Denizli'nin dehası!

İnanılır gibi değil... Maç sonrası Denizli Hoca diyor ki, "Gözlemime göre rakibin savunma göbeği ataklara hiç katılmıyordu..." Eeee peki, o zaman Bobo mu son adam oynar, Nobre mi? Ya Tabata-Nobre değişikliği? Hele hele Üzülmez-İsmail değişimi?.. Denizli Hocam; Birkaç maç Tayfur'a bırak bu işi... Yoksa bu gidişle kaleye ishal olan Ernst'i bile koyarsın... Rijkaard'ın küpesi! Hollandalılar nasıl hitap eder bilemem, ama Bay Rijkaard, Sivasspor maçında mecbur kalıp da, sosyetik topluluğundan sadece üçüne forma verince, rakibin maçı tek pozisyona dahi giremeden bitirmesini nasıl karşıladı? "İşte bu benim yeni ve doğru kurgum" demiş... Üsküdar'da sabah olmadı umarım... Beşiktaş ve Trabzonspor maçlarının 65. dakikasından sonrasını hatırlayabilseydi Kadıköy'de de başına felaket gelmezdi. Siz bu satırları okuduğunuz akşam Galatasaray, Romanya'da oynuyor olacak. Acaba kaç sosyetikle? İnat mı, yoksa gerçek mi? Göreceğiz bakalım... Nihat'ın evi! Hayret ki hayret! Beşiktaşlı Nihat, yani doğma büyüme Beşiktaşlı, İstanbullu Nihat, transfer olduğu günden bu yana geçen beş aydan sonra evinde oturmaya başlamış. Yuh! Sanki Nihat, Brezilya'dan, Avustralya'dan geldi. Var mı daha uzağı? Güler misin, ağlar mısın? Daum'un sihirli formülü! Vay be; meğer bu Kazım Kazım, uç adamı, yani Güiza'nın, arkasında da oynarmış da, biz fark edememişiz. Öyle ya Özer, Romanya'da Kazım'ın arkasında oynayan oyuncu değildi ya... İkincisi, kaleci Volkan maçtan sonra diyordu ki, "Öne geçtikten sonra skoru korumaya yönelik arkaya yaslandık ve rakip üzerimize geldi." Vallahi pes! 100 milyon euroluk takım 1-0'dan sonra skoru korumak adına arkaya yaslanıyor ya da yaslatılıyorsa, o takımın başındaki olsa olsa teknik direktör değil, teknik traktördür. Çetin Yılmaz'ın yorumları! Bir Nur Germen'in, bir de Çetin Yılmaz'ın basketbol yorumlarını dikkatle dinleyiniz. Birinde buram buram renksiz, doğru yorumlar, diğerinde ise büyük takımdan tepki görme korkusunu bulacaksınız. Çetin Yılmaz, milli takımda da çalıştı. Ama Fenerbahçe'nin, o günkü kadrolarla Barcelona karşısında kazanabilmesi mümkün müydü? Bravo Nur, bir an önce düzel Çetin Hoca! TRT'deki 'İleri Üçlü' skandalı! TRT'nin, yani devlet kanalının, yani ciddiyetin, yani doğruluğun en üst düzeyde bulunması gereken televizyonda cuma akşamları "İleri Üçlü" isimli bir program başladı. Yılların TRT deneyimli ismi Kerem Öncel sunuyor. Şu anda Habertürk'ün yazı işleri müdürü Serdar Ali Çelikler ve üstad-ı muhteremleri bilgisayar esiri Ord. Prof. Dr. Kubilay Gürkan yorumcu olarak katılıyorlar. Geçtiğimiz hafta da Samet Aybaba konuk idi... Dediler ki, hep bir ağızdan, "Ali Turan cezalı olduğu için Kayserispor savunma kurmada sıkıntı çekecek. Bu çok aleyhte bir durum..." Peki, Ali Turan, Fenerbahçe maçında oynadı mı? O maçta Kayserispor'un kaptanı kimdi? Bu dörtlüye göre Fenerbahçe maçı 3-0 hükmen kazanmıştır. Hayırlı olsun! İnanmıyorsanız, yukarıda saydığım üç isme ve TRT Genel Müdürü'ne sorun! Senih Hocamın ardından! Önce Lig TV'deki meslektaşım Oğuz Tongsir'e ve ailesine başsağlığı diliyorum. Tabii ki kendime de... Çünkü Oğuz'un babası Senih Tongsir benim Saint Joseph'deki tarih hocam idi. Oğuz'un da cenazede, "Senin, tüm öğrencilerinde ayrı bir yerin vardı" dediği gibi Senih Hocamla Fenerbahçe-Galatasaray maçları öncesi ve sonrası olan anılarım hayat arşivimin özel sayfaları arasındadır. Hele hele ortayı bitirirken mümeyyizlerin huzurunda sorduğu "Fatih, İstanbul'u hangi yıl fethetti ve Cumhuriyet ne zaman kuruldu?" sorularını hiç unutamam... Çünkü o yıl tarih özürlü idim ve yüzde yüz çakacaktım... Nur içinde yat Sevgili Hocam! Allah Erman'ı ıslah etsin! Erman Toroğlu gerçekten de uçtu gitti. Diyor ki, "Bülent Yıldırım, çift vuruş kararını vermemeliydi. Sivasspor maçta 1-0 geride oynuyor." Hadi be Erman! İhlal edilmiş bir kural varsa, hakem maçın skorunu dikkate mi alır? Bunu hem de senin gibi biri ortaya atıyor. O zaman senin cidden bir doktora görünmen lazım. Ya da Allah ıslah etsin! Bırak da, bu karardan diğer hakemler de ders alsınlar! Pardon unuttum. Şimdi sana tıpkı seninki gibi saçma bir görüş; 1-0 önde olan, ikinci golü bir an önce atıp, rahatlasa bir avantaj değil mi?