Bu Federasyon uçuyor, dikkat!

A -
A +

Bizim Tahir Kum söyledi. Önce kafa buluyor sandım. Kendileri muziptir ya... Bizim futbolun başı, yani Federasyon, tutmuş, yeni bir harika daha sunmuş... Yani bundan böyle fair-play yarışmasını önde bitiren, ligin şampiyonu kadar prim alacakmış! Yani 10 milyon avrocuk! İnsaf be! Siz hakikaten tam bombaymışsınız. Bitti mi? Biter mi bu Federasyonla ilgili bombalar... Tuttular, milli maçlar arifesinde, yani maçtan beş gön önceye bizim ligden maç koydular. Ne mi oldu? Quaresma tüydü. Ekrem'le Holosko'ya zar zor izin alındı. Galatasaray ve Trabzonspor maçlarını ayna saate almaları da bonus... Bunları birileri sıkı tutsun, vallahi uçacaklar... Efes'le gurur duyalım! Anadolu Efes, yani basketbolumuzun lokomotifi, ya da bir başka deyişle var olmasının başlıca kaynağı, itici gücü, geçtiğimiz günlerde 35. yılını kutladı. Sevgili dostum Tuncay'ı yanaklarından öper, nice yıllar dilerim. Bizim Engin arayıp davet etti. Ama şu bizim bu sene kahır dizisi haline gelen futbol maçı yüzünden gidemedim. Eh, serde yorumculuk var ya... Neyse, Efes'in kurulmasında ve nice başarılarında büyük payı olan yine sevgili dostum Pano Natof'u da burada anmam lazım. Ah bir de Tuncay'la Pano'yu yeniden kol kola görebilsem, vallahi gözüm açık gitmez! Ne yaptın Cüneyt Hocam? Sarı kartı olan bir oyuncu, topla rakip defansın içine can alıcı bir dripling atarken, bu oyuncunun arkasından kovalayıp üstüne yapışır, onu yere indirirse ve faul de çalınırsa kart olmaz mı? Yine sarı kartı olan bir oyuncu, bir kontra çıkışta, rakip defansın arkasına atılan bir topa, hem de o topun gidiş yoluna koluyla hamle yapıp eli-koluyla keserse ve de hentbol çalınırsa, kart gösterilmez mi? Penaltı mı? Hadi onu kalabalıktan göremedin diyelim... Ama ya o ikisi? Galiba bu sezon büyükler koruma altında olacaklar... Ne zaman olmadılar ki demeyin. Bu sene işler çok bambaşka... Salon, bu sene futbolu gömer! Bayan Voleybol Milli Takımımız, bana göre biraz Neslian'ın biraz da hocasının son sette salona boş bakışları yüzünden finali kaçırdı ama bronz madalyayı da boynuna taktı sonunda. İşte istikrar budur. Voleybol Federasyonu Başkanını yabancı çığırtkanlığına karşı dik duruşundan dolayı bir kere daha kutlarım. Voleybolda sevinirken, Galatasaray erkek basketbol takımı da tarihinde ilk defa Eurolig'e katıldı. Hem de kimleri üç gün içinde devire devire... Kısaca bu sene salonda hayat var. Hele hele erkekler basketbolda. Eh, futboldaki keşmekeş için zaman doğrayacağımıza, salonda heyecanlanmak, gerçek mücadele seyretmek daha doğru olmaz mı? Rotasyon nedir? Futbol dünyasında müsabaka sayısı bir hayli fazlalaştı. Dolayısıyla kadrolar her zamankinden geniş tutuluyor. Tamam... Ama kadrodaki değişimler genel olarak mevkilerine, görevlerine alışmış, alıştırılmış oyuncuların aynen eskisinde olduğu gibi sahaya sürülmesidir. Yani Gökhan Gönül'den sağ ön oyuncusu olmaz. Tıpkı eski Hakan Ünsal, Abdullah Ercan, hatta Roberto Carlos'tan olamayacağı gibi... Siz siz olun, öyle bazı futbolcu eskilerinin dolmuşuna binmeyin! Sakın ola ki, bir gün, örneğin, Egemen'i orta sahada oynatmayın! Örneğin, Servet'ten sakın ola ki bek denemeyin! Burak'tan orta alan mı, düşünmeyin bile... Örnek çok... Siz hiç Puyol'u sağ önde gördünüz mü? Rooney, hiç orta alanda oynadı mı? Dünya futbolunda bir tek oyuncu var, her yere uyabilen, o da İnterli Zanetti'dir. Yanarsınız ha, uyarayım da... Levent Bıçakçı mı, hadi canım siz de! Yahu bu Kulüpler Birliği tam anlamıyla iş bilmeyenler grubu... Tutmuşlar malum yasa ile Federasyonun malum talimatının değişiklik tasarısı için Levent Bıçakçı'yı görevlendirmişler. Hani şu Fenerbahçe'yi, gönderdiği resmi yazı ile PSV maçında hükmen mağlubiyetin eşiğine taşıyan futbol federasyonu eski başkanını... O günlerde bu Bıçakçı'nın sağ kolu da, yani ikinci başkanı şu anda Metris'te... Futbolun haline bakınız Allah aşkına!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.