Beşiktaş düzelir mi?

Bildiğiniz gibi her gün Kadıköy Çarşısı’nda voltamı atarım. Ve birçok Beşiktaşlı, hem de koyusu olan dostlarım var. Son günlerde bırakın sohbeti çene çalmayı, benimle göz göze gelmemek için sanki gayret sarf ediyorlar. Neyse bizim Gökhan’a sordum. Bana cevap olarak bir şeyler söyledi ama sanki dili tutulmuş gibiydi ve hiçbir şey anlamadım. Şimdi kongre var. Bakalım başkanlık koltuğuna oturacak isim hangi yöneticileri yanına toplayacak? İşte asıl mesele bence buradadır. Sanırım rahmetli Süleyman Seba ağabeyin canlı tanık olduğum durumda kapıya koyduğu Feyyaz olmaz. Beşiktaş’ın yeni yönetimi bence tarihsel bir sınava girecektir.

 

 

Yabancı hakem mi?

 

 

F.Bahçe yönetimi yaptığı yazılı açıklamada “Ligimizde artık yabancı hakemlerin görev alması gerekiyor” demiş. Ey arkadaşlar, siz Türkiye’ye gelen yabancı hakemlerin önce Kapalıçarşı’da ağırlanıp sonra ziyafet masalarında oturduğunu ve de sahada neler neler yaptıklarını bilir misiniz? Siz, böyle bir istekte bulunacağınıza, “Acaba ne yanlışlar yapıyoruz” diye oturup düşünün.

 

 

 

 

Üç forvet ne demek?

 

 

Tabii ki G.Saray’ın bu son Kayserispor maçından sonra yine eski günlerime gittim. F.Bahçe’de Rıdvan-Hasan-Aykut, G.Saray’da İsfendiyar-Metin-Güngör, Beşiktaş’ta ise Metin-Ali-Feyyaz. Bunlar, üç büyüklerin sağ ve sol kanat oyuncuları ve de santrforlarıydı. İşte Galatasaray, bu son maçında Barış’la 2, Osimhen’le 2, Yunus’la da 1 gol bularak, bana eski günlerimi hatırlattı. 

 

 

 

 

Mourinho çorbası

 

 

Önce geçmiş olsun diyelim bu teknik direktöre. Ameliyat masasından kalkıp istirahate çekilmiş. Ama şu her maçta sanki mecburmuş gibi beş oyuncu değişikliğini herhangi bir zaman ölçüsünün dışında acayip şekilde değiştirmesi acaba analiz ediliyor mu? 105’e 68 futbol sahasında, hatta şimdi kalecileri de sayarsak 11 oyuncunun birbirine alışkanlık edinmesi şarttır. Ama siz teknik adam olarak bunu açıkça engelliyorsunuz. 

 

 

 

 

Eyüpspor tamam da…

 

 

Eyüpspor, F.Bahçe’den puanı kaptı ve herhâlde çok mutlu oldu. Ben de kutluyorum. Ama Arda gibi dünyanın en önemli kulüplerinde forma giymiş, şimdi hocalık yapan birinin böylesine bir ortamda kendini oyundan attırmasına şaşırıp kaldım. Bakalım şimdi ceza alacak mı?

 

 

 

 

Şenol Hoca’yı kutlarım

Ve sonunda, hatta maçın sonunda Trabzonspor rakibini tek golle yenerek Şenol Hoca’ma bir nefes aldırmıştır sanırım.  Ama şunun altını da çizmekte yarar var. Trabzon’un bugünkü puanına bakarsak biraz karanlık bölgede kaldığını söyleyebiliriz. Bekleyelim görelim bakalım. 

 

 

 

 

Volkan’a bir sorun bakalım?

 

 

Şimdi neyin sorulmasını gerektiğini merak ettiniz değil mi? Valla alacağım cevap beni hiç ilgilendirmez de, acaba bu kaleci Volkan’ın millî takımın kalesini, hem de en kritik maçında stadı terk edip evine gitmesinin hesabını kime soracağız? Bu ağır suçu işlemiş bir zatı muhterem ülke futboluna sayısız katkıda bulunmuş Şenol Hoca’nın elini sıkmıyor. Destur be!.. 

 

 

 

 

Adana Demir nereye yahu?

Bir zamanların üç büyükler de dahil korkusu olan Adana Demirspor, bugün ne yazık ki ligin dibine demir attı. Ama sen tut önce Beşiktaş’ı arkadan da hem de deplasmanda Hatay’ı yen ve etrafa şöyle bir mesaj ver: Ben çıkıyorum, haberiniz olsun… Bizler eskiler, Adana futbolunun ne olduğunu çok iyi biliriz. Beklemekteyiz, haberiniz olsun.

 

 

 

Kemal Belgin'in önceki yazıları...

 

 

Ekrandan futbol dışı

Geçtiğimiz hafta ekranlardan birinde bizim mahallenin yani Moda’nın Işıl Alben’ini izledim. Soyadı Yücesoy olmuş. Ama ben onu Işıl Alben diye tanırım. Uzun ömürler dilerken, TRT Müzik ekranında “Senin şarkın” gevezeliğine de ne yazık ki tanık oldum. Bir erkek, bir kadın bu programı şarkı sunma değil de sanki sohbet toplantısına çeviriyor.