Çakma Barcelona Beşiktaş!

Mustafa Denizli Hoca Beşiktaş'ın başına geldiğinden bu yana, tek bir futbol otoritesi dahi Beşiktaş'ın sistemini, oyun felsefesini, saha yerleşim planını keşfedemedi. Ben de dahil... Ancak ne var ki, geçtiğimiz cumartesi akşamı Barcelona-Numancia maçını izledikten sonra işi yakaladım. Beşiktaş, bu müthiş İspanyol ekibinin dörtlü alan savunması temelli sistemin yeni bir çeşitlemesi olan 2-3-2-3'ünü oynamaya çalışıyor. Pique, Puyol - Dani Alves, Yaya Toure, Abidal - İniesta, Xavi - Messi, Eto'o, Henry grubunun futbol gösterisi sizce acaba Toraman, Zapo - Ekrem, Sivok, Üzülmez - Yusuf, Tello - Holosko, Nobre, Serdar grubu tarafından ne kadar sahnelenebilir? >> Yakışmıyor Aziz Bey! Fenerbahçe'nin Yüksek Divan Kurulu'nda Aziz Bey, kendisini, villa alıp satımları konusunda eleştiren yönetim kurulu eski üyesi Hakan Bilal Kutlualp'e, "Yönetici olmak için neler yaptın... Uçağın tuvaleti üzerinde oturduğun günleri unutma" gibi, aslında tüzük gereği çoktan düştüğü makama saygısızlık düzeyinde karşı çıktı. Eh Aziz Bey, ya birileri de çıkıp sizin başkanlığa gelişinizdeki yaşananları anlatırsa... Hatta hatta ilk dört yılınızdakileri... En azından, dün plaket verdiğiniz Faruk Ilgaz'ın ismini tesislerin kapısından attığınızı, sonra şahsen ve resmi uyarım karşılığı yerine koyduğunuzu da biz hatırlatalım dedik. >> Ah Öcal Ağabey ah! Öcal Uluç Ağabey geçtiğimiz haftaki yazısının bir bölümünde, şimdi ikisi de rahmetli olan bir zamanların Cahit Önel (Galatasaray) - Ekrem Koçak (Fenerbahçe), zaman zaman 800 ve 1500 metre yarışlarındaki, rekabetinden söz etmişti. Bu yarışların olduğu günlerde Fenerbahçe'nin eski stadı, ister inanın, ister inanmayın, 15 bin kişi ile tıklım tıklım olurdu... İşte bugün ülke sporunun geldiği nokta da kendiliğinden ortaya çıkıyor. >> Vallahi antu.com'dan aldım! Fenerbahçelilerin ünlü sitesi antu.com, önceki gün giriş sayfasında Trabzonspor maçı sırasında tribünlerde meydana gelen olaylarla ilgili bir bildiri yayınladı. Bileti olmasına rağmen dışarı atılanlardan tutun da, kombinesi olanların yerine bazı polislerin oturduğuna, biber gazı sıkıldığına dair birçok yakınma vardı. Vallahi ben yazmadım... antu.com'dan aldım... >> Hıncal Abi, al sana Skibbe cesareti! Başta Hıncal Uluç Ağabey olmak üzere, bazı Galatasaray ağırlıklı yorumcular, Skibbe'nin korkaklık yüzünden tek uç adamı ile oynatmasını cinayet olarak yorumluyorlar... Hâlâ da bunda ısrarcılar... Buyurun; Sivas'daki düzen nelere mal oldu? Ümit oyundan atılmasa bile Galatasaray'ın o maçta pozisyona girmesi imkansız gibiydi. Ama pozisyon vermesi her an mümkün idi... Bülent Uygun; Mohammed Ali yanlışından eninde sonunda dönüp işi bitirecekti... Öyle de oldu... Haydi Skibbe biraz daha cesaret! Bence Baros'un yanına sadece Ümit'i değil Nonda'yı da koy ki, ligi beşinci bile bitireme! >> Ne Çakar kaldı, ne Toroğlu! Geçtiğimiz haftanın lig maçı hakemleri, müsabaka sonraları yaptıkları açıklamalarla, bana göre, yorumlarıyla hakem katliamı gerçekleştiren hakem eskilerinin çanına ot tıkadılar. Yıldırım, Ümit'i yardımcısının küfür ikazı üzerine, Dereli, Zapo'yu kendisine küfür ettiğinden attıklarını açıkladılar. Hele hele Zapo'nun müsabaka sonrası soyunma odasına gidip Dereli'den özür dilemesi bu hakem katliamcılarını tam bitirdi. Helal olsun size! Aynen devam arkadaşlar... Bunları atıp tutma, adam yok etme üzerine kurulu politikalarının içine gömün! >> F.Bahçe-Trabzon hentbol maçı! Geçtiğimiz pazar günü Kadıköy'de müthiş bir futbol maçı oynanmış... Desenize yine ben başka maçı izlemişim... Bir maç düşünün; topu kazanan hangi taraf olursa olsun, direkt gol pozisyonuna giriyor... Kaleciler gol kurtarmak yarışına girişmek zorunda kalmışlar. Pozisyonlar gole çevrilebilse, maç baba bir hentbol maçı skoru ile bitecekti. Siz hiç Avrupa'nın üst düzey takımlarının karşılaşmalarında böyle bir tablo görebiliyor musunuz? O halde, maç harikaydı değil mi?