Galatasaray'ın Hollandalı teknik direktörü Frank Rijkaard, İstanbul Belediye maçından sonra, yanlış tercüme yoksa -ki sanmıyorum- tuttu, "Gelecek sezon için takviye isterim" dedi. Gözün doysun be Rijkaard! Sezona girilirken Elano, Leo Franco ve Keita alınırken sen teknik adam değil miydin? Yani bunlar için onayın yok muydu? Ya devre arası? Jo, Giovanni ve Neill gibi ara transfer bugüne kadar bu ülkede hangi teknik adama nasip olmuştur? Bu sayıda ve bu kadar isimli oluşlarından söz ediyorum... Sonuç mu? Diyorsunuz ki, bir sezon önce beşinci olunmuş, tabii yeterli değil, ama bu sezon üçüncülük var... Eh, ha gayret! Demek ki gelecek sezon, yeni TAKVİYELERLE, ikincilik kapıda demektir... Sevgili Polat Başkan; Sence? İngiliz kadar bile ahlaklı değil miyiz? İngiliz siyaseti derlerdi... Güya dünyanın asıl patronu İngilizlermiş... Her yeri onlar yönetir, ihale Amerika'ya kalırmış... Böyle büyüdük bizler... Ama şimdilerde bakıyorum da adamlar futbol olgusunda bizden daha dürüstler, bizden daha dik durabiliyorlar, ahlaktan yoksun senaryolarla ortalığı karıştırmıyorlar. Baksanıza, Chelsea saat 15.00'te, Manchester United 17.00'de oynuyor. Bu iki takımın, ligin bitimine iki hafta kala aralarındaki puan farkı sadece 1 idi... Biz mi? Neredeyse altı hafta kala bütün maçları aynı gün ve saate alacağız. Senaristlerden Dr. Ahmet Çakar'a bir daha soruyorum; Bu hafta A.Gücü-F. Bahçe maçı saat kaçta, hangi gün oynanmalıydı acaba? Hani maçını oynamış sayılıp üç puanı kapmış Burasspor'a göre canım... Siz rekabet nedir bilmiyorsunuz ki! Efendim, Lazio-İnter maçında yenilmekte olan Lazio taraftarı, İnter'in kaçırdığı gollerden sonra kahrolurken, takımlarının kurtardığı pozisyonlarda da öfke kusmuşlar. Bizim özellikle yeni yetmeler, yani internet sayesinde ortaya çıkanlar, böyle bir şeye ilk defa tanık olduklarını ifade edip, şaşkınlıklarını dile getirdiler. Acaba, sizler, lig bittikten sonra Milan'ın sitesinde, şayet İnter kendilerini geçmişse, yani yarınki puan cetvelinde şampiyonun, yani birinci sıradaki takımın kim olduğunu baktığınızda görebilir misiniz ki? Ya da yıllar önce tersi olduğunda, yani İnter gerilerde kaldığında Milan'ın puan sıralamasında ismine rastlamak mümkün olmuş mudur? Yani taraftarı bir kenara bırakın, yöneticisi onlardan da beterdir. Hani bilginiz olsun diye canım... Eser Aziz Bey'in ise... Yazar, çizer, ekran yorumcusu, ben hariç, Fenerbahçe'nin müthiş finişinin arkasındaki sırrın tamamen Aziz Yıldırım' a ait olduğunda birleşti. Neymiş; İstanbul Belediye maçından sonra Aziz Bey, Samandıra'ya el koymuş, sıkıyönetim ilan etmiş, böylece de başta Daum olmak üzere oradaki bütün mesai erbabı adam olmuşlar. Vah ki vah! Zaten Daum da tam gün mesai darbesi gelince, ayaklanma sinyali veren futbolcularına, "Patron Aziz Bey öyle istedi, ben bir şey yapamam" dememiş miydi? İşte başarının sırrı... Herhangi bir ülkede benzeri varsa, lütfen bilgilendirin de cahil kalmayalım... Zaten Dünya Kulübü de böyle oldular Real Madrid, Barcelona, Manchester United, İnter, Milan, Juventus falan... Yaşasın yandaş Türk Spor Medyası! Necil Ülgen'den Yılmaz Özdil'e destek! Fanatik'in başındaki meslektaşımız, daha doğrusu branş arkadaşımız Necil Ülgen'le biri röportaj yapmış. Necil Ülgen okuduğu spor yazanları arasına, dikkat edin spor yazarları demiyorum, Yılmaz Özdil üstatlarını da katmış. Hürriyet ve onun çocuklarından Fanatik... Eh, körlerle sağırlar birbirlerine ağırlar buna tam uymuyor mu? Sergen'in göbeği ve Ferrari dersi! Geçen hafta yetiştiremedim. Ama yazmadan edemeyeceğim. Sergen Yalçın, yani yeni ulu yorumcu, NTV Spor'da sözüm ona Beşiktaş'ı eleştirecek ya, tuttu, "Az bir süre İtalya'da oynamış olan Ferrari de..." demez mi? Yahu ulu yorumcu; zat-ı-alileriniz Siirt Jet-Pa'da göbek büyütürken, Ferrari İnter'de oynuyordu. Zaten 14 sene gibi bir sürecik İtalya'da ve bir sezon da Premier Lig'de Everton'da kiralık forma giydiler. Duyurulur! İşte bilgi sahibi olmadan fikir yürütmek buna denmez mi? Ama patron formasıyla maça gidiyor ya, çek kuyruğunu gitsin! Beşiktaş zor durumdaymış! Ne güldüm bilemezsiniz. Bir gazetemiz, galiba Haberturk, Beşiktaş'ın 10 Mayıs'a kadar 20 milyon TL'yi yatıramazsa Avrupa Kupaları'na girmesinin mümkün olamayacağı şeklinde bir haberi manşetine astı. Yapmayın be; düne kadar 60 milyon doları kulübüne harcamış bir başkan için bu para dişinin kovuğuna kaçmaz... Sonra ne mi olur? Hiiiç... Beşiktaş'ın, başkanına borcu 75-80 milyon dolarcık olur, o kadar... Ankaragücü'nün senaryosu kısa sürdü Ankaragücü Asbaşkanı Ayhan Atalay'ın çıkardığı yangından sonra af dilemesi herkesi şaşırttı. Ben ise hiç şaşmadım. Çünkü senaryo yazılmış ve oynanmıştır. Hangi senaryo mu? Eh, biraz da siz ders çalışın! Haftaya notunuzu veririm.