Değişim!

Bir hafta önce bu ligde olmaması gereken futbolcular topluluğunu elini kolunu sallayarak yenen ve de attığının 5 mislini kaçıran F.Bahçe için "F.Bahçe amigoları" değişim teşhisi koymuşlardı. Biz de demiştik ki; atılanın 5 misli kaçtı ama bu sahneye konan oyunu da karşı taraf her türlü izni çıkardı. Arkasından da şunu eklemiştik, F.Bahçe bu orta saha zafiyetiyle geleceğin takımı hiç olamayacağı gibi şansla kucaklaşamadığı maçlarda macera yaşar. Dün akşam da Rize'de öyle oldu. Rizespor defansından ya da F.Bahçe'den dengesiz kaçan toplar, nerede ise yüzde yüzlük bir oranla Rizespor'un orta saha çeşitlemelerine çanak tuttu. Şayet, Koray kadar Rizespor orta saha kalabalığı topu kullanmada maharetli olsa ya da Zafer ilk yarının sonlarında olduğu gibi kaçırılabilse, bu maçın skoru bu kadar rötar yapmazdı. Haa Tuncay'ın attığı şık gole, bayrak çeken yardımcı belki de F.Bahçe'yi bu golle maçın sonuna kadar "Sığınma" ile kalabileceği şansını yok etti. Cem Papila'nın yapacağı hiçbir şey yoktu. Ama çok dikkat çekici olan bir başka unsur da, şampiyonluğa giden bir takımın çok da kazanmak zorunda olmadığı hem de deplasmanda nerede ise 0-0'a tutunacağı bir anda kendisini yenik bırakan böyle bir golü yemesi çok anormaldir. Daum, maceralar peşinde şansına güvenerek buralara kadar geldi. O Serhat'ı oyunda tutmak, geçen haftaki iki idman golünün primi miydi, yoksa, Almanca'yı beraber kaynatışlarının ödülü müydü? Yapılan değişiklik F.Bahçe'nin savunmasında sol kanadı iyicene koridor haline getirirken, orta alanı da Aurelio'nun taşıyamayacağı bir yük konumuna oturttu. Bu oluşum, Rizespor'un çok kabiliyetli olmayan orta sahasına da daha rahat düşünme ve oynama şansı sağladı. Sonuçta, lig lideri öyle bir golle maçı kaybetti ki; parmak ısırmamak mümkün değildi.