Antalya'da buluşan futbolumuzun önemli (!) kurum ve kuruluşları “dağ fare doğurdu” örneği gelecek adına en küçük bir umut ışığı vermeden karanlığa döndüler. Hadi buna alışıktık da, Fatih Terim hocamın Volkan Demirel ile ilgili sorulan soruya verdiği cevaba hiç mi hiç alışık değildik. Yani, kimse darılmasın, kızmasın, tam bir eyyam türüydü. Ne mi demeliydi Terim Hoca? Şunu: Ben Milli Takım formasını hak eden herkese giydiririm. Ama ay-yıldızlı formaya hayati bir maç öncesi, hem de sahada ihanet edeni asla davet etmem... Neden mi böyle demeliydi? Şundan: Ben Terim'in asi yıldız Hagi'yi sustalı maymuna çevirdiğini gözleriyle görmüş biriyim. Ben Terim'in kont sülalesinden gelen Fiorentina başkanına nasıl gider yaptığını da bilirim. Ben, Milan gibi bir dev karşısında dev gibi duran Terim'i de bilirim. Ama demek ki cumhuriyetler içindeki cumhuriyetler başkaymış.
Yabancı hakem ihaneti
Ne yazık ki ve de maalesef benim spor medyamda yabancı hakem haykırışları yapanlar var. Yapmayın, etmeyin dostlar! Siz bu ülkede zamanında düdük çalmış yabancıların el çantasıyla gelip valizlerle döndüklerini bilir misiniz? Siz Kapalıçarşı esnafının yabancı hakem geleceği açıklandığında eldeki mallarını nasıl çoğalttıklarını bilir misiniz? Siz bu ülkede zamanında düdük çalanlara ödenen rüşvet dolarlarının, marklarının ne zorluklarla karaborsadan alındığını bilir misiniz? Siz bu ülkede atletizm pistine çıkmış bir topa arkasını dönüp oyunu devam ettiren düdükleri bilir misiniz? İsterseniz o yılların henüz bıyığı terleyen Johan Cruyff'una sorun... Yapmayın, etmeyin! Giderek ivme kaybeden futbolumuza bir el de siz ateş etmeyin!
Sayın Spor Bakanı; Caferağa Salonu katledilecek!
Sevgili okurlar, Kadıköy'ün merkezinde Carferağa Spor Salonu adlı gerçek bir hizmet eseri vardır. Bunun ilk yapıcıları Fenerbahçe'nin eski yönetiminin beş ismidir. Ali Dinçkök, Mesut Dizdar, Mete Has, Tanju Zarbun, Abdullah Acar... Hem de ceplerinden para sayarak. Sonra zaman doldu, bir kuruş talep etmeden belediyeye devrettiler. Geçenlerde de bu spor salonu restorasyona uğradı. Şıklaştı, daha da modernleşti. Okullar, altyapılar, gençler burada oynuyorlar. Hatta bir uzun dönem Fenerbahçeli kadınlar da oynadı... Şimdi ise Kadıköy Belediyesi yıkma kararı aldı. Ve de müritlerini geçen hafta sonu Moda'da toplayıp, zaten yönlenmiş kişilerin oylarını da aldı yıkmak adına... Buradan Sayın Spor Bakanı'na duyuruyorum; Kadıköy'ün tam merkezindeki bu tek salonun yıkılışına engel olun! Yerine ‘Kültür Merkezi’ adı altında bir yer çıkacakmış. Hangi kültür mü? Sorarsanız onu da anlatırım size...
Galatasaray gözünü açtı
Terim'in iki şampiyonluğundan sonra gerek teknik adam, gerekse de oyuncu transferinde gözü kapalı hareket eden ve de bu yüzden borç batağına saplanan Galatasaray, hele hele üç kupayı da alıp kendini aldattıktan sonra şimdilerde nokta atışlar yapıyor. Kasımpaşalı Donk isabetli bir imza... Bizi çok iyi tanıyor, futbolumuzu da biliyor ve de iş yapacak bir isim... Sonra da Linnes... Onu Molde'de izledik. 24 yaşında... Acaba sağ arka yerine ön sağda da oynayabilir mi? Biraz mesafe oyuncusu gibi geldi bana... Ama Rodriguez, Denayer, Carole'dan iyi en azından...
Tuhaf yorumlar
İsim vermeden yazacağım. Bir futbol maçında, bir dost, bir takımın bana göre üçüncü sınıf bile şüpheli olduğu santrforunu Hakan Şükür'e benzetmez mi? Bir basketbol maçında bizim ülkenin Avrupa'ya göre birinci sınıf takımına karşı oynayan üçüncü sınıf bir Avrupa basketbol takımını iki sevdiğim spiker-yorumcu aynı tartıda, aynı sıklette değerlendirmez mi? Yapmayın, etmeyin! Bizim spor branşlarımızın bazılarındaki değerleri bu kadar küçültmeyiniz!
Fikret Orman örnek mi bulamadı?
Beşiktaş Başkanı Fikret Orman bir sohbette, Galatasaray'ı kastederek, transferlerini yakışmayan biçimde eleştirmiş. Sevgili Fikret; bu en son söyleyecek kişilerin başında gelmelisin. Çünkü transfer konusunda bir eleştiri yapacaksan, bunu rakiplere doğru değil önce arkanı dönerek kendi kulübüne yapman lazım. Var mı bizim ülkede, bir teknik adama 9 milyon avro tazminat ödeyen bir başka kulüp?
Trabzon artık Lucescu defterini kapat!
Başta bizim iki büyük kulüp olmak üzere, Ukrayna'da bir başka kulübü ihya eden Lucescu, şimdilerde Trabzonspor üzerinden yem ediliyor kuşa kurda... Yapmayın Allah aşkına! Benim tanıdığım Lucescu, "Dikkat, Türkiye'yi Çavuşesku'nun Romanya'sına çeviriyorlar" dedikten sonra ve de bu durum o gittikten sonra daha kronikleştiğinden buralara bir daha gelmez...
Aziz Bey neden lütfetmediler?
Antalya'ya, duyan gelmiş örneği, futbolumuzun ne kadar etiketli kurum, kuruluş ve kişisi varsa da Fenerbahçe'den Aziz Yıldırım Bey teşrif etmediler. Bu, "Sizi tanımam" anlamı mı taşıyor? Zaten bu anlamdaki çok görüş bildirdiği de vardır... Eh, hal böyle iken bundan böyle Aziz Bey'in giderlerine katlanacak ve teslim olacaksınız. Ne de olsa, cumhuriyet içinde cumhuriyet başkanı...