Aziz Bey'le Şekip Bey'in paçayı kurtarma, ya da uyuşmuşlara yeni ve daha güçlü narkoz verme açıklamaları, tam anlamıyla büyüklere masallardı. Meğerse Fenerbahçe'nin şampiyonluğu, mikser Rüştü, Melih Gökçek ve basının da içinde olduğu şer odakları, yetersiz hakemlerce çalınmış. Ve de bunları anlatırken bir hukukçu olan Şekip Bey "Fenerbahçe düşmanları" yakıştırmasını rahatlıkla yapabilmektedir. Ne ayıp! Hukuk, iftiranın kolayca atılabildiği bir platform mudur? Bunu kanıtlayamazsan ne duruma düşersin? Ama akıllı ya, isim vermiyor. Vah ki vah! Peki, üç sene önce kovulan Daum'un getirilişi, Carlos gibi bir emekliye onca para sayıp makara olunuş, Semih gibi bir futbolcu-golcünün kenara atılışı neden konuşulmaz? Daha çok unsur var ama yerim yetmez. Neyse, narkoz en etkili uyuşturucudur. Ne gerek var uyarıcıya? Yeni hayal kırıklıklarına doğru hızlı bir yürüyüş görüyorum. 12 yılda bir milyar dolar harcanan futbolla bu sonuçlar alınıyorsa, uyuşturmaya devam... İşte spor gazeteciliği! Benim gazetem geçtiğimiz salı günü, yine bence, son yılların en anlamlı, en şık, en ders niteliği taşıyan derlemesini yapmış. Gazetelerde köşeleri olup, aynı zamanda ekranlardan da yorum yapan on ismin pazar günkü, yani Fenerbahçe-Trabzonspor maçının olduğu gün yayımlanan yazılarından kısa pasajlar almışlar. Okuyun. O zaman bu ülkede futboldan anlayan ne yorumcular olduğunu görün! Sadece sevgili Attila Gökçe'nin böyle bir topa nasıl girdiğine şaştım. Diğerleri bana göre çok ama çok normaldir. Anons, Bayrak ve Çağrı! Sondan başa, baştan sona... Hiç önemli değil bunların sırası... Yani başlıkta bulunan kelimelerin sırası... Hemen açayım. Fenerbahçe-Trabzonspor maçının bitimine saniyeler kala bir vatandaş, Bursa'daki maçın skorunu değiştirerek yüzlerce taraftarı sahaya üşüştürdü. Sonra malum hayal kırıklığı... Adamı savcılığa çekmişler. Neden yahu? Bankaların otomatlarını kıran, telefon kulübelerini paramparça edenleri neden çekmediniz savcı beyin huzuruna? Oynanmamış maçın şampiyonlukla bittiğine günlerce önce karar verip işyerine ve de stadın her tarafına on metrelik bayraklar asanları, seyirciyi hazırlayıp hayal kırıklığına uğrattıkları gerekçesiyle savcı beyin huzuruna neden çağırmıyorsunuz? Kulübün resmi sitesinden, taraftara bayrakları alıp maça gelin, sokağa çıkın çağrısı yapanlara, yani hayal kırıklığının başlıca müsebbibi olanları neden sorguya çekmiyorsunuz? Adalet bu mu? Yapmayın Sayın Polat! Galatasaray Başkanı Sayın Adnan Polat, son divan toplantısındaki eleştirilere karşı yüksek ton ve aşırı sertlikte cevap vermiş. Bir bölümüne bir ekrandan kulak verdim. Polat, "Sadece futbolla eleştirilmek sağlıklı değil" gibilerinden sözler kullandı. İyi güzel de Sayın Başkan; başka hangi branşta başarılı olabildiniz ki? Pardon; Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımını unuttum, özür dilerim... Mehmet Topal, Gamova ve Taurasi! Mehmet Topal, Valencia'ya gitti. Büyük iş! Kutlarım ve yürekten başarılar dilerim. Fenerbahçe'nin bayan takımının bir numarası Gamova tüydü... Büyük fiyasko... Buna karşılık basketbol dünyasının bir numarası Diana Taurasi, Fenerbahçe'ye geldi. Gözün aydın Penny Taylor! Yılmaz Özdil amma da palavra atmış! Ulu spor yorumcusu haline gelen, pardon getirilen Hürriyet yazarı Yılmaz Özdil muhteremleri, 12 Mayıs günü köşesinde spora yer vermiş. Demiş ki, "Kadıköy'de fi tarihinde oynanan Fenerbahçe-Beşiktaş ilk kupa maçı 1-1 bitmiş, ama Ali Şen soyunma odasına girip, Mehmet Ekşi'nin atlanan sarı kartı nedeniyle turu atladıklarını anons etmiş. Bunu da sekreterinin sürekli tuttuğu notlardan yakalamış." Palavranın bu kadarı da olmaz. Yılmaz Bey; Beni bir zahmet ara da sana hikayenin aslını nakledeyim. Ya da o maçın iki gün sonrasındaki Tercüman'ı oku! Sakın başka gazeteye bakma, çünkü oralarda o haberi bulamazsın... Fenerbahçe'nin eski amatörleri! Basketbol ve voleybol eskiden amatördü. Şimdi profesyonelden profesyoneller. Ve Fenerbahçe bu branşların hem erkeklerinde, hem de bayanlarında hayli başarılı... Hatta Avrupa ikinciliğine kadar... Acaba neden? Bu sır nedir? Hani futbola bakınca canım... Bir düşünün bakalım... Size bir hafta süre... Turgay Demirel'i kutluyorum! Vallahi de bravo, billahi de bravo! Tam da Dünya Şampiyonası arifesinde, Bayanlar Ligi'nin adını Kadınlar Ligi olarak değiştirmek her aklın işi değildir. Devam edelim... Siz siz olun da, Efes'i kurtarmaya, hazır olmayan salonları yetiştirmeye bakın... Desenize, Kadınlar Ligi kimin aklına gelir ki? Hey yavrum hey! Ama kabahat sizin değil, hâlâ peşinizden gidenlerin... Hayırlı yolculuklar! Yeni Şenol Güneş demiştim de... Trabzonspor kalecisi Onur için bu sütunlarda aylar önce, "Yeni Şenol Güneş geliyor" diye yazmıştım da, tepki almıştım. Neyse; hiç yanılmadığım gibi bu defa da yanılmadım. Teşekkürler Büyük ve Küçük Şenol Güneş!