Fenerbahçe Yönetim Kurulu'nda üç yıl görev üstlendikten sonra, 3 Haziran 2003 günü, Daum'un teknik direktörlüğe getirilmesi üzerine istifa eden Atilla Kıyat, geçtiğimiz Cumartesi günü Yüksek Divan Kurulu toplantısında, kulübün geleceğini çok yakından ilgilendiren bir konuşma yaptı. Tabii, bunu böyle değerlendirebilene... Değerlendiremeyene de Allah selamet versin! Bilindiği gibi Atilla Kıyat emekli bir amiral... Yani, Türk ordusunun dünyada eşi olmayan eğitimini almış, ülke değerlerine bağlılığın simgesi olan etik anlayışı yutmuş bir kişi... Paşa dedi ki; "Bundan iki yıl önce, kokain kullandığı iddia edilen bir kişinin Fenerbahçe Teknik Direktörlüğü'ne getirilmesine karşıyım, demiştim. Kokain kullandığını itiraf eden bu kişi ne yazık ki Fenerbahçe'nin başına getirilmiştir. O halde benim etik anlayışım, aileme, çocuklarıma, hemen hemen hayatımın çoğunu geçirdiğim ocağa ve ülke insanına sorumluluk olarak hemen istifayı gerektirmiştir. Bende bunu yaptım..." Ufff, offf, ayyy, vayyy!.. Hangi ünlemi, bağırırsanız bağırın, paşa, zehir zemberek konuştu. Paşa, verilen sözlerin tutulmasını, özellikle de Fenerbahçe'nin tarihsel etik yapısının korunmasını savundu. Kime karşı? Onu da siz anlayın ! Paşa demek istedi ki; Fenerbahçe şampiyon olabilir, olmayabilir de... Yener de, yenilir de, berabere de kalır... Fenerbahçe, değil bu ülkenin sınırları içinde, dışında da heykeller dikebilir. Borçla da olsa dikebilir. Ama acı bir gerçek var ki, o da Fenerbahçe'de etik değerler yok olma çizgisine dayanmıştır. Tüzük çiğnenmiş, çiğnendiği gibi de "Ne olmuş yani?" denilebilinmiştir. Rahmetli Özal da, "Anayasa bir kere delinmekle bir şey olmaz" demişti. Gördüğünüz gibi delinmedik yerimiz kalmadı. Başkan da, gazeteye, Fenerbahçe'nin antetli kağıdı ile, sayı ile, yani resmi yazı ile, mühürlü, imzalı, Daum'u kulübe yakıştırmayı bile ayıp addetmiştir. O zaman yapmıştır da, ya şimdi... İşte Atilla paşa buraya değinmiştir. Yani Fenerbahçe'nin 96 yıllık tarihi içinde saklı olan etik değerlerin çiğnendiğini dile getirmeye çalışmıştır. Tüzüğe gelince... "Bir kere delinmekle ne olur?" demek Fenerbahçe'nin yine tarihsel gelişimine asla ve asla yakışmaz. Bugün, tüzüğü hiçe sayıp, üyelerin para kazanmasına göz yummak, yarın beş bin üye kapıya gelirse kaçacak delik aranmak zorunda kalınacağı demektir. Öyle ya herkese aynı hak doğmaz mı? Haysiyet Divanı başkanı sayın dostum Tuncer Erdoğan bu ifadeleri, açıklamaları dinlerken rahatsız olmuş mudur? Bilmem... Bekleyip görmek lazım... Öyle ya Onur Kayador ne çabuk da ihraç edilmişti. Eşitlik ilkesi, sanırım Fenerbahçe'nin vazgeçilmezidir. Şöyle bağlayalım... Fenerbahçe futbol takımı başarısız olabilir. Başarılı da... Tesisler birbiri ardına yapılabilir, yapılmayabilir de... Tabii ki, Fenerbahçe önce spor kulübüdür, yani sportif başarı gereklidir. Ammaaa... En önemlisi Fenerbahçe'nin tarihten gelen etik değerleridir ki, bunlar bugün milyonlarca kişiyi Fenerbahçeli yapmıştır. Tarihi rakipler Galatasaray ve Beşiktaş, şampiyon olamama yarışını uzun sürdürmüşlerdir ama, etik değerlerinden hiçbir kayba uğramamışlardır. Sanırım, Atilla Kıyat paşa da bunu anlatmak istedi. Tabii anlayabilenlere, şakşakçılara değil...