Çakır’a yeni görev!

A -
A +

Hani şu yıllardır süregelen Filistin-İsrail kapışması var ya, hah işte ona çözüm bulabilecek, barışı getirebilecek kişiyi buldum ben... Yok yok Birleşmiş Milletler, Amerika falan değil... Çok yakınımızda. Hemencecik burnumuzun dibinde... Kim mi? Uluslararası gururumuz, Şampiyonlar Ligi finali, Dünya Kupası yarı finali yönetmiş FIFA'nın bir numaralı hakemi Cüneyt Çakır kardeşimiz. Baksanıza; saha kenarının şiddet ustası Pereira ile ezilmiş futbolcu Ömer Ali'yi nasıl kucaklaştırdı! Eh bunu becerebilen bir kişi her türlü uluslararası barışı da sağlayamaz mı? Hayatımda hiç böyle bir hakem oyunu (!) görmedim...

Sabrına hayranım Cengiz!
Cengiz Özyalçın bizim Kuşdili'nin futbolcusudur. Sonra Galatasaray'da Metin Oktay'la kader paylaşmıştır. Diş doktorudur. Kadıköy Belediye Başkanlığı yapmıştır yıllarca... Ve bu Cengiz biraderim, bir maç sonrası, sordukları soruların farkında bile olmayan son zamanların artık iyiden iyiye yolunu şaşırmış spor medyasının saldırısına uğradı resmen... Merakım odur ki, bu soruların sahipleri ertesi gün acaba müdürleri tarafından gururla kutlandılar mı, yoksa 'Ayıp oldu beyler' gibi ince bir fırça mı yediler? Spor medyasının geleceği bu sorunun cevabındadır...
Cengiz; sen de yürü git be dostum!

Madalyalar gelmeye başladı!
Kadınlarda Avrupa voleybolunun birinci kupasında bir gümüş, bir bronzumuz var. Hem VakıfBank'ı, hem de Fenerbahçe'yi kutlarım. Basketbol erkeklerde Real Madrid ilk maçta halledildi. Siz bu yazıyı okuduğunuz günün akşamında büyük bir aksilik olmazsa durum 2-0 olur. Madrid yolundan da bir bir maç çıkacağına inanıyorum. Hadi diyelim ki 2-2 oldu. Ataşehir'den son maçta adı Real Madrid de olsa ne yazar ki? Kadınlar basketbol play-off'u da kapıda... Ben oradan da ilk sıra için ümitliyim, hatta hatta iddialıyım. Acaba buradan hareketle, şu futbola yatan paranın dörtte birini bu branşlara çevirebilecek bir yasa mı çıkartsak?

Quaresma ceza yer mi?

Takımın maçı zor da olsa 3-2 kazanmış... Bir adet sarı kartın bulunuyor. Ve sen son biri iki maçtır takımının kanattaki zaaflarını kapatmaya başlamıştın. Nedir o bitmiş maçın sonundaki sanki altıncı kol örneği yaptıkların... Hani rakip öyle uçsa senin kalene, kendini feda etti beraberlik golünü engelledi diyeceğiz. Ama öyle değil işte... Bakalım Beşiktaş'ın son günlerde kötü taklitçi durumuna düşen başkanı Sevgili Fikret Orman dostum bu Quaresma'ya ne gibi bir racon kesecek?      

Siz hizip şampiyonusunuz!  
İnanılır gibi değil... Bazı kendini gerçekten gazete sananlar, Beşiktaş'ın yeni stadının protokole yapılan açılış törenine Çarşı Grubu'nun neden alınmadığını sorgulamışlar. Size ne? Ama amacınız, ya da umudunuz, birilerini yuhalatmak. Öyle ya aynı grup "Her yer Gezi, her yer Taksim" diye bağırmamış mıydı? Peki, o stadın yenilenmesi için örtülü ödenekten 50 milyon Türk lirası ödendiğini duyduğunuzda da mı utanmadınız? Yazıklar olsun size! Ama kabahat sizin değil, sizi gerçekten gazete sanıp parayla satın alanlarda... 

Konya'nın ikinci golü sanat harikası!
Konyaspor'un Fenerbahçe'ye attığı ikinci gol gibisini bizim liglerde, hadi diyelim ki, otuz senedir görmedim. Bir santrfor düşünün ki, topu kafayla altı pastan kaleye göndereceğine, altı-yedi metre arkasındaki arkadaşına indiriyor. Yani yaklaşık 10, 5 metreye... Topu alan oyuncu, hemen vurmayıp, markajına girebileceği usta rakibi müthiş bir teknik gösterisi ile oyundan düşürüp vuruyor... Her takıma tavsiyem odur ki, bu golü oyuncularınıza sık sık gösterip, mesafe kazanın derim...    

Keşke Kılıçdaroğlu da olsaydı! 

Sevgili müdür Ercan bu bölüm hem sportif, hem de orta şekerli siyasi... Eski adıyla İnönü'nün açılışında, Sayın Cumhurbaşkanı ve dostum Tayyip Erdoğan, Sayın Başbakan Davutoğlu, Sayın eski Cumhurbaşkanımız Gül ve bazı bakan ve yetkililer aralarında uzun süre paslaştılar. Vallahi hepsinde de ciddi futbol teknikleri gördüm... Yanımdaki dostum eski topçu berber Murat dedi ki bu sırada; "Yahu Kılıçdaroğlu da olsaydı da bir pas da o verseydi..." Ne cevap mı verdim? Aynen şöyle: "Murat'ım, o şahıs daha Lefter'in usta bir golcü, büyük klas hücumcu orta saha olduğunu bilmiyor. Vefatında iyi bir kaleciydi demedi mi? Bu zatın şimdilerde başka işleri var... Onu bunu yatırıp duruyor!.."    

Şenol Hoca'nın tarihi eseri!
Bir futbol takımı kendi sahasında rakibi önünde 3-2 önde... Ve bu takım şampiyonluk için birinci derecede iddialı... Ama o da ne? Bu takımın iki arka beki bitime, normal sürede, sadece 6 dakika kala, birer dakika ara ile değiştiriliyor. Benzeri olmuşsa, ben 60 seneden fazladır duymadım, görmedim, beni ne olur bilgilendirin... Bilgi hazneme katkıya her zaman medyun olmuşumdur...

 

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.