Fanatik, ülkenin iki spor gazetesinden birisi... 6 Ekim tarihli sayısında Ümit Dirim isimli bir TC vatandaşı, F.Bahçe'nin, Manchester United'a nasıl olup da 6 golle yenildiğine şaştığını dile getirmiş. Çocuk haklı... Diyor ki , "Manchester, Tottenham'ı 1-0 zor yendi... Middlesbrough'yla zorla 1-1 berabere kaldı... " İşte, böyle elmayla armudu toplarsan, sapla samanı birbirine karıştırırsan şaşırırsın... Bak bakalım, Manchester'i zorlayan İngiliz takımlarıyla F.Bahçe bir benzerlik gösteriyorlar mı? Ama maksat yağlanmak, şirin görünmek, popülist davranıp insanları yanıltmak değil mi? Devam! Koşun koşun, G.Saray sudan ucuz! Gözlerim yerinden çıkacaktı neredeyse... Baktım, G.Saray'ın bazı oyuncularının bu sezon başı imzaladıkları sözleşmeler 30 milyarlık... Yani bu oyuncular 30 milyara sözleşme imzalamışlar... Kağıtlar federasyonda... Maksat, vergi tüydürmekmiş... Zaten başkaca da bir neden görünmüyor. İyi, güzel de, yarın bu futbolcularla kulüp arasında bir anlaşmazlık doğarsa ne olacak? Hiiiiç... Futbolcular bol bol oksijen soluyacaklar! Devletin kasası mı? O zaten hangi gün "Oh" dedi ki... Peki, ya Hakan bıraktım deseydi! Plağı tersine çevirelim şimdi... Diyelim ki, Hakan Şükür, Gürcistan maçından sonra Yunan semalarında uçarken veya Atina'ya indikten sonra, "Artık yoruldum. Bugünden itibaren Milli Takım'ı bırakıyorum. Gençlerin önünü açıyorum" şeklinde bir demeç verdi. Ne olurdu sizce? Asıl o gün Hakan vatan haini ilân edilmez miydi? Hele hele Yunan maçı 0-0 bittikten sonra... Bir de buradan bakın bakalım! Hürriyet'ten nasıl fırça yedim? Geçtiğimiz çarşambayı sel almıştı biliyorsunuz. Dışarı çıkmakta zorlanınca, Şans Topu çekilişinin sonuçlarını, habercidir diye, Hürriyet'ten öğreneyim dedim. Açtım telefonu, önce 10 dakika ondan ona beklettiler. En sonunda tam çok şükür diyecektim ki, Hürriyet Haber Ajansı çıktı karşıma, çekilişin sonucu soracak oldum, "Burası Hürriyet Haber Ajansı" şeklinde çok sert bir cevap, daha doğrusu fırça yedim, telefon suratımı kapandı... Aynı Hürriyet 20 yıl önce, değil beş tane numarayı saymak, haberi bile sonuna kadar okurdu... Sizce ne, neden değişti ? Önce bir kendilerine sorsunlar... FB-TV'deki özel idmana dikiz! F.Bahçe TV'nin filancanın kamerasından adlı bir yayını var. 7 Ekim perşembe günü saat 16.15 civarlarında izliyordum. Sözüm ona, "Özel idman" görüntülerini verecekti, filancanın kamerası... Aaaa, o da ne? Kalede Selçuk, Rüştü penaltı atıyor... Özel idmana bak! Eeee yönetim de değişti ya... Al sana yenilik! Demirören'in "Dışkıları"! Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören, Vatan Gazetesi'nde Sanem Altan'la yaptığı söyleşide, "Yönetimde gözü olanlar, bugünkü durumu basamak olarak kullanmak isteyen dışkılar amaçlarına ulaşamayacaklardır" demiş. Gazetede aynen bu yazıyor. Başkan Haber Türk'e bağlandı. İnkâr etmedi, "evet öyle söyledim" dedi... Demek ki, Beşiktaş'ta da yavaş yavaş "Tek adam devri" başlıyor... Başka nerede mi var? Amma yaptınız ha... Yapma be Beyaz! Beyaz, yani Beyazıt, iki hafta önceki programında, bana göre, biraz ayıp etti. Bunu yazmada bir hafta geciktim ama, gene de yetiştirdim sanırım... Bunları yazmak zorunluluğunu da hissettim. Çünkü bu ülkede bazı değerlerin değerlerini korumak zorundayız. Şov programı da olsa, buna özen göstermeliyiz. Hele hele Beyaz gibi, bence o dünyanın ilkeli insanları tarafından... Beyaz ne mi yaptı? Tuttu, olimpiyatta dünya rekorları kırarak altın madalya kazanan haltercimiz Taner Sağır'la, yırtık şeyden çıkar gibi Kanal D'nin ortaya çıkardığı tuhaf adam Bayhan'ı yan yana oturttu. Sence oldu mu, Beyaz? Haaa şov adına oldu da, topluma örnek olma adına hiç olmadı... Hooijdonk müsaade mi isteyecek? F.Bahçe'nin, Denizlispor'la yaptığı maçın son dakikalarında Semih, boş durumdaki Hooijdonk'a pas vermeyince sahada başlayan tartışma, soyunda odasında da Selçuk, Tuncay gibi oyuncuların katılımı ile büyümüş... Semih, "Sadece sahada kaldı" diyor ama, yemezler... Yine sızan bilgilere göre Hooijdonk, takımdaki bazı gençlerin istemediği adam olmuş. Bu yüzden de, bu cuma başkanla bire bir görüşmek için randevu istemiş... Eh, Daum zaten sezon başında istememişti Hooijdonk'u... İster misiniz, F.Bahçe'yi geçen sezon şampiyon yapan bu şık Hollandalı ocak ayı için müsaade istesin... Olur mu olur... F.Bahçe ne zaman huzurdan hoşlanmıştır ki?.. Feldkamp da şaşkın! G.Saray'da büyük işler yapan, Beşiktaş'ta da yapmak üzereyken sağlığı elvermeyen ünlü Alman futbol adamı Karl Heinz Feldkamp'la, geçtiğimiz pazartesi TV-5'te 1 saatlik bir söyleşi yaptık. Feldkamp, yani futbol dünyasının Kalli'si, özetle şu görüşleri dile getirdi: "Baktım, aradım, ama bulamadım. Neyi mi? Ersun hocanın, içinde Hakan'a yer olmayan sistemini... Orta saha feci... Türkiye'de, hiç mi savunmanın kanatlarında oynayacak gerçek kanat beki yok? Ben son 10 yılda hiç bir Türk takımında bu kadar çok hava topu kullanıldığını görmedim. Bu kadar çok pas hatasına da pek rastlamadım... Şayet, Almanya-2006'ya gidilemezse, Türkiye 10 yıl geri döner..." Vallahi ben söylemedim... Ama aklın yolu birdir dememişler boşuna... Koca Kalli... Herhalde kimsenin itirazı olamaz... Allah gönderdi Kalli'yi... İkinci ligin derdi ne? Geçtiğimiz hafta, bazı 2.Lig grup maçlarında kan gövdeyi götürmüş. Bunun önünü şimdiden almamız gerekli. Yoksa sonu gelmez. Gelse de daha kanlı olur. Disiplin Kurulu, ilk sekiz haftada para cezalarını UEFA normlarına yükseltebildi. Aynen devamı gerekli... Onur neden sele yakalanmış? Bizim TSYD'nin başkanı Onur, geçen hafta sele yakalanmış ve yazısında dört önemli randevuya gidemediğini belirtmiş. Sevgili Onur, aynı yazının başını bir daha oku, neden sele yakalanıp, randevularına gidemediğini göreceksin. Del Bosque'nin yolu doğru yoldur! Bakıyorum, Beşiktaş'ta başta başkan olmak üzere, sorumlu - sorumsuz herkes hakemlere saldırıyor. Tamam; Muhittin Boşat, bir Beşiktaşlı başkanla mahkemelik ise MHK'ya girmemesi gerekirdi. Ama bu böyle diye de tüm camiayı suçlamak doğru mu? Bakın koca Real Madrid'in hocası Del Bosque nasıl yumuşak iniş yapıyor... Geçen sezon Lucescu o harika hocalığının üzerine hakem bombası atarak zararlı çıkmamış mıydı? Siz siz olun, Del Bosque'nin yolundan gidin. Çünkü doğru yol odur... Bırakın, mahkeme koridorlarını tercih edenler, yanlışlarına takılı kalsınlar... Hagi, Pancu'yu ne yapacak? Durup dururken, Hagi'nin Beşiktaş'taki vatandaşı Pancu'yu istediği gibi bir haber çıktı gazetelerde ve televizyonlarda... Allah Allah! Bugünkü G. Saray takımında Pancu nerede, kimin yerine oynar? Acaba, Hagi de mi, Hakan Şükür'ün yerine adam ayarlıyor? Yandın Gürcan Bilgiç! Necati Bilgiç, yani bugünkü genç gazeteci, spor yazarı Gürcan Bilgiç'in babası... Benim de, hocalarımdan biri... Özellikle de dikkat ve noktalama işaretlerinde... Neyse... Necati Ağabey, bu ülkenin belki de en fanatik F.Bahçelisi'dir. Zaten bugünkü Fanatik Gazetesi'nin de isim babasıdır. Bana da G.Saray'ı övdükçe fena halde içerler. Çünkü Necati Ağabey için F.Bahçe aleyhine penaltı olamaz, gol de olduysa, mutlaka geçersizdir... Tam tersine, F.Bahçe'nin 10 metre ofsayt da olsa attığı gol geçerlidir. Gürcan, dün, yani 12 Ekim 2004 Salı günü, saat 15.15'te, Digitürk'te, "G.Saray'ı çok beğeniyorum" demez mi? Buyur Necati Ağabey, şimdi ne olacak? Herr Daum, F.Bahçe'de petrol mü çıktı? Yahu olacak şey değil... Önce Mahmut Hanefi, sonra Petkov alındı... Toplam 3.5 milyon dolar... Bunların yerine, sol ayaklarını yürümek için kullanan Ali Güneş ve Fatih oynatıldı. Olmadı, bu defa da 2.5 milyon dolara Fabiano alındı. Bu da olmadı, şimdi yeni bir solak aranıyormuş. Ayıp ve yuh! 6 milyon doların hesabını Daum'dan sormayana şaşarım... Ama neden şaşıyorum ki, Ortega'dan 7.5 milyon dolarlık zararı da kimse sormadı... Oh, Yağma Hasan'ın böreği...