Fatih Terim Hoca İtalya'ya gidene kadar, bana göre, bu ülkenin bir numaralı olduğu kadar, Batı'nın da ilk beşine girecek nitelik ve nicelikte bir futbol teknik adamı idi... Bakın teknik adamıydı diyorum, teknik direktörü demiyorum... Çünkü Fatih Hoca o günlere kadar sadece taktik, sistem, idman gibi olmazsa olmazların üstadı değil, aynı zamanda futbolun bugün ikinci derecede olmazsa olmazları arasına giren felsefe, psikoloji, iklim bilimi ne varsa hepsinde önde yürüyordu. Ama gelin görün ki, İtalya dönüşü, futbolda yeni yeni keşifler peşine takılır oldu. Hem de iki kere ikiyi acaba beş yapabilir miyim inadıyla... Milli Takım'daki ikinci döneminde İsviçre'deki maçın sonlarına doğru yaptığı büyük teknik hatayı Kadıköy'deki rövanşta, Norveç karşısında, Romanya'da ve en sonunda da Malta ile sürdürerek bugüne geldi. Umarım ve beklerim ki, bu akşam UEFA Kupası'na giden yola dönmüş olarak karşımıza çıkar... > Tanjeviç'i ilk kim yazdı? Tanjeviç, hani şu kimsenin üst üste birkaç sayı atmasına tahammül edemeyen basketbol koçu var ya, hah işte onun bu günleri hazırlayacağını spor basınında ilk yazan bendim... Merak eden, bundan aylar öncesinin, - şimdi hangi gün hatırlamıyorum - bu sütunlarına bir bakar, görür... 12 Dev Adam ne hale geldi? İbrahim gibi bir şut ustası bile artık faulleri atamaz oldu. Takımın içi karmakarışık... NBA'cilerle- Bizimkiler arasında kara kediler dolaşmıyorsa ne olayım...Turgay Demirel'in, büyük koçunu da alarak hemen gitmesi gerekiyor. Yetmiyormuş gibi bu Tanjeviç'i, bir de son şampiyon Fenerbahçe'ye çaktılar... Yazık! Aydın Örs'ün Milli Takım'daki ahı çıktı, acaba sıra Fenerbahçe'de mi? > Filenin Sultanları'nı tek geçerim! Bayan Voleybol Milli Takımımız sadece Avrupa'nın değil, dünyanın şampiyonlarını bir bir dize getirerek, yine takımlar bazında ülkeye büyük sevinç ve gurur yaşattı. Şu günlerde bu bayanlar kadar iyi bir takımımız yok. İlk üç maç sonrası TRT-2'deki söyleşilerini izledikten sonra, başarılarının bir rastlantı olmadığını daha iyi anladım. Takımın büyük kozu Neslihan, o muhteşem galibiyetlere rağmen kendi oyunundan hiç memnun olmadığını söylüyordu. İşte başarının sırrı. Ayna ile iyi bir dost olmak... Umarım herkes örnek alır... > Fener'e tamam, Beşiktaş'a nanik! Basketbol Federasyonu'nu, içinde kulüple ve başkanla mahkemelik olan Cihan Özkay'ın da bulunduğu kulislerle kuran, kurduran Fenerbahçe, kupa maçının tarihinin değiştirilmesini talep ediyor ve hemen kabul görüyor... Ama Beşiktaş isteyince, nanik... İşte çifte standart!.. Şimdi önümüzdeki ligde nasıl bir adalet mekanizması çalışacak, doğrusu çok merak ediyorum. Hayır, birileri bu adaletten çok söz eder de... > Sıcak ve klimalı maçlar! Bir büyük kulübümüzün takımı, sıcakta oynayamıyor. Ama rakibi iyi oynuyor. Çünkü rakibi topa sahip olduğunda gizli klimalar devreye girip, havayı serinletiyor... Bu hafta da Beşiktaş, Ankara'da sıcakta oynayacak... Ertuğrul Hoca ve ekibine Allah kolaylık versin! Çünkü Ankaraspor klimalı oynayacak... Trabzonspor ne yapsın? Ligin başından beri hep klimalı rakiplerle oynadı... > Selçuk Dereli'ye yeni görev Türk futbolseverinin F.Bahçeli olan kesimine ve de sevgili Dr. Ahmet Çakar'a bir türlü kendisini beğendiremeyen Selçuk Dereli, 1 ay içinde üçüncü UEFA maçını aldı. Hayret ki hayret! Ahmet Çakar Hoca'nın dediği gibi; A klasmanından B'ye düşürülen bir hakeme bu ne iltifat! Bir de bizimkiler öğrense!.. > Valla ben bilet vermem! Malum acı olaydan sonra, gazetelerde "üç büyük kulüp" başkanının taraftarlara bedava bilet dağıttıkları ve bu yüzden rant ortamı oluştuğu gündeme getirildi. Ardından da malum müessif olayların geldiği yazıldı. Ardından, suçlananlar "Asla vermiyoruz, bu konuda büyük mücadele de içindeyiz" diye öfke kustular... Yiyen yer, yemeyen gargara yapar... Nasıl olsa 5149 var... > Ayıp oluyor artık! Allah'tan bugüne kadar hiçbir yayıncı kuruluşta çalışmadım. Zaten markaj sebebiyle de biraz zor çalışırsın. Neyse... Ama bu ülkede, bugünlerde, hem de büyük paralarla Süper Lig maçlarına para sayıp, bizlere hizmet sunanlara, en azından saygı göstermek gerekir. Dün CINE-5'e sulananlar, bugün de Digitürk'e sulanıyorlar... Hem de 2010'a kadar imzalanmış sözleşmeler varken... Ben CINE-5 günlerini de bilirim... Bu sulantı kuruluşun ne kadar gazetesi varsa, her gün spor sayfasına, hem de bile bile yalan manşet çekiyordu. Sonunda ne oldu? Hava... Madem futbola hizmeti düşünüyorsunuz, neden zamanında akıl edemiyorsunuz? Neden yazdım? Şundan; malum haberleri görenler bize "Dekoderleri iade edelim mi, yoksa yine mi yenisini alacağız?" diye sordular... En azından millete ayıp oluyor beyler! > Tahkim'den ne çıkar? Tahkim Kurulu, yarın toplanıp Hakem Bülent Demirlek'i dinleyecekmiş. Yani; Trabzon-Sivas maçıyla ilgili gizli saklı kalmış hasır altı edilmiş ne varsa ortaya çıkacak. Ya Bülent Demirlek FIFA kokartını o odada bırakıp çıkacak, ya da Trabzon hükmen yenik sayılıp Federasyon düşecek! Ah o odada bir de ben olabilseydim... > Şoförü bile güldürdüler! Geçenlerde bir taksideyim... 4 Eylül günü, öğle saatleri. Şoför arkadaş belli ki futbol meraklısı. Radyoyu sonuna kadar açmış. Ben de kulak kesildim. "Kayseri Erciyes tur atlayınca, Kayserispor da gaza gelmiş olacak ki, Beşiktaş'a karşı müthiş oynadı... Fener maçında da Kezman'a top gelmiyor ki... Gelse adam duman edecek..." Şoför kahkahayı basıverdi birden... "Abi bunlar uçmuş be! Neler söylüyorlar. Bunları kontrol eden yok mu? Kim bunları böyle ekrana, mikrofona çıkarır?.." Devam etti şoför; "Yahu Kezman'a, Ankara'da 34. dakikada top geldi, kaleye yetiştiremedi... Erciyes'in tur atlaması ile Kayserispor'un iyi futbolunun ne bağlantısı olabilir ki?.." Dinleniyor, izleniyor ve gülünç oluyorsunuz... Dikkat! Kimler mi? Hadi o kadar da kalpsiz olmayalım... Onlar kendilerini bilirler... Sadece Lig Radyo olduğunu söyleyeyim yeter...