Beşiktaş; seneye!

A -
A +

Her kafadan bir ses çıkmaya devam ediyor. Kimileri Schuster'in kovulmasını isterken, Beşiktaş Yönetimi devam kararından yana... Muhalefet de yoğunlukla yorumcu sınıfının kafasında... Benim yorumum mu? Transferin başında federasyonun "10 yabancı dolmuşuna" binip kaza yapan Beşiktaş, arada da yeni bir kaza yapıp, üç gönderdi, üç aldı (acaba doğru mu hesap yaptım?)... Bu çorbadan ancak bu kadar olurdu, öyle de oldu. Türkiye Kupası'nın yarı finalinde rakip beklemek bile başarıdır bana göre... Peki, ne mi olmalı? Seneye sıfırdan başlayıp ve bütün hatalarına rağmen Schuster'le devam... Tabii yeni bir transfer çorbasından uzak durarak... Neden inanmadınız? Diana Taurasi olayında tabii ki Hacettepe Doping Merkezi'nin suçu büyük... Bunu geçen hafta yazdım. Sonra oturdum, düşünürken aklıma bir bölümü daha yazmak geldi. Fenerbahçe, madem ki, Taurasi'nin o maddeyi kullanmadığına inanıyordu, o zaman neden sözleşmesini feshetti? Bu yüzden Taylor da tüydü. Oysa inanmaya devam etseydi her iki oyuncu da Spartak Moskova maçında oynama şansını bulacaklardı. Şimdi, kim Fenerbahçe'yi eledi acaba? Ön libero kıyma makinesi! Sen ligin ilk yarısını sadece dokuz puan kaybederek kapa... Rakiplerine onca puan farkı at... Ama bu süreçte arızaya uğradığın maçlarda (Manisaspor maçı) yanlışlarını atla... Ve de ikinci yarıda aynı hatalarla geriye düş... Şenol Hocam; Sen adeta bir ön libero kıyma makinesi oldun. Nasıl mı? Onları tek başına bırakıp, lüks oyunculara fazla sayıda forma verdiğin için... Ceyhun-Selçuk veya Ceyhun-Sezer ikililerini kursan şimdi çubuğunu yakmıştın... Kim yalan söylüyor? Haberturk'te bir haber yer aldı, hem de fotoğraflı... Aziz Yıldırım, bazı basın mensupları, bir şampiyonlukta payı olan kankalarından biri ve yönetimden bir isimle birlikte İstanbul'un şöhretler merkezi haline gelen bir mekânına gidiyor. Orada Saadettin Saran'ı görünce masasının değiştirilip göz göze gelmeyecek biçimde organize edilmesini istiyor. Sonra da foto muhabirleri fotoğrafa çekmek isteyince de basıyor küfrü... Ancak yalanlanma merkezi olan Fenerbahçe resmi internet sitesinden Aziz Bey haberi yalanlıyor. Ve diyor ki, "Oraya, benimle adı geçenlerle birlikte değil ayrı ayrı gelmiştik." Hadi canım... Fotoğrafta kapıdan içeri girerken çok tanınmış bir TV programcısı ile görüntünüz var. Yoksa mekanın masaları, kapısının dışında mı? Ayrıca Beşiktaşlı Sinan Engin'le aynı ayrı gitmeniz mümkün mü? Küfür mü? Onu en iyi hakemler bilir zaten... Kalecin sağlam olursa! Büyük takımın büyük kalecisi olur... Bu, futbolun önemli olmazsa olmazlarından biridir. Bursaspor da İvankov sayesinde çok maça tutundu. İşte son Bucaspor maçı... İşte penaltıyı çelen Volkan ve soyunma odasına 1-1 yerine 1-0'la giden takımı... Örnekler mi? Şampiyon takımlara bir bakın! Hedefe yönelmişlere bir bakın! Mesela; Onca puan kaybına rağmen Trabzonsporlu Onur deduk! Hagi'ye bir fırın ekmek gerek! Bir futbol yıldızı olmak, bu mesai bittikten sonra aynı düzeyde teknik sorumlu olmak durumuna temel teşkil etmez. Örnekleri çoktur. Tersi de mevcuttur. Mourinho gibi falan... Hagi için yazdım. O ucube statta, öyle müthiş bir rüzgâr eserken, rüzgâr altında takımın boyu uzatılır mı hiç? Doğrusu mu? Bak; Avcı'nın icraatları! Ömer Faruk ne diyor? Bizim hakem kalemimiz Ömer Faruk Ünal, Fenerbahçe-Kasımpaşa maçının hakemi Halis Özkahya'yı bayağı eleştirmiş. "Emre senden korksun" demiş, yazısında... Öyle ya, Emre'nin rakip tekmelemesini, hakemi azarlamasını görmezden gelirseniz, milli maçtaki gibi uluslararası alanda canının ve takımın yanmasını hazırlarsınız. Bunu geçenlerde yazmıştım, hatırlarsanız... Ama ne yazık ki göğüsteki FIFA kokardı bile cesaretlendiremiyorsa, vay ki vay!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.