Filmin sonu

G.Saray futbol takımı Fatih Terim'le sadece kendi bünyesinde değil, Türk futbol literatüründe de bir devrim yapmıştı. Çağın sistemini ve o sistemin gerekli futbolcularını müthiş bir profesyonel çerçeve içinde büyüten Fatih Terim gittikten sonra ve de yönetimin kendi başına yaptığı yanlış transferlerle Avrupa Şampiyonu'nun gün gün, hafta hafta, ay ay erozyona uğrayacağı kaçınılmazdı. Aynı Fatih Terim, futbol sahası içindeki devrimlerinin yanı sıra bir türlü anlaşılmaz şekilde cebi para görmeyen yönetimin takımına çektirdiği ıstıraba da dünya ilaç literatüründe bulunmayan reçeteler yazarak takımını adeta koruma altına almıştı. G.Saray bu sezon yoğun ve zorlu maç maratonunda bıkkın ve yorgun düşmüştü. Emeğin karşılığını alamama ıstırabı da dozunu arttırarak büyümüştü. Taraftar yumurta kapıya gelince Ali Sami Yen'i hatırlamış ama tren bir kere raydan çıkmıştı. Dün de A.Gücü karşısında Avrupa Şampiyonu'nun yakasına yapışmış bütün hastalıkların Ali Sami Yen'de kol gezdiğini gördük. O dünyanın en büyük takımlarına bile aman vermeyen pres düşmüş, bloklar arasındaki yakınlaşma zenginliği iflâs etmiş, yürüyemeyen, koşamayan, pas alış-verişlerinde son derece fukara bir G.Saray ortaya çıkmıştı. Tabii A.Gücü'nün genç hocası Ersun Yanal'ın da hakkını teslim etmek gerek. Türkiye'nin en hareketli, en çabuk ve agresif oynayan bir takımı konumuna getirmişti ekibini. G.Saray finişte böyle bir takımla karşılaşmış olmanın sıkıntılarıyla da başbaşa kalmıştı. Yine de parasını alamayan büyük hocasını ve büyük santrforunu kaybetmiş G.Saray'ın ligde, bizim kupada, Şampiyonlar Ligi'nde gelebildiği yer, bana göre yazımın başlarında saydığım olumsuz faktörlere rağmen bir başarıdır diyorum. Şimdi G.Saray camiasının şapkasını önüne koyup Fatih hocanın ve Hakan Şükür'ün gidişiyle birlikte bir çok derdin bu takımın içine bomba gibi düşmüş oluşunu derinliğine araştırıp sonucunu bulması gerekmektedir. Başkandan yönetimin en son ferdine ve de sadece sisteme sadık kalışıyla 10 üzerinden 3 not alabilen hocasını da değiştirmesi gerekmektedir. Asıl kötü son, ligin geri kalan iki haftasında Şampiyonlar Ligi'ni kaybetmekle gelir. Dünya haritasının her tarafında ismini altın harflerle yazdıran G.Saray'ın bunca darbeden sonra en azından o ligden düşmemesi gerekir.