Daum tam Aziz beye göre!

A -
A +

Fenerbahçe Teknik Direktörü Daum, Almanya kampının son gününde, ülkesinin en saygın spor dergilerinden Kicker'e şöyle diyordu: "Benim için öncelik Türkiye Süper Ligi." Peki, Aziz Yıldırım ne demişti iki ay kadar önce ? Şunu: "Üç sezon üst üste şampiyon olacağız." Tencere ve kapağı... Eh, dünya kulübü de böyle olunuyor zaten... Yerseniz! Lyon eşittir Boluspor! Kim demiş Fransa Ligi'nin, geride bıraktığımız sezon öncesine kadar sekiz defa üst üste kazanmış olan Lyon'la, bizim BankAsya 1.Lig takımı Boluspor'la arasında dağlar kadar fark vardır diye? Öyle ya, Fenerbahçe, Kadıköy'de Boluspor'a 5 attı, göklere çıkarıldı. Beşiktaş, Lyon'la tek bir Beşiktaşlının bile krampon basmadığı Recreativo sahasında 1-1 berabere kaldı ve eleştirildi. Bakın bakalım dünyada böyle bir spor medyası bulabilir misiniz? Ben buradayım, örnek isterim. Aziz bey siz önce eskiye saygı gösterin! Fenerbahçe Yönetimi, son divanda Dereağzı ve Samandıra tesislerine Lefter'in ve Can Bartu'nun isimlerinin verilmesini önerdi. Herkes coşkuyla "evet" dedi. Düşünceye ve onayına şapka! Ama 1992 Temmuz'unda günümüz Faruk Ilgaz Tesislerine aynı divan tarafından, "Faruk Ilgaz Sosyal Tesisleri" adı verilmişti. Peki, şimdi orada ne var? Sadece Faruk Ilgaz! "Sosyal"e ne oldu? Aziz bey yuttu. Siz önce divanın eski kararlarına saygılı olun, sonra... Nobre'yi anladınız mı? Beşiktaş'ı yazıp çizen, yorumlayan yazar-çizer, konuşan kesim Bobo'suz olunamayacağını, Nobre'nin de idare ettiğini ısrarla savunur durur. Ben de derim ki, Beşiktaş'ın bu kadrosu, bu oyun formatı Nobre'siz olamaz. Lyon maçında bunu bir kere daha gördük. Şayet Beşiktaş, Nobre'nin netameli belini dikkat alarak, bir alternatif transfer edemez ise, iki kupalı sezonuna çok hasret gider. Neyse... En azından Nobre mi, Bobo mu sorusuna bir yanıt bulunabilindi. Tabii futboldan anlayanlar için... Rijkaard, Arda'nın katili olur mu? Ne biçim başlık bu diyebilirsiniz. Derim dostlar... Çünkü söz konusu ülke futbolunun en iyilerinden gencecik Arda Turan... Bunu herkesten aylar önce yazdım, söyledim. Arda'yı sahanın göbeğine sokmak bitirmektir diye... Hatta Trabzon'daki bir oyuna öyle başlatılmıştı, acı örnek olarak da o maçı işaret etmiştim. Şimdi de Rijkaard 4-3-3'ü takım yutamayınca, Arda'yı Baros'un arkasında oynatmaya başladı. Birileri buna acilen müdahale etmeli... Öyle ya, bu Arda kaptan yapılmadı mı, birileri musallat olmasın diye... Bu kadar kıymetli ise neden giyotine atılıyor? Sert mi sert ama, erken uyarı bu... Galatasaray'da neler oluyor? Alt yapıdan biri azil, biri istifa, iki önemli kayıp... Denetçilerden üç istifa birden... Galatasaray'da rastlanır bir deprem değildir bu... Arkasında, altında ne var, doğrusu çok merak ediyorum. Acaba Galatasaray şu anda bu ülkenin alt yapıdan en çok ürün veren kulübü olduğu için mi, azil ve istifa oldu? Ne garip! Şayet futbol takımının başına da erkenden bir şeyler gelirse, olağanüstü kongre pek uzak gibi durmuyor sanki... Ersun Yanal Hoca, işte Broos! Trabzonspor Teknik Direktörü Hugo Broos, bir hazırlık maçından sonra,"Biz henüz 4-4-2'yi oynayamayız" demiş. Teknik adamın iyisi budur işte. Biz de geçen sezon dilimizde tüy bırakmadık Ersun Yanal'a bunu anlatabilmek için... Aynı Yanal şimdi Fox'ta yorum yapacakmış. Kim bilir belki de orada teslim olur! Yürüyün be Küba'ya! Küba'nın yani Castro'nun ünlü devriminin 50. yılıydı. Bizim Kadıköy meydanında toplantı düzenlemiş Kübacılar. Gençlerden bu devrime methiyeler düzüldü. Ama bir sorunun cevabını 50 yıldır merak edip duruyorum. Soru şu: Küba'daki harika (!) rejime bayılıp, Küba'ya yerleşmeye giden kaç kişi, o rejimden hayatını tehlikeye atarak tüymeye çalışan kaç kişi? Hadi gitsenize devrimin kucağına... Eskişehir ve Göztepe'den sonra Sivas mı? Sivasspor'un hangi kafaya hizmettir anlaşılması güç transfer politikası takımı tahmin ettiğim gibi alabora ederken, Avrupa'da da yerlere serilmesine neden oldu. Bir zamanların müthiş takımları Eskişehirspor'la Göztepe de ligde flaş yapıp benzeri transfer politikasıyla dağıtılınca alt liglere yuvarlanmışlardı. Bu beşlik Sivas'ın kulağına küpe olsun... Medyadan tuhaflıklar! Bilgin Gökberk Milliyet'te, Kanal-24'ten giden Serkan Korkmaz'a bozuk atmış. Neden beni de götürmedin der gibi... Cüneyt Şengül, "Ağabey, ben de Bilgin'in yazılarından bir şey anlamıyorum zaten" demişti. Bu yazıdan da bir şey anlamadıysa, pes! Eurosport'un müthiş yorumcularından bilmem hangisi, İngiltere-Ukrayna 19 yaş altı maçında diyor ki, "Stoperler zaten böyledir. Çıkarlar, giderler ama sonunda ne yapacaklarına zor karar verirler." Stoper beş dakika sonra bir gitti, spikerin dudakları uçukladı neredeyse... FotoGol'ün başına birkaç günlüğüne bizim Faik Çetiner geçti. Hooop hemen al aşağıya... Neden mi? Sallama yok... Galatasaray iç sayfada olur mu hiç?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.