Destur Aziz Bey!

A -
A +

Efendim; Aziz Yıldırım muhteremlerinin geçtiğimiz cumartesi günkü Habertürk Gazetesi'nde bir demeci çıktı. Diyorlar ki, "Derbiden sonra Efes'in küme düşürülmesi için çalışmaları başlatacağım. Zaten bu Efes ülke basketboluna hiçbir şey vermemiştir..." Aziz Bey; Siz basketbol dünyasına ne kadar zaman önce geldiniz? Siz Fenerbahçe olarak basketbola kaç senedir yatırım yapıyorsunuz? Siz bu ülkede zamanında kulübünüz küme düşmesin diye basketbolda statünün değiştirildiğinden haberdar mısınız? Şayet Ülkerspor'la kucaklaşmasanız yatırıma devam edecek miydiniz? Ayıp ayıp... Efes olmasaydı, ülke basketbolu acaba bugün tabana yapışmamış mıydı? Tabii Eczacıbaşı'nı da unutmayalım. Ama siz nereden bileceksiniz ki... En azından haddinizi bilin ve ayıp etmeyin! Az kalsın unutuyordum Aziz Bey; Gaziantep valisine, galibiyete sevindi diye kızmışsınız. "Devlet memurusunuz, bunu yapamazsınız" demişsiniz. Hadi yahu! İddiaya göre TAFİCS'teki dostunuz (!) koca paşa yanınızda havalara uçmadı mı? Mustafa Hocanın kurbanı üç yabancı! İnanılır gibi değil... İbrahim Toraman yaklaşık 5 aydır sahalardan uzak kalmıştı. Sen tut, bu futbolcuyu hemen ilk on bire koy. Hadi hazır diyelim. Ama o da ne? Bu kıvamdaki bir oyuncu, hem de hiç oynamaması gereken yerde yani ön libero olarak oynatılır mı? Ne mi oldu? Toraman'ın pozisyon hatalarından Beşiktaş takımının en banko üç yabancısından ikisi kırmızı kartla gitti, biri de dördüncü sarıdan cezalı duruma düştü. Bak; Kasımpaşa maçının söz konusu pozisyonları... Şimdi Beşiktaş, Eskişehir'de kaybederse Kasımpaşa galibiyetinin kıymeti kalır mı? Peki, Beşiktaş, Kasımpaşa'yı Toraman ön libero oynamadan yenemez miydi? Ya işte böyle Fatih Hocam! Fatih Terim'in basın toplantısını yerinde izledim. Hoca, çağdaş bir teknik adamın ortaya koyması gereken bütün düşüncelerini açıkladı. Meslektaşların soruları da genelde en az o konuşma kadar kalite içeriyordu. Tam, "Hah işte" derken gerçek ortaya dökülüverdi... Soru şu idi, "Fenerbahçe-Galatasaray maçı ne olur?" Terim ne mi dedi; "Rıdvan Dilmen'e sorun..." Sonra da bu ülkede milli takım hocalığı yapılır mı, yapılmaz mı karar verin... Daum'a ulaşılamıyor! Hani bir reklam var ya, hah işte öyle... Fenerbahçe Teknik Direktörü Daum, Gaziantepspor yenilgisinden sonra, "Futbolcularıma ulaşamadım" dedi... Vallahi Türkçesi kıt yardımcı-tercümanı böyle aktardı. Bu ne demek? Galiba şu demek; Gökhan'ın sarı kartı vardı, bir şey olsaydı Galatasaray maçında oynatamayacaktım... Bu Mehmet Topuz'u asla 90 dakikada oynatmayacağım. Vederson adam yokluğunda adam yerine konur... Eeee, sen teknik direktör müsün, o zaman? Benitez nerede, biz neredeyiz? Liverpool Menajeri Rafael Benitez, bir balon marifetiyle kalesine gol olarak giren tek topla Sunderland'e yenildikten sonra şöyle konuşuyor: "Bu pozisyon çok önemli değil. Biz beş net pozisyonu atamadık, asıl bu önemli..." Peki, bizim Trabzonsporlu yöneticiler, Galatasaray yenilgisinden sonra ne diyorlar? Şunu: "Hakemden şikayetçiyiz. Penaltımızı vermedi, rakibe, gereken kartları göstermedi..." İşte Batı, işte Doğu... Sizce aramızda ne kadar fark var? Elveda Rumeli elveda ve Kanaltürk! Eeee, ya mafya olacak, ya fuhuş, ya uyuşturucu ticareti, ya eş aldatma, ya maganda savaşı, ya aile içi çağdaş ahlaksızlık... Bu ne mi? Türk özel televizyonlarının, haber kanalları hariç, seçtikleri yol, sırtlarını dayadıkları dizi anlayışları. Hal böyle olunca da, atv'deki "Elveda Rumeli" finali oynadı. Öyle ya, Osmanlı ile bizim ne alakamız olabilirdi ki? Biz kimin torunlarıyız ki? Ama içinde yukarıdaki öğeler olmayan dizi ne işe yarar ki? Ya Kanaltürk'ün sözüm ona spor programları? Sözüm ona CEO'su RTÜK eski başkanı... Zaten buradan bakınca özel kanalların ülkenin sosyal yapısına ne kadar olumlu katkı (!) yaptıklarını daha iyi görmüyor muyuz? RTÜK başkanı cevaz verirse, spor servisini yok etmek çok mu desenize? Aksini iddia edenin alnını karışlasam yanlış mı olur? Rijkaard ikinci defa sıçradı! Galatasaray Teknik Direktörü Frank Rijkaard, öndeki kalabalık sosyetik grup yüzünden ikinci büyükle oynadığı maçı da aynı yanlışından aynı doğruya dönerek kazandı. Nedir bu? Beşiktaş maçında da Barış'ı oyuna almış ve maçı kurtarmıştı, Trabzonspor maçında da hemen hemen aynı dakikalarda aynı oyuncuyu oyuna alarak düzlüğe çıktı. Şimdi Fenerbahçe derbisi var. Ama bu defa 60'lı dakikalar çok geç olabilir. Ben şimdiden yazayım da... Arda'yı oyundan kim aldı? Gazetelerde insanı hayrete düşüren bir haber vardı. Habere göre, Adnan Sezgin tribünden Rijkaard'a mesaj yollayarak, Arda'yı Fenerbahçe maçı için kaybetmemek adına oyundan alması konusunda uyarmış. Haber doğruysa yakında Rijkaard'ın eline takımı yazıp verirler... Ne zaman? Az sonra...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.