Fatih Terim, kumar ve hakem

A -
A +

Bu derbiden önce, cevabı en çok merak edilen soru, hangi teknik direktörün ellerindeki potansiyeli pozitif kullanacakları şeklinde idi. Fatih Terim cılız savunmasının ve de kontratağa yatkın oyuncusu olmayışının dezavantajlarını çok önemli bir sürprizi de içine alarak avantaja çevirmişti. Petre üçlü savunmanın göbeğine çekilip Ayhan'la Batista birinci orta alan, Volkan ve Necati de ikinci orta alan olarak görevlendirilmişlerdi. Tek santrforlu düzen, F.Bahçe uzun bir süre defansını ileriye çıkartmadığından tıkır tıkır işledi. Burada F.Bahçe savunmasının akılcılığını kutlamak gerek ama top kazanıldığında o bölgeden oraya adam çıkarmamak da bir eksiklikti. G.Saray'ın orta sahadaki sayısal üstünlüğünde topu istediği gibi çevirmesi, kontratağa çıkacak Prates'ten başka oyuncu bulamadığı için pozisyon zenginliği getirmedi. Prates de yorulunca, G.Saray'ın sadece oyunu karşılama alternatifi kaldı. Aynı Fatih hoca, yaptığı oyuncu değişikliklerinde de maçı iyi okumuş, iyi tezgâhlamış bir hocanın ışıklarını yaktı. G.Saray'ın bu oyun felsefesine karşılık, F.Bahçe oyunun başlarında yaptığı presi bırakınca pozisyon zenginliğine ulaşma şanslarını da bir hayli azalttı. Bana göre, karşılıklı atılan iki kaza golünden sonra Daum bakti ki; teknik direktörlüğü Fatih hocanın karşısında çaresiz kalıyor, tuttu her zaman yaptığı gibi maça kağıt açtı. Yani yine kumar oynadı. Ümit Özat'ı savunmanın soluna, Ali Güneş'i orta sahaya alıp Aurelio'yu çıkarttı. Ve de takımının orta sahasını cılızlaştırıverdi. Hem de G.Saray'ın bu değişikliklere kadar sürdürdüğü aynı bloktaki egemenliğine rağmen. F.Bahçe, savunmadan adam da çıkarmaya başladığında G.Saray'ın Bratu'lu, Sabri'li, yani koşu yapabilecek elemanlı kadrosu tam pozisyon yakalama şansına yaklaşırken, sahneye İsmet Arzuman ve numaralı tribünler önündeki yardımcısı çıktı. G.Saray böyle bir aksiyonda iken, Prates'in bileğine basarak sarı kartlık şiddetli bir faul yapan Tuncay, golün tetikleyicisi oldu. Yardımcı ve İsmet Arzuman bu ciddi faulü atlayınca, F.Bahçe'nin maçın başından beri, G.Saray'ın çift perdeli orta sahasının arasından geçiremediği için gerçekleştiremediği kontra hücum doğal olarak o yöne doğru boş elemanların imkanına sunuldu. Ve Rebrov'un harika pasına o ana kadar sahada olup olmadığı bilinemeyen Mehmet Yozgatlı plaseyi yapıp maçın skorunu ilân etti. Bu arada, bir hafta önce harikalar yaptığı yazılıp çizilen Ümit Özat'ın oyun alanı daraldığında, oyuncu sıkışıklığı meydana geldiğinde nasıl bir futbolcu silueti çizdiğini medyadaki uçurtmacılar acaba görebildiler mi? Bence, maçın en önemli, en çarpıcı olgularının başında bu geliyordu. Sonuçta, Fatih Terim, çok iyi planladığı ve iyi işlettiği kurgusuyla, oyuncu değişiklikleriyle beraber elindeki kısıtlı potansiyeli az kalsın ligin zirvesini etkileyecek bir skorla kol kola getiriyordu. Kim bilir, belki de yardımcı hakem ve İsmet Arzuman, Mehmet'in golünün başlangıcına çanak tutmasalardı, Daum'un kumarı bir kere daha baş eleştiri malzemesi olarak tepeye asılacaktı. Ama...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.