Devamı var...

A -
A +

Yazımızın hemen başında iki takım arasında çok ciddi görünen bizim lehimize bir farklılık vardı. Onu hemen belirtmekte yarar görüyorum. O da Şenol Güneş'in oyunu İngiltere'nin hocası Eriksson'dan daha olumlu, daha çeşitli planlamış olmasıydı. İngiltere ise sadece bizim orta sahamızdaki pas alış verişlerinde yapacağımız hatalara ve de Beckham'la Gerrard'ın saha kenarlarına yayılarak uzun toplarla buluşmalara kurgulanmıştı. Ama Chelsea karşısında bir yarım saati fiziksel yapısına göre 10 maçlık oynayan Sergen, takımımızdaki omojeniteye yavaşlık ve duraksaklık getirdi. İşte en diri olabileceğimiz ilk bölümde bu yüzden neredeyse dinamizm olarak bir kişi eksik oynadık... İşte Beşiktaş'ın o geceki zaferini tamamen Sergen'e odaklayan basın, nerede ise koca bir ilk yarının yavan ve pozisyonsuz geçmesinin sebebini oluşturdu. Çünkü Hakan'la orta sahamız arasındaki en hayati bölgede hızlanamadık, yavaş kaldık, rakip savunmanın içinden adam kopartacak dolayısı ile balansı bozduracak pas alış verişleri yapamadık. Şenol Güneş, daha sonra Sergen'i alıp, Tuncay ve de İlhan'la bizim bu maçtaki "olmazsa olmazımız" olan galibiyete ulaşabilmek adına oyunu forse etmeye başladı. İngiltere ise yazımızın başlarında belirtmeye çalıştığımız organizasyonunun dışında herhangi bir çeşitlemenin peşine takılmadı. İlhan, Hakan Şükür'ün yanına girdikten sonra Nihat'ın biraz daha kenara kayışı, Tuncay'ın da Beckham'a yakın oynayıp o bölgeyi hücumda kullanmayı düşünmesi, Emre ile Tugay'ın da ön libero kalabalığı oluşturması bizim kulübeden sahaya yayılan teknik adamlık artılarıydı. Yazımızın bu bölümünde bir önemli noktaya daha değinmek istiyorum. Bu maç ne bizim, ne de İngiltere için hiç de öyle bizim medyanın belirttiği gibi "ya tamam, ya devam" maçı değildi. Çünkü her iki takım da direkt vize alamadıkları taktirde, baraj maçı oynama amortisini avuçlarının içine sıkıştırmışlardı bile. Bu nedenle biz İngiltere'den evsahibi olmak hasebiyle ve de birincilik için galibiyet gerektiğinden taktik çeşitlemelerinde daha zengin, daha risk alıcı taraf olduk. Ben oyunun sonucuna bakmadan Şenol'u bir tek "Sergen'i oynatma zorunluluğu" yanlışının dışında çocuklarıyla birlikte kutluyorum.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.