Fenerbahçe’nin, Gaziantepspor gibi kendi sahasında çok maç kazanmış bir takım karşısında alacağı sonuç büyük merak konusuydu.
Çünkü öndeki Galatasaray farkı beşe çıkarmıştı.
Mourino’nun sahaya çıkardığı 11 ise herkesi bir daha şaşırttı.
Futbol maçlarını çok yakından takip edenler ve takımlardaki oyuncuları özellikle iyi tanıyanlar şaşkınlık içindeydiler.
Nitekim bu hatalı 11, 13. dakikada Fenerbahçe’yi yenik duruma düşürdü.
Maxim’in mermi gibi şutu ev sahibini öne geçirdi.
Hepsi bu kadardı ama...
Hatalı 11, ev sahibinin soyunma odasına Maxim’in golüyle gidilmesini sağladı sadece.
Hele ki Halil’in santrforluğunda 10 kişi gibi oynayan Gaziantepspor golden sonra dakika dakika oyundan düştü diyebiliriz.
İkinci yarıya takımlar dizilirken Mourinho bir daha herkesi şaşırttı.
İsmail oyundan alınmış, savunma ile orta saha veya ön taraf arasındaki yük Fred’e kalmıştı.
Fenerbahçe’yi daha da zor duruma düşürebilecek bu karar, ev sahibinin çok zayıf olması sayesinde endişeleri yersiz bıraktı.
Ön liberosuz kalmış Fenerbahçe daha iyi sahaya yerleşti, daha rahat hücum organizasyonu yaptı, rakibin de arada bir çıkar gibi oluşunu da çok kolayca sıfırladı.
Nitekim 66 ve 68. dakikalarda Fenerbahçe bu kolay bırakılışını iki golle süsleyip maçı da cebe indirmenin en ciddi adımını attı.
Fred maçı bitiren golü attı ve böylece Mourinho’nun garip 11’i ve sonrasında ön liberosuz da olsa doğru tercihli takımı kağıt üzerindeki zor deplasmanı kolayca geçti.
Kemal Belgin'in önceki yazıları...