Glasgow'dan övgü alan futbol ve mücadeleci bir takım niteliği ile dönen F.Bahçe, ligdeki ilk oyununda karşısında en fazla erozyona uğramış Samsunspor'u buldu. İlhan, Tümer ve Ali'nin uzun bir süreden beri sırtladığı Samsunspor, F.Bahçe'ye çok çabuk teslim olacaktı. Beklenen buydu ama karşımıza savunmasında çabuk organize olan, orta alanından ayağa toplar ya da koşu yollarına paslarla çıkan Samsunspor, üç defa büyük kaleci Rüştü'ye takıldı. F.Bahçe'nin maça dörtlü savunmayla başlamış olması Samsunspor'un etkili olmasındaki faktörlerden biriydi. İşte o tehlikeli ataklardan sonra Denizli göbek ikilinin yerine Johnson'u da stopere çekerek başlangıçta düşündüğü oyundan vazgeçti. 40. dakikaya kadar yavaş oynayan, rakibin toparlanmasına izin veren F.Bahçe, soyunma odasına bir golsüz beraberlikle gidecek diye beklenirken, çoktan emekliliği gelmiş Vural'ın bir hediyesiyle öne geçiverdi. Pozisyonsuz bir top bulan Vural, kendinden 10 yaş ufak ve de pres özelliği olan Serhat'a uzak bir çalım atmak isteyince yakalandı ve Serhat, Revivo'ya golü yaptırdı. İşte o anda Samsunspor'un kolları bacakları düştü, F.Bahçe'nin sofrasına kolay bir lokma olarak geliverdi. Serhat'ın inanılmaz takipçiliği ve pres özelliği ikinci ve üçüncü F.Bahçe gollerinde de Revivo'nun coşmasındaki bir numaralı faktördü. Şayet Serhat dünkü oyunda kulübede kalsaydı, ya da tribüne çıkmış olsaydı ağır tempolu F.Bahçe Andersson'suz da kalmış olduğundan Samsun önünde kimbilir belki oyunun sonuna kadar bocalardı. Avrupa maçlarının yorgunluğunu zengin kadro içinde eritmeyi düşünen Mustafa Denizli sanıyorum dün akşamki maçtan sonra Serhat'sız maça çıkmanın, hele hele Samsun gibi kapanıp, ayağa toplarla çıkan takımlar karşısında getireceği zorlukları görmüştür. Özetle dün akşamki sezonun ilk Kadıköy maçı Samsunsporlu Vural'la F.Bahçeli Serhat'ın eseri olarak noktalandı. Bundan da kaymağı Revivo yedi.