Bu ne lezzet?

Beşiktaş'la G.Birliği, İnönü çimi üzerinde son yıllarda pek tanık olmadığım, muhteşem bir lig oyunu sergiledi. Ankara takımının Beşiktaş ile oynayacağı zor deplasmana rağmen Okan'ı Zago'nun, Youla'yı Ronaldo'nun, Ahmet Hasan'ı da Tolga'nın üzerine yaslayarak oyunu planlamış olması, hem bir yüreklilik ifadesi, hem de Beşiktaş'ın ağır olan ön liberolarıyla savunması ve ileri uç arasındaki bağlantıların vitesini düşürmekti. Böylece G.Birliği daha kolay hücuma çıkacak, risk aldığında da Beşiktaş savunmasına yaptığı pres yüzünden de kendi alanını kapatmakta gecikmeyecekti. Beşiktaş ise artık klasikleşen 3-4-2-1 veya 1-2 oyun planıyla Türkiye'nin en çabuk ve en dikine kontratak takımı Gençler'e karşı dengeli baskı felsefesi ile önce umut vermeyecek, sonra da umutsuzluğa sevkedecekti. Hocaların oyun planları olumlu yönleriyle işledi diyebiliriz. Ama, hep övdüğüm ve Beşiktaş'ı gerçek manada Batı standartlarına taşıdığını belirttiğim Lucescu, bu defa oyuncu değişikliklerinde kendisinin düşüncesi ile hiç bağdaşmayan riskler aldı. Pancu'nun Tayfur'un yanına ön libero olarak getirilmesi, yanlışların büyüğü olarak göze çarparken, Ahmet'in de oyundan alınıp Tümer'in sol kanada çekilmesi yanlışlar zincirinin halkalarından birisiydi. Bütün bu pek alışık olmadığımız yanlışlara rağmen G.Birliği, Okan'ın topu ciklet gibi çiğneyiş alışkanlığı yüzünden Beşiktaş'ın bozulan kimyası karşısında, koca oyunda biri 35.dakikada, diğeri 65.dakikada olmak üzere tipik iki kontratak yapabildi sadece... Ama ne var ki; Nouma ve İlhan'ın hiç bir olumlu hareket yapamadan maçı tamamlamış olmaları bence Beşiktaş'ın zorlanışı demeyelim ama takılışındaki önemli faktörlerden biriydi. Yine de iki takımı, müthiş bir lig oyunu sergilediklerinden dolayı kutlamak gerek. Futbol öyle garip ki, Beşiktaş en büyük riskleri aldığı anda golünü attı. Gençler de ağır Veysel'i oyuna çektikten sonra beraberliği yakaladı.