Diyor ki Mustafa Denizli; "Trabzonspor'u iyi etüt ettik. Sahasında çok güçlü... Bu nedenle bu oyun düzenini kurduk..." İyi güzel de, kalende 10 net pozisyon veriyorsan, acaba tespitin doğru mudur? Sonra Trabzonspor bu sezon kendi sahasında ne yapmış ki, seni bu kadar korkutmuş... Beş maçta iki galibiyet, iki beraberlik ve bir yenilgi... Atılan 7 gole karşılık 6 tane de yemiş... Ne korkulacak tablo değil mi? Sen gittin geçen sezonun Almanya şampiyonu ile oynarken 3-5-2'ye başvurmadın, şimdi Trabzon'da oynatıyorsun... Ama Denizli ciddi sorunlar yaşıyor. Baksanıza, Wolfsburg'un savunma göbeğini oyuna hiç çıkmayan ikili olarak söylüyor, sonra da maça Bobo ile başlıyor... Görülenle ona karşılık yapılan hiçbiri birbirini tutmuyor. Vallahi durum vahim... Vıcık vıcık spor medyası! Malum mesele... Galatasaray yöneticisi Haldun Üstünel'in açıklamasından sonra eteklerden dökülen taşlar oldu. Fazla uzun yazmayacağım. Ben bu teşkilatları bundan 15-16 sene önce yazdım, gündeme getirdim. Tek başıma mücadele etmeye de çalıştım. Şimdi safımda yeni çehreler görür gibiyim... Atı alan Üsküdar'ı geçti beyler, uyanın da Sefa'ya gazoz içmeye gidelim... Yayıncı kuruluş ve futbol bilgisi! Maraton'a göz ucuyla bakayım dedim. Beşiktaş'ı dörtlü savunma biçiminde sahaya dizmişler. Erman ve Şansal da not veriyorlar... Bence maçı bir daha izleyin, bakın bakalım Beşiktaş öyle mi dizilmiş ve oynamış... Hani en azından siyah-beyazlı futbolculara madara oldunuz, başkalarından korunun diye... Saran-Yıldırım düellosu! Önce bu düellonun Fenerbahçe'ye zarar verdiğini hemen yazayım. Mademki bir yere imza attınız, arkasında durup ceremesini çekeceksiniz. Bu kadar yaygara yapıyorsunuz, ama zamanında pazarlık bile etmişsiniz. Bu mudur "dünya kulübü" olmak? Siz de meseleyi yargıya taşımışsınız. Sessiz kalıp, sonucu bekleseniz daha sempatik olmaz mı? Bakın ben Fenerbahçe'ye karşı dava kazandım, ama tek satır ve detay verdim mi? Rijkaard ve gerçek! Ne yazmıştım bu sütunlarda taaa ligin ilk haftasından beri?.. "Galatasaray'ın ileride dört sosyetikle oynamasının mümkün olmadığını, gollü galibiyetlerin yarın gollü yenilgilere dönüşeceğini..." Sonra da geçen hafta, "Bakalım Rijkaard inatla mı, gerçekle mi kol kola girecek?" dedim. Baktım, Bükreş'te de, Diyarbakır'da da inadı, hayali bırakmış gerçeğe sarılmış... Eh, aklın yolu birdir... Rijkaard olarak siz siz olun, bizim spor medyasının hayal sandalına binmeyin... Ve de maç sonrası Servet'in verdiği demece kulak verin... Yalancının mumu! Fenerbahçe'nin resmi sitesinden Solomon'la ilgili ilk açıklama, oyuncunun disiplinsiz davranışları sebebiyle kadro dışı bırakıldığı, gönderilmesinin, ilişiğinin kesilmesinin yalan haber olduğu doğrultusunda idi. Şimdi ne oldu? Solomon gönderildi... Sizde bu mumlardan daha ne kadar var acaba? Yapma be Hıncal Abi Sayısız kanaldan hem de ekibine teklif geldiğini günlerce yazdıktan sonra ağır eleştirilerde bulunduğu eski kanalı NTV'ye dönen Hıncal Uluç Ağabey, bu defa karşısına bizim eski Bulvar'ın çömezlerinden Mehmet Arslan'ı alarak program yapmaya başladı. Önceki gün göz ucuyla bakayım dedim. Efes-Fenerbahçe maçından bir fotoğrafı ortaya koyarak Kerem Gönlüm'ü doğramaya çalıştılar. Neymiş efendim, doping cezası almış oyuncunun VIP tribününde ne işi varmış. Oyuncu bu ayıbı sebebiyle sadece müsabaka oynamaktan men edilmiştir. Kaldı ki, düne kadar futbol sahalarımızda salonlarımızda bu ayıbı işleyen yüzlerce sporcumuz oynayamadıkları maçları oynanılan yerde izlemişler, daha sonra da o formaların içine girip karşımıza tekrar çıkmışlardır. Ama fotoğrafı gösteren kulüp amigosu olduğundan Hıncal Usta da tuzağa yakalanıverdi. Ender Arslan dopingliydi! Efes, Fenerbahçe'yi bir kere daha yenerken, bir oyuncu çok dikkatimi çekti. "Benim oyuncum" dediğim Ender Arslan neredeyse attığını soktu, takıma tempo getirdi, bazı oyuncuları resmen iyi oynamaya itti. Tam doping almış sporcu görüntüsü... Şekip Mosturoğlu Bey'e duyurulur. Çünkü "cathine" ve benzeri maddeler hakkında engin bilgisi vardır. Saç kılından neler yakalanacağını da bilir. Kim bilir belki de sonradan açılan Rakocevic ve Nachbar da "cathine" masasına katılmışlardır. Olan Fenerbahçe'ye olabilir! Lige verilen "Baraj maçı arası" hiç kuşkusuz en çok Fenerbahçe'nin aleyhine oldu. Çünkü takvimde Ankaraspor maçı olduğundan sarı-lacivertliler geçtiğimiz hafta da maç oy namadılar. Lig ortasında 15 gün maç oynamayan takım hem konsantrasyon, hem fiziksel kayıplara uğrar... Futbolcu, "Ohooo daha çok var" diyerek dağılabilir... Bekleyelim, görelim...