Şöyle bir hafızamızı yoklayıp, günümüz spor medyasının Haluk Ulusoy, Levent Bıçakcı için neler neler yazdıklarını bir hatırlayabilsek. O zaman ne kadar büyük günah işlendiğinin de farkına varırız. Tabii vicdanımız ve insanlığımız varsa... Şu hale bakın şimdi! Türkiye Kupası'nda bir çeyrek final kurası çekildi ki, duyan, rastlayan varsa beri gelsin... Bu ne kepazelik demeye kalmadan, bu defa bu federasyonun ünlü MHK'si zırvalamaz mı? Nasıl mı? Şöyle; "Kafaya oynayan takımların birbirleriyle oynayacakları ikinci yarı maçlarında, ilk yarıda bunların maçı yöneten hakemler düdük çalacak." Bunu da duyan, yaşayan varsa bir daha beri gelsin! Gidin be artık! Çünkü çuvallamalarınıza sıfat bulunamıyor... Beşiktaş şimdi yandı! Ersan'ın sezonu kapatışı kimilerine göre çok önemli değildi. Ama orada bir yabancı kontenjanı kullanma zorunluluğu doğuyordu. Buna Türk olarak oynayan Aurelio'nun atılışı da eklenince, vay ki Schuster'in haline! 17'de 17 bekleyenler, bence Türkiye Kupası'na razı olsunlar! Çünkü ünlü yıldızlar maaile oynayamayacaklar... Bir de şunu anlayamadım; Necip ve Ernst neden 75'te falan girmediler de, bitime 3 dakika sahaya atıldılar? Bursa yine, yeniden... Şayet Ertuğrul Hoca Konya'da yanlış takım kurmasaydı, şimdi liderdi... Aynı Ertuğrul Hoca, Volkan gibi Ali Tandoğan'la önlü arkalı oynadığında maç kazandıran, ortada veya kenarda rakibe uzak oynayıp deparla, driplingle gelen Sercan'ı kullanabilirse, tabii ki Miller'dan yerinde yararlanmayı seçerse, Bursa kenti yaşadı demektir... Hani öylesine yazdım... Kim bilir belki de birileri bu defa da Trabzonspor'u, Kayserispor'u hesap etmiş olabilirler... Fenerbahçe'nin aslı hangisi? Fenerbahçe, Trabzonspor'a karşı ilk yarının bir yaklaşık 30 dakikalık bölümünde, tabii ki rakibin de kırılgan kurgusu sayesinde, çağımızın temposunu pres yaparak sahneledi. Şimdi merakım şu; Bu bir daha olur mu? Manisa'da bu hafta görürüz. Ayrıcalıklı takım olmak buradan geçiyor da... Kaleye sen geç Hagi! Mademki Zapata altı aydır oynamıyormuş ve bu yüzdendir ki tribünde oturtuluyormuş, o zaman başka kaleci kalmamış mıydı ki transfer edildi? Siz bu satırları okuduğunuzda Galatasaray, Türkiye Kupası maçı oynuyor veya oynamış olacak... Acaba kalede kim oynayacak diye merak etmiştim de... Yani bu kaleci Zapata ise, o zaman ilk maçını önemli bir günde mi oynamalıydı? Hadi canım siz de! Şenol Güneş'in intiharı Ankaragücü ile başlayan ikinci yarıda, değişikliği golü yedikten sonra yapan Şenol Hoca, açılışın kayıpla yapılışının bir numaralı kabahatlisi idi. Bu defa da Fenerbahçe gibi baskı yediğinde, alanı sıkıştırıldığı dağılan yumuşak karnı orta alana karşı Şenol Hoca en yumuşak karnıyla çıkıp maçın teslim edilmesinde birinci derecede rol oynadı. Hele hele Egemen'in tercih edilişi başlı başına maçı vermek gibiydi neredeyse... Devre biterken en büyük favori olarak gözüken Trabzonspor, maçlar başlamadan yaptığım değerlendirmede de işaret ettiğim gibi, transfer yanlışlar ve eksiklerine hoca hatalarını da ekleyerek belki de favorilikte üçüncü sıraya iniverdi. İşte benim öğrencim Tuncay! Beşiktaş'ın Trabzonspor'la oynadığı kupa maçında, az kalsın Ernst oyuna giriyordu ki, böyle olsaydı Beşiktaş yedi yabancı oynattığından hükmen yenik sayılarak kupaya veda edecekti. Maçı televizyondan izleyen bütün Beşiktaşlıların ve kapalıdan kulübeleri görenlerin yüreği ağzına gelmişken, Tuncay Yanık müdahale edip, Ekrem'in oyuna girmesini sağladı ve takımı, daha doğrusu Schuster'i kurtardı. Bu Tuncay Yanık benim Marmara Üniversite İletişim Fakültesi'nden öğrencimdir. Zaten o yıllarda bu cevherini görmüştüm. Ne mutlu bana! Fenerbahçe'nin borcuna dikiz! Geçtiğimiz cumartesi gerçekleşen Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu toplantısında borcun 265 milyon falan olduğu açıklandı. Vay be! Geçen kasımdan bu yana, yani üç aylık süreçte borç nasıl olup da 115'den buraya çıkmış ki? Sakın ola ki, 400 milyona yakın olan gerçeğin en azından bu kadarının bile ortaya çıkmasına yeni ihraç edilen ve bu belgeleri savcıya teslim eden bir üye sebep olmuş olmasın!