Önce çok sağlam bir - iki gerçeği vurgulayarak yazıya başlayalım. Danimarka, Adana'ya bizim geldiğimizden çok farklı, yani topuyla tüfeğiyle gelmiş. Bir - iki zaman zaman takıma girip çıkan oyuncu hariç, başta İtalyası'nda olmak üzere Avrupa'nın çeşitli takımlarında oynayan oyuncularla donanmış. Buna karşılık, bizim takım Rüştü ve Nihat gibi temel oyuncuların yanı sıra yenilenme harekâtının alternatif düşünceleri ile dolu idi. Şimdi, Şenol hocaya kulağını açması dileğiyle önemli bir şey hatırlatmak istiyorum. O da, bir futbol takımının en son değişime uğrayacak yeri savunmasıdır. Nasıl, Rüştü'yü yedek kalmış olmasına rağmen vazgeçilmez oyuncu olarak kabullenmişsen, savunmanın dörtlüsünü de aynı o mantıkla dizmek mecburiyetindesin. Nitekim, Fatih, Deniz, İbrahim Toraman ve Orhan'dan kurulu geri dörtlü orta alanından ciddi yardımlar da görmesine rağmen hiç sağlıklı yerleşemedi, sistemin sükûneti, akılcılığı ve kademesinde görünmedi. Şenol hoca belli ki, futbolu bırakmadıkça, temel taş olma özelliğinden uzaklaşmayacaklara "son kararı" verdikleri zaman alternatif aramaktadır. Tamam ama tekrar vurguluyorum. Yeni bir eleme grubu maçlarına hazırlanıyorsak ve de Alpay'lar, Ergün'ler, Fatih'ler, Emre'ler futbol oynamaya devam ediyorlarsa, onlarla temeli sağlam tutacaksın, öbür katlara alternatif aramaya devam edeceksin. Ümit'in ön liberodaki görevi maç maç daha iyi özümseyip, ciddi şekilde başarır hale gelmesi bence Milli Takım için ilk sıradaki kazançlardan biridir. Gökdeniz zaten belli idi, ama İbrahim Üzülmez'in dün akşam ilk yarıdaki görevi önündeki sahanın kısalması sebebiyle ona hiç uymamaktadır. Hamit'i doğrusunu söylemek gerekirke; "aranan kan" olarak alkışladım. Bu çocuk, ileri uçla orta alan arasındaki bölgede sorumluluk alırsa, sakın abarttı demeyin ama Zidane'la top kullanma biçimi, top çalma biçimi öğelerinde benzerlikler gösteriyor. Etkili şut atması da artısı. Nihat bu takımda "baba ve şöhretli" kaldığı için biraz tek adamlığa oynadı. Tuncay, koştu durdu. Ama her zaman olduğu gibi, hedeflerini seçmedeki dengeyi bulamadı. Çünkü, bu oyuncumuzun oyun tekniği hâlâ ilerlememiş görünüyor. Şenol hoca ve ekibine bir tavsiyede daha bulunacağım. Hakan Şükür, emekli olmamışsa bu takımın her zaman uç adamıdır. Tabii ki; Yıldıray, İnterli Emre de vazgeçilmezleridirler. Bu çok önemli orta alan - ileri uç vurgulamasını çerçeveledikten sonra arka dörtlü için "aman aman" diye tepinir dururum. Şenol hocanın Barcelona'da çok az maç oynama talihsizliğine uğramış Rüştü'yü oynatıp kalede tutması çok doğru bir teknik adamlık gösterisiydi. Özetle, Milli Takım topuyla - tüfeğiyle gelmiş güçlü Danimarka karşısında alternatiflerini sınamış oldu. Bu deneme maçları sanırım, yaza doğru elemelerin gerçek kadrosuna dönüşür. Bu arada önce Ümit, sonra Selçuk'la kullanılan ön liberoların kesicilikten çok, oyun kurma ve ileriye katkı sağlama işlevleriyle sahaya sürülmüş olmaları da Şenol Güneş adına çağdaş düşüncedir.