Az bile oldu

A -
A +

F.Bahçe'nin orta sahasının sağ kenarı Selçuk'lu 11'i, yani Samsun'daki icadlı kurgusu Trabzon'un deplasman oyunlarında daha dengeli, daha kontrollü oynayabilen yapısı karşısında ne yapacaktı? Soruya cevap ararken baktık ki, Trabzon bu zor oyuna çift santrforla çıkmıştı. Uçtaki adam Augustin'di. Oysa göbeğine iyi sıkışabilen bir F.Bahçe karşısında çift santrforlu oyunun en uç adamı Mehmet Yılmaz tipinde, hem yüksek toplarda etkili, hem de fizik gücüyle açıcı, dağıtıcı ve yıpratıcı bir eleman olmaydı. Fatih'le Gökdeniz'in duvarı olabilmek için benden de daha kibar oynayan Augustin'i seçmiş olmak, bu maçın altı kırmızı kalemle çizgili düşüncesi olmamalıydı. Bu ana temalar üzerinde, oyunda Trabzon kanatlarından hiç çıkamayarak orta sahasının top kullanma rotasını hep F.Bahçe savunmasının ortasına nişanlamasına sebep oldu. Bu arada F.Bahçe, oyunu daraltabilmekte rakibine oranla daha çabuk, daha organize idi. Ümit Özat'ın bana göre ofsayttan olan golü yukarıdaki F.Bahçe - Trabzon farklılıklarının oyun alanındaki evsahibi lehine açılmasının pompalayıcısıydı. Trabzon'un maçın ilk devresinin bitimine az bir zaman kala planladığı kurgudan çıkan golü neyi değiştirebilirdi, büyük merak konusuydu. Bu Gökdeniz - Fatih alış-verişi için ben oturduğum yerden, "Trabzon'un sahipleri gole taşınıyorlar" diye fikir yürütürken, F.Bahçe'nin yabancılarla dolu savunma göbeği ve ön liberosu aynı telaşa kapılmak şöyle dursun, geçide izin bile verdiler. Sonra kaleci Petkoviç'in armağını ile sıkıntılar yaşama endişesiyle soyunma odasına gitmiş F.Bahçe, bir anda rahatlayıp bana göre o anda maçı kazandı. Bakın sonra neler neler oldu. Daum, Mehmet Yozgatlı'yı oyuna alırken, Selçuk'a arka dörtlünün sağı gibi yeni bir tuhaf görev verdi. Ama Trabzonspor Teknik Direktörü Turgay'ın rakibi korkular içinde yaşatacak Yattara'yı oyuna alışı maç bittikten sonraya kalmıştı. Tıpkı Mehmet Yılmaz'ın olduğu gibi. F.Bahçe, maçı artık yavaş yavaş neredeyse klasikleşmeye yüz tutan sistemini, rakibin bir deplasman oyunundaki anlaşılmaz kurgu ve taktiği ile hiç zorlanmadan, disiplin kaybına çok uğramadan işletti. Bu, Gökdeniz, Fatih ve Augustine üçlüsüyle ön libero Hüseyin arasındaki sahanın çok geniş tutulması, bu bölgeye de Aurelio, Ümit Özat, sıkça Hooijdonk katkılarıyla gerçekleşti. Tabii kaleci ve ofsayt gol faktörlerini ön plana çıkartmak F.Bahçe'nin rahat galibiyetine gölge taşımak olmamalıdır. Çünkü Trabzon'un koca oyunda 1.5 porsiyoncuk gol pozisyonundan başkası akıllarda kalmamıştı.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.