Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören, büyük merakla (!) beklenen basın toplantısında, "Beşiktaş'ın yolunu 21 senedir kesiyorlar" buyurmuşlar. Vay be, yolların kesildiği bu süreçte Beşiktaş'ın üç tanesi üst üste olmak üzere toplam beş şampiyonluğu var. Yani "Dört Büyükler" arası dört yılda bir şampiyonluk... Bu nasıl yol kesilmesi? Haaa bir de özür meselesi var. Küfür için mi, sahadaki yöneticiler için mi, yoksa kendisinin arkasından gelen küfürler için mi, kim anladıysa lütfen beni de bilgilendirsin.. >> Yok mu Alex'i kurtaran? Efendim; Alex demişler ki; "Fenerbahçe'de kalmak istiyorum... Gerekirse Türk vatandaşı olmaya da hazırım..." Vah vah vah! Peki, Alex'in bu çıkışı nereden kaynaklandı dersiniz... Ben bu sütunlarda neredeyse iki üç ay önce Aragones'in Alex'i istemediğini, gerekçe olarak da oyun düzenini ciddi şekilde olumsuz etkilediğini, Semih'in de bu nedenle aşırı yük taşıdığını öne sürdüğünü yazmıştım. Zaten aynı Aragones, İspanya'daki bir röportajında da aynı görüşünü dile getirmiş. Ama Alex çok uyanık... Baktı ki durum ciddi, tuttu, Brezilya'da senede 200 bin dolara talim etmek yerine Fenerbahçe'de 3,5 milyon euroya devam edebilmenin kartını açtı. Hayırlı işler! Aman kalsın, kalsın ki, yeni bir Maldonado daha ithal ettirsin... >> Helal olsun Hamit Altıntop! Hamit Altıntop, şöyle bir İstanbul'a gelip ve de Ali Sami Yen'deki derbiye bir uğrayayım diyecek oldu. Anında da Galatasaray'a transferi gündeme oturuverdi. Ve Hamit çıldırdı. Bundan böyle benzeri haberler çıktığı takdirde, bu yayın organlarına dava açacağını bildirdi. Haaa bir de, "Bayern'den daha büyük firma var mı ki" diye sordu. Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna!.. >> Hakan Ünsal'dan skandal yorum! Geçtiğimiz günlerde Hakan Ünsal, NTV'de, Lincoln'ün Sivas'ta zemin ve ayazdan olumsuz etkilenebileceğini söyledi. Yapma be Hakan kardeş! Lincoln buraya gelmeden önce beş sene Alman liginde oynadı. Almanya'da lig sürecinde havalar nasıl mıdır? Tıpkı Antalya kışı gibi... Ha ha ha... >> Polat'tan şampiyonluk mesajı mı? Galatasaray Başkanı Adnan Polat, çok resmi olarak, yani divanda, üç aydır futbolcuların hak ettiklerini ödeyemediklerini açıkladı. Duyduğum kadarı ile hiç tepki görmemiş. Hatta çoğunluk, "Hah işte, bu, şampiyonluğun habercisi" gibilerinden görüş ortaklığı sergilemiş... Eeee 21. yüzyılda Türk futbolunun tepesi de böyle işte... "Güler misin, ağlar mısın?" sorusunun tam yeri değil mi? >> Mehmet Keseratar; Sana ne! Beşiktaş-Galatasaray basketbol maçı öncesi, hakem Mehmet Keseratar, tribündeki Lig TV aleyhtarı pankart yüzünden maçı on beş dakika geç başlatmış. Allah Allah! Sana ne arkadaş? Sen bu firmanın avukatı mısın? Küfür, politika, ırkçılık, din ayırımı içermeyen bir pankart seni neden bu kadar ilgilendirdi acaba? Gelen bilgiler böyle... Şayet doğruysa, hakem Keseratar çuvallamıştır. Federasyon ne mi yapar? Hangi Federasyon? Temelli senatörlük federasyonu mu? Asıl ben, Beşiktaş'ın şimdi ne tepki göstereceğini çok merak ediyorum... >> Cem Papila nedir, ne değildir? Kanalturk'ün Telegol programında Pazar akşamı Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören konuk idi. Ve de duyduğuma göre Başkan, Cem Papila'nın katılmaması koşuluyla programa katılabileceğini bildirmiş. Patron Serhat da bu isteği kabul ederek Papila'ya izin vermiş. Bana ne! Ama Papila bundan böyle Telegol'e katılacak mı, katılmayacak mı? İşte bütün mesele bu. Yani İnönü'de 5 Beşiktaşlıyı atan hakem mi var karşınızda, yoksa..