Bakıyorum da, özellikle G.Saray-Beşiktaş maçı sonrasında, neredeyse bütün yazılı ve görsel basın, eski FIFA hakemleri, yeni yorumcular Erman Toroğlu ile Ahmet Çakar'ın pozisyon değerlendirmelerindeki çelişkiler içinde kaldıklarını vurgulayıp durdu. Hani neredeyse, Avrupa Birliği toplantısının önüne bile geçecekti, bu zat-ı muhteremler... Görüşlerde, genç hakemlerin bu iki eski hakemin yorumlarından çok etkilendikleri, eski hakemlerin de görüşlere öfke kustukları dile getirildi. Merkez Hakem Kurulu'nun da etki altında kaldığı iddia edildi. İş, daha da uzadı, Fatih Terim hoca ile Erman kapıştı. Terim hocada yürek var da o kapışabildi. Ama ben inanıyorum ki, bu ülkede daha yüzlerce şikayetçi teknik adam vardır ama, yürekleri birebir kapışmaya yeterli olmadığından orta yere çıkamıyorlar. Aynı durum yüzlerce yönetici için de geçerlidir. Peki, asıl kabahatli Erman Toroğlu ile Ahmet Çakar mıdır? Asla! Çünkü onlar da birer eski hakemdiler. Yani, gökten zembille inmediler. Tertemiz, pırıl pırıl değillerdir. Onlar da hakemlik yaparken, bol miktarda gibi yanlış karar verdiler. Çoook takım yaktılar. Buradan bakınca, bu ikilinin ekrandaki ahkâm kesmelerinden korkan, ürken, alınan, ne kadar futbol adamı varsa, akılsızdır, aptaldır. Ya da korkak, aciz ve kendinden emin değildir. Bu yorumlardan etkilenen tipler gölgelerinden bile korkarlar. Evet, ne Erman, ne de Ahmet kanundur. Onları adeta birer kanun yapanlar, onların yorumlarından etkilenen, korkan zavallı yaratıklardır. Bir futbolcu hatırlıyorum; hem de çok sıcak... Müsabaka sonrasında aynen şöyle dedi: "Erman hoca, televizyonda penaltı var demiş..." Ne demesi yahu? Erman hocan televizyonda yoktu ki... Siz ne biçim insansınız? Sana bu haberi daha sahada iken yetiştiren salak da kim? Maç sonraları uzanan mikrofonlara, "Akşam Erman hoca yorumlar" gibi teslimiyetçi davranan zavallı futbolcular ve futbol adamları vardır. İşte gerçek burada bütün çıplaklığı ile yatmaktadır. İnsan ister istemez yine Aziz Nesin'i hatırlıyor.