Bu firma mı büyük?

A -
A +

Bir büyük firmanın sahadaki Süper Lig takımı şayet 2-3 oyuncunun sırtında taşınabilmenin sıkıntısını yaşıyorsa bu firmanın her türlü oyununda alacağı sonuç sürpriz sayılmamalıdır. Tabi ki yenilgilerden söz etmeye çalışıyorum. Sneijder'in ustalığı, Selçuk'un gayreti, Sabri'nin dinamizminde kaleci Muslera uyuşukluk gösteriyorsa G.Saray'ın maç kazanması ya rakibin hediyesi olur ya da beklenmedik gelişmelerin patlamasıyla...
Mustafa Denizli Hoca'nın yıllara dayanan tecrübesi de kadro fukaralığı yaşayan bir firmaya ancak samyeli estirtir. Tandemdeki iki oyuncunun birden sakatlanıp çıkmaları talihsizlik olarak yorumlanabilir ama Carole gibi bir amatör küme futbolcusunun oyuna girmesi de firmanın halini belli eder. Osmanlıspor kadro içeriği olarak isimsizlerden ama başta Ndiaye olmak üzere iyi iş yapan, koşan, boş saha bırakamamaya gayret eden elemanlardan kurulu idi. 
Maçı gözümüzün önünde bir kere daha yaşayalım dersek, Osmanlıspor'un rakibin atak girişimlerini kaç faulle kesitiğini görürsek ve de G.Saray'ın bu araştırmada yarım kaldığını bulursak zaten maçın galibi de kimseyi şaşırtmaz. G.Saray'ın yediği ilk iki golü anımsayalım.  Ne kademe, ne alanı savunma, ne de rakibi pasifize etme gibi savunma özelliklerinin hiç birinin olmadığını görürüz.
Bir de G.Saray ismi üzerinde transfer palavraları üretilen Burak vardı ki, bir topa vurdu gol oldu sonra bir daha ayağını süremedi. Şöyle bir final yaparsak, ligin başında '5'inci olur' dediğim G.Saray galiba beni yanıltmayacaktır...

MAÇIN ADAMI: Ndiaye

KIRILMA ANI: Musa'nın golü

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.