali değerine çeken F.Bahçe Yönetimi'ne kim tepki gösterecek? Rakiplerin bilet fiyatlarına F.Bahçe tepki göstermişti de... F.Bahçe'nin kendi bilet fiyatlarına da şimdi taraftarının büyük bölümü öfke kusuyor. Hadi Nedim Bey bir aynaya bakın bakalım şimdi!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.