FBTV'nin büyük ayıbı!

A -
A +

FBTV, belki de fanatiklerine keyifli, dört köşe anlar yaşatıyor ama, bunu olmadık insanları karalayarak beceriyor. Öylesine ki, bir yardımcı hakemi takımlarını katleden kişi olarak ekrana getiriyor ama o hakemin adını yanlış kullanıp, başka bir yardımcıyı kamuya kötü olarak tanıtıyor. Öylesine bilgileri kıt ki, Tuncay'ın golünü vermeyen, Sakaryaspor'un ofsayt golünü geçerli sayan yardımcının, geçen sezon Rize'de Nobre'nin elle düzeltip attığı golü Metin Tokat'a geçerli saydıran aynı yardımcı olduğunun farkında bile değiller. Ya da farkındalar da, işlerine gelmiyor. Bitti mi? Hayır... Çok fanatik ünlü bir F.Bahçeli, sözüm ona programında, "Bu golle, F.Bahçe kalesinin bekareti delindi" gibi bir laf ediyor ve televizyon yönetimi bunun bile farkında değil! O zaman, Allah selamet versin! Siz en iyisi tiyatro açın, Ahmet ve Kazım! İstanbul'da ne zamandan beri özel tiyatro sıkıntısı çekilmekte... Olanlar birbiri ardına kapandı, geriye kalanlar da parmakla sayılacak kadar az... Ama sağ olsunlar, bizim spor yorumcusu arkadaşlar bize özel bir tiyatro için hayli ümit verdiler. Kimler mi? Dr. Ahmet Çakar, Kazım Kanat ve dümen suyundaki Gürcan Bilgiç'le, sunucu Ersin Düzen... Nasıl mı? Programlarının çıkışında, hem de sabaha karşı, Brezilyalı oldukları sanılan ya da o kılıfa sokulmuş kişiler Kazım'ın önünü kesip, Aurelio için gösterdiği tepkiye tepki koymuşlar! "Aman" dileyip Ahmet ve diğerleri araya girerek, bir tatsızlık olmasını engellemişler. Sabah Gazetesi'nde de, televizyonundaki o programın sanatçılarını (!) kutlayan yazılar yer aldı. Ah Muammer Karaca ah! Ah İsmail Dümbüllü ah! Neler kaçırıyorsunuz neler... Lazaroni ve Hacıosmanoğlu! İbrahim Hacıosmanoğlu, şu anda, bana göre, ülkenin en düz konuşan, yalpa yapmayı sevmeyen bir numaralı yöneticisi... Neyi doğru, neyi yanlış görüyorsa, zerre kadar politik olmadan ortaya koyuveriyor. Yani başkaları gibi karnından konuşmuyor. Geçenlerde Habertürk'teki Şeref Tribünü programında, "Bazı devlet büyükleri, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve kuvvet komutanları açıkça ve fanatikçe tuttukları takımları açıklıyorlar. Bu olmaz. Yarın bir hakem yanlışa düşerse, bunun sorumlusu bu ağızlar olur" gibi kimsenin ne yüreğinin, ne de ağzının erişemeyeceği açıklamalarda bulunmuştu. Ama kimsenin bunu haber yapma yürekliliği olmadı. Aynı İbrahim kardeşim, en son da, yönetime saldıran Lazaroni'ye net biçimde patladı. Herkese tavsiye ederim, birer İbrahim Hacıosmanoğlu olun! Hani neredesiniz ey Servetçiler! F.Bahçe, Dinamo Kiev'e elendikten sonra Alaattin Metin, Ercan Saatçi gibi ajansçı yazarlar, Zico'ya yüklenerek, Servet'i oynatmayışını büyük eksiklik, yanlışlık olarak yazdılar. Ancak aynı yazarlar, Servet satıldıktan sonra, "Ey Zico, Servet bırakılıyor mıydı?" diye tepki koymadılar. İşte size çifte standart, ya da tutarsızlık örneği! Helal olsun Mustafa Çulcu! MHK Başkanı Mustafa Çulcu, geçtiğimiz hafta köşemden Zafer Önder İpek ve Kuddusi Müftüoğlu için yaptığım çağrıya kulak mı verdi bilemem ama, en azından eski bir FIFA hakemi olarak Zafer Önder İpek'in biletini kesti. İşte, yıllardır benim özlemle beklediğim MHK Başkanı profili... Açık, net, şeffaf, karnından değil ağzından konuşan bir MHK Başkanı... Helal olsun Çulcu! Aynen devam! Kalan sağlar, yani hakiki hakemler bizim, sizin olur, hepsi bu! Aziz Bey neyi kaçırttı! F.Bahçe Başkanı yeni transferleriyle övünüyor. Bence dövünmeli... Kalitesiz olduklarından değil, onları takıma geç kattığından... Baksanıza, Şampiyonlar Ligi'nde galibiyete ve beraberliğe verilen primler ikiye katlandı. Yani galibiyetlere 600 bin, beraberliklere de 300 bin euro oldu primler. Ha G.Saray kaç para kazanır? Onu bilmem... Ama elin Ukrayna takımını zengin ettiniz beyler... Hoş, Anelka'dan para gelmesiydi, bu transferler de yapılmayacaktı. O zaman biraz aşağıya inin lütfen! Habere bak habere! Sabah'ın geçtiğimiz perşembe günkü sayısının spor sayfasında şöyle bir haber vardı: "Diz yan bağları kopan Beşiktaşlı Bobo'nun Trabzonspor'a karşı oynama şansı yüzde 50." Pes! Yahu arkadaşlar, biraz şu sporcu sakatlıklarının ne olduğunu öğrenin! Hadi müdürlerinizin dünyadan haberi yok ama, bari gençler kendileri bir hamle yapıp öğrenmeliler. Hiç diz yan bağları kopan bir sporcu, on gün sonra yüzde elli oynama şansına sahip olabilir mi? Peki, böyle bir sakatlığın faturası nedir? En azından altı ay... Belki de bir yıl... Bülent Yavuz temiz... MHK Eski Başkanı Bülent Yavuz geçenlerde arayarak, A.Gücü Kulübü ile herhangi bir bağının bulunmadığını ifade etti. Hani diyorlardı ya, Bülent Yavuz, A.Gücü'nün CEO'su oldu diye... Haber uçurtma imiş... İşte spor adamları böyle diyalog içinde olmalılar... Teşekkürler Bülent Hoca! Ercan Yıldız'ın Kezman'a ithafıdır! Bizim servisin on parmağında, on marifet elemanlarından Ercan Yıldız geçen hafta bir inceleme-haber yapmış. Haber, Hakan Şükür'le ilgili... Bu fenomen futbolcu ile ilgili Ercan'ın araştırmasında çıkanlar şunlar: Dünya Kupası tarihinde atılan en erken golün sahibi... Dünyada en çok gol atan Türk futbolcusu... Toplamda en çok milli olan futbolcumuz... Avrupa Kupaları'nda en çok gol atan futbolcumuz... Avrupa Kupaları'nda en çok maç yapan futbolcumuz... Milli Takımlarda en çok hat-trick yapan futbolcumuz... UEFA Kupası'nda tek gol kralı olan Türk... Şampiyonlar Ligi'nde en çok gol atan futbolcumuz... İki kez Dünya Karması'a çağırılan tek Türk... Hani Kezman, Hakan Şükür, "Yanlış kulübe hizmet ediyor" demişti ya... Sizin hizmet edeceğiniz kulüpte böyle biri var mı, yok mu, önce onu öğrenip keşke öyle konuşsaydın Kezman birader... Vay be; İnamoto! G.Saray durdu durdu, turnayı gözünden vurdu. Yabancı kontenjanı, ya da ön libero açığı Japon İnamoto ile dolduruldu. Kaç paraya? Üç paraya... Yandı yine Mehmet'im... Ayhan'ım... Okan'ım... Zaten Volkan gitti. Benim bildiğim kadarıyla, G.Saray'ın tarihinde bırakın tedaviyi, hiç böyle bir pansuman bile yapılmamıştı. Adnan Polat dostum; almam almam dedin, ala ala Japon malı mı aldın? Bundan 40-50 sene önce Japon oyuncakları çok revaçtaydı. Japon mağazasına gireni parmakla gösterirlerdi. Kim bilir, birileri bu masalı mı anlattı, nedir? Ya da ister misiniz, G. Saray da F. Bahçe'ye özenip (Zico) Japonya'dan ithalat yapmış olsun. Hıncal Uluç'un Kutsal Medya İttifakı! Hıncal Uluç dostum, taaa ne zamandan beridir yazar durur. Der ki; "F.Bahçe adına, bir Kutsal Medya İttifakı var." Benim de pek inanasım olmazdı. Ama yine de gazetecilik kurdu, hele bir bekle, ara, araştır, izle deyip duruyordu içimden... Ve sonunda Hıncal Uluç'un iddia ettiği Kutsal Medya İttifakı ortaya çıkıverdi. Nasıl mı? Bakın şöyle: Kiev'e giden özel F. Bahçe uçağında başkanın bizzat davetlisi olan gazeteci erkânı, sırayla ve de müthiş bir zamanlama ile ittifakı ağızlarından değil kalemlerinden kaçırıverdiler. Geçtiğimiz salı Hürriyet, Ulusoy'un ağzından edilmişçesine garip bir şey (!) yayımladı. Çarşamba günü FBTV bu haberin devamını çok çirkin bir kasetle sürdürdü. Perşembe de Ergun Babahan, Sabah'da "F.Bahçe'ye karşı Birleşik Cephe" başlıklı yazısını kondurdu. Bu üç yayını yan yana, alt alta koyun, karşınıza Kutsal Medya İttifakı çıkıyor. Şimdi Kiev uçağında kimler vardı? Ben bunu 15 gün önce yazdım, bir daha zahmet etmeyeceğim. Hıncal Uluç da, yine geçtiğimiz perşembe köşesinde, Hürriyet'in haberinde 5N 1K kuralından eser olmadığını dile getirmişti. Yani dedikodu manşete çıkarılıp, ardından ekranda forsa edildi ve köşe yazısı ile çerçevelendi. Tam bir... Böyle bir organizasyonun adını bile koymaya utanırım! 2008 için huzursuzum! Bu akşam Milli Takım, 2008 finalleri için eleme grubu kontağını açacak. Hayırlı olur inşallah! Ama grup maçlarının startı canımı sıktı. Rakiplerimizin hepsi, hem de deplasmanda kazandılar. Tatsız! Dibe oturacaklardan hiç biri yola taş koyamadı. Umarım bu akşam da aynısı olur. > G.Saray yine sürgüne gidiyor! G.Saraylı futbolcuların hemen hemen tamamına yakını, Olimpiyat Stadı'nda oynamaktan hiç mutlu ve de en önemlisi umutlu değil... Haklılar da... Koca Bayern München bile olimpiyat stadından kaçıp, yeni stat yaptı. Bendeniz de İzmir'deki statta maç seyretmeyi adeta bir işkence olarak gördüm hep... Oyuncunun konsantrasyonu dağılır. Tribün-oyuncu bağlantısı hemen hemen yok olur. Oyuncu kendisini hiç tanımadığı, yabancı ellerde sanır. Deplasmana gelenler için bu tip statlar bir cennettir. Ah para, gözün kör olsun! Ya da, Ali Sami Yen'i çoktan boşayanlara yazıklar olsun! > Son sınav... G.Saray Yönetimi, Şampiyonlar Ligi'nin içeride oynanacak maçları için ilk defa toplu bilet uygulamasını gündeme getirdi. 3 maçlık bu etap için Başkan Canaydın ve 2. Başkan Polat 200 bin taraftar beklediklerini açıkladılar. Sanıyorum bu maçlar takviminde İstanbul havası bir engel olmayacaktır. G.Saray taraftarı ezeli rakibi F.Bahçe karşısında bana göre en son ve en ciddi sınavını verecektir. 3 maçta da yönetimin beklediği gibi tribünleri dolduramazlarsa Türkiye'de yapılmış son yıllardaki bütün anket sonuçlarının da "hatalı" olduğu ortaya çıkacak.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.