Disiplin ve piyango

A -
A +

Rakiplerinin lig ve kupa oyunlarındaki yıkılışlarından sonra F.Bahçe'nin ligde aynı sahada 3-0 kaybettiği rakibi Samsun karşısında oynayacağı futbol, alacağı sonuç, yediden yetmişe herkesin merak konusu oluvermişti. Tabii buna paralel olarak, Beşiktaş'a hükmen bir mağlubiyet faciası yaşatan Samsunspor'un da bu oyunda neler yapacağı da doğrusu çok konuşuluyordu. F.Bahçe'de teknik direktör Daum'un böyle oluşumlarla maça sürdüğü onbirde bu defa da tek bir futbol meraklısının dahi rüyaya yatsa bile göremeyeceği, düşünemeyeceği bir atama vardı. O da Selçuk gibi bir oyuncunun Ali Güneş'in önündeki bölgede, sağ ön orta saha rolüydü. Buna karşılık F.Bahçe'nin Aurelio ve Ümit'le çift ön liberolu oyunu düşünüp, uygulamaya çalışması da öteden beri iddia ettiğimiz gibi en sağlıklı formül olarak dün akşam da karşımıza çıktı. Van Hooijdonk veya Nobre'den birinin - ki çoğunlukla bu Hooijdonk oldu - orta sahadaki bir kişilik Samsun fazlalığına yapışması oyunun kontrollü düşünülerek ve düşük tempoya yaklaşılarak oynanmasındaki özelliklerden biriydi. Samsunspor Celil'le Cesar'ı iki kanada yerleştirip, Mehmet Nas, Kirita ve Evren'le F.Bahçe'nin düne kadar en ciddi zaafı olarak görünen orta sahasına bir eleman fazla olarak üstünlük sağlamaya çalıştı. Yukarıda da belirttiğim gibi Hooijdonk bu bölgeye sık ve çabuk geldiğinde Samsun'un bu üstünlüğü ortadan kalktı. Zaman zaman yerini yadırgayan Selçuk da ortaya çıkınca F.Bahçe'nin belki de düşünmediği, planlamadığı tehlikeli ataklar sahnelenirken, bu kargaşayı, kendi sol tarafında rahat oynayabilecek olan Samsun, Celil'in "sıfırlık" performansı yüzünden gerçekleştiremedi. Serkan'a klasiği olan dört adet ölümcül tek vuruş yaptırtan Luciano ile Tomas bunun dışında iyi yer seçtiler, iyi sıkıştılar. Hooijdonk'un büyük ustalığından Samsun kalesine giden üç müthiş vuruş, direklerle Shorunmu'nun tecrübesine takıldı. Sonuçta, birbirinden ödü koparak daha doğrusu Beşiktaş'la, G.Saray'ın yaşadığı facialara yakalanmamak için olağanüstü tedbirlerle donanmış iki takımın normal sürede golü çıkışmadı. Ama şunu söylemekte de fayda var. Günümüz futbolu böyle oynanıyor. Yani deftere sığmayan tükenmez kalem mürekkebini tüketen sayıda sayısız pozisyon zenginliği yaşanan palavralardan biri değildi dünkü maç. Maçın gidişatı açısından bir uzatma devresi sonuna kadar taşınması son derece normaldi. F.Bahçe'nin Tuncay'la kazandığı ve turu getiren gol, ofsayt kokusuyla filelere gitti. Zaten dediğim gibi, dün akşamki, oyun disiplini gösterisi şeklinde geçen maçın gülen tarafı da piyangodan çıkacaktı. Öyle de oldu. F.Bahçe'nin ya da sahanın en kötü oyuncusu turu getirdi.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.