Olimpiyat’ta dün akşam öyle bir maç izledik ki, kendi sahası sayılan bir yerde futboldan nasibini almamış ama F.Bahçe’nin bazı yerleşim hatalarından sunulan pozisyonları da kullanamamış bir Karagümrük vardı. Atılan gol de zaten Altay’ın bir ikramıydı. Peki, buna karşılık konuk takım F.Bahçe ne yapıyordu? Jorge Jesus ne zaman ki topla adam geçebilen oyuncularını sahaya sürdü işte o zaman kendi sahasına akıllıca yığılmaya çalışan Karagümrük açık düşmeye başladı.
Jesus, hem Arao hem İsmail ile bir orta alan kurmayı düşünmüş ama Valencia ile Serdar’ı önde oynatma yanlışına takılmıştı sanki. Bu iki uç adamı birbirini marke etmeye çalışıyordu neredeyse! Karagümrük’te ise Diagne bir türlü kendisine uygun pası bulamamış ve genellikle sırtı rakip kaleye dönmüş faullerle boğuşur olmuştu.
F.Bahçe ikinciliği bir kenara koyalım şampiyonluk yarışına devam edebilmek adına bu maçı mutlaka kazanmak zorundaydı. İşte bu şartlanma diyelim bir korner atışında Szalai’nin kafasıyla kazanıldı.
Karagümrük uzun bir zamandır yenilgi tatmamış bir takımdı. Ama dün akşamki oyun anlayışı veya sahada sergilediği performans hiç de seriyi devam ettirebilecek durumda olduğunu göstermiyordu.
Bu arada bir önemli not daha düşeyim yazıma… Bir aralık Jesus dördüncü hakemi neredeyse pataklayacak gibi davranıyordu. Sonuç mu, ‘Aman neme lazım, devam!’
Şöyle noktalayalım; bu Jesus tipik çift santrfor sevdasından vazgeçmezse yani orta sahasını fakir bırakırsa acaba iddiasına devam edebilir mi?
MAÇIN ADAMI: Miha Zajc