Kemal Belgin Milli Takım'ı ve de Şenol Güneş' i kim veya kimler yaktı? Bu sorunun cevabını arayarak dün geceki yarı final oyununu daha sağlıklı değerlendirebiliriz. Brezilya maçı sonrası anlı-şanlı Türk spor medyası Şenol Güneş' i maça tek santrforla maçladığı için topa tutmuş, yenilen golden sonra ikinci santrforu oyuna alarak doğruyu bulduğunu belirtmişti. Ama bunu yazanların hepsi yanılıyordu. Şenol, gruptan çıkma stratejisi üzerine oyunun ilk yarım saatini blokaj veya rakibi ve oyunu tutma üzerine planlamış, bu süreç içerisinde maçı forse edeceğini bildiği rakibini yormayı düşünmüştü. Bu arada bizim takım fazla orta saha ile oynadığı için rakibinden daha diri kalacak, sonuç aramak zorunda kalabileceği dönemlerde indirici darbeyi vuracak kadar fizikman hazır olacaktı. Ama benim anlı-şanlı spor medyam bunu anlayamamıştı. Türkiye'de çıkan yazılar anında Fransa'ya fakslanıyor ve orada kimbilir belki en üst mercilerde de ne yazık ki değer buluyordu. Hatta belki de Şenol Güneş bile bunlardan etkileniyordu. Belki değil, besbelli öyleydi. Farklı yenildiği maçlarda bile dünyada oyun alanını istenilen biçimde en iyi daraltan Fransa'ya karşı çift santrforla oynama gibi çok ağır ödenecek bir fatura ile sahaya çıktık. Ve ödettiler de. Bizim ise böyle bir oyun formatında yapabileceğimiz, sol kanatta oyunu tezgâhlayıp kontrada Gökdeniz 'i pozisyona sokmak olurdu ancak. Gökdeniz bir gol attı ofsayttı... Bir de sayılanı yazdı tabelaya. Yani Türkiye'de futbol yorumu yapan ve yazanlar, resmen Milli Takım'ın en üst seviyeden teknik heyetteki en son adamına kadar hepsini iğfal etmiş oldular. İşte bunun en son kanıtı da Türkiye Ligi'nde gol kralı olan ama uluslararası arenada oynaması hiç mümkün olmayan Okan' ın 90 dakika oyunda kalması ve de kim bilir belki de bize kupayı kazandıracak penaltıyı dışarı atışı gibi. Özetle Fransa'yı bir koca 45 dakikayı kendi yarı alanında oynamaya mâhkûm ederek büyük iş yapan ve tarihinde bu takıma ilk defa iki gol atan milliler, Türkiye'deki yorumcuların sözüm ona kurbanı olmuşlardır. Çünkü, çift santrforla böyle bir maçı oynama inadıyla, iki defa iki farklı yenilgiden kurtulmak gibi çok yoğun ve ağır bir mesai isteyen kaosa yakalanmışlardır.