Bu stad ne işe yarayacak

A -
A +

F.Bahçe için artık yasak savma ya da kilometreyi doldurma anlamı taşıyan lig oyunlarının içinden, acaba UEFA Kupası bileti çıkar mı diye meraklananlar, Samsunspor oyununa haklı olarak çok cılız bir itibar göstermişlerdi. Milli kalecisi mesaiyi yarıda bırakıp "Benden bu kadar" diyen F.Bahçe'de, zaten daha önce kaybedilmiş bir takım ve de santrforu Serhat problemler yumağı olarak yorumlanmasına rağmen, emanetçi teknik direktörü eldeki malzemeyi, "Yarının sağlam iskeleti" diye yorumluyorsa, dünkü maça itibar edene de, televizyon karşısında bağdaş kurana da vallahi yazıktır. Samsunspor yukarıda tarif etmeye çalıştığımız F.Bahçe karşısında yarı yarıya bir değerlendirme yapar isek, ilk 45 'te yıldırım bir Oktay golü buldu ama tuhaf biçimde görevlendirilmiş, ya da alışık olmadığımız sorumluluklara itilmiş Serkan ve Celil'in kötü oyunları nedeniyle başkaca bir vukuat işleyemedi. Ama ne var ki; top F.Bahçe'ye geçtiğinde oyun alanını kalabalıklaştırarak mümkün olduğunca daraltan Samsunspor yine de iki taraf arasında takımlık hüviyetini daha fazla taşıyan formalılardı. Bu yarım bölümlük değerlendirmede alıştığımız F.Bahçe zaafiyetlerinin yanına Sakıp hocayla alışmadığımız Samsunspor güzellikleri gelirken, hakem Zafer Önder İpek, Tuncay'a gösterdiği sarı kart yüzünden yargılanmayı hak eden bir tutum içinde görülmüştür. Çünkü Tuncay o topu hakem kararını protesto etmek için değil, topu ayağına fazla sakız edip kaçırdığından kendine kızarak hakeme göre cürüm işlemiştir. Yani hiçbir hakem kendi kendine kızan oyuncuya kart göstermemelidir. Filmin ikinci yarısında Kemal'le Hakan'ı Samsunspor yarı alanına daha sıkça göndermeye başlayan F.Bahçe, Rebrov'un oyuna dahil olup duvar rolüne çıkışıyla daha baskılı görünür gibiydi. Ama ne var ki, Samsun cezaalanına indirilen ya da getirilen bazen bilinçli, bazen gelişigüzel toplar skor tabelasına gol olarak taşınabilecek ne ayak bulabildi, ne de kafa. Bu arada hiç de futbolculuk nosyonlarına uygun olmayan görevle sahaya sürülen Serkan, şişip yerini genç bir arkadaşına bırakırken, Oktay'ın da attığı gol dışında gerçekten tükenmişliği oynaması dikkatleri çekti. Sakıp hoca Mehmet Nas ve Sinan'la orta sahayı daha bozguncu bir konuma kavuştururken, sanırım gol becerisi bir hayli iyi olan Coşkun'u oyuna koymada oldukça rötarlı davrandı. Bu arada F.Bahçe'de tuhaf gelişmeleri sıralarken, "UEFA Kupası'na katılamazsak ben de giderim" diyerek ne bizim örf - adetlerimize uyan, ne de profesyonelliğe yakışan bir çıkış yapan Rebrov'un da artık F.Bahçe takımında bana göre 10 numarası rafa kaldırılmalıdır. Şöyle bir dün geceyi toparlarsak, Tamer Güney de sanıyorum Oğuz'dan sonra istatistikçilerin kara listesine girdi. Bu F.Bahçe çok köklü teknik adam ve futbolcu reformları devrimleri içine alınmazsa, yarın Saracoğlu Stadı'nda konserler daha fazla müşteri bulur sanıyorum.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.