Sezonun ilk derbisinde evin sahibi değil, Florya'dan yenilenmiş, Dolmabahçe'ye gelen taraf futbol ve pozisyon zenginliği sergiledi. Yani G.Saray, tıpkı ilk Fatih Terim'li dönemin son iki sezonundan çok ciddi benzerlikler sahaya yansıttı. İnönü'nün harika kuş bakışında Hagi'nin kurgusunun Hakan Şükür'le tandemi arasında 40 metreden fazla mesafe ölçemedik. G.Saray maçın hemen hemen tamamını bu dar alan felsefesi içinde, hem de yüksek tempo ile oynayabildi. Sistemin ve şık futbolun kustuğu tek adam, çıkışından bu yana maç maç geriye sayan genç Sabri idi. Hakan Şükür'ün Ersun Yanal ve yandaşlarına, daha doğrusu zavallı akıl hocalarına dün akşam verdiği, onlara göre yeni ama futboldan anlayan herkese göre 10 yıllık eski bir dersti. Hagi'nin sahaya getirdiği 18 kişilik kadronun içinde sadece 3 tane yeni bulunurken, Del Bosque'nin kurduğu ve daha sonra Ahmed Hassan, Juanfran ve Pancu'yla yenilediği kadroda, 10 tane yeni Beşiktaşlı bulunuyordu. İşte bu tablo da iki takım arasındaki futbol ve sistem uygulama farkını açıkça ortaya koyabilen bir futbol kanunuydu. Beşiktaş yeni parçalarla eski parçaları yavaş yavaş doğru yerlerde kullanmaya başladı ama karşısında yukarıda değindiğim artılara sahip G.Saray karşısında çokça yüksek ve uzun toplarla şansını aramak zorunda kaldı. Bu da G.Saray'ın dar alan felsefesindeki futbol anlayışına daha fazla işlerlik kazandıran bir çok yenilik dezavantajıydı. Hakan Şükür'ün kale direğinden dışarı kaçan penaltısı ise en azından Del Bosque ve takımına yeni bir moral çöküntüsü yaşatmadı. Bir şeyin altını da ısarla çizmek istiyorum; o da sistemde Beşiktaş'ın en ciddi sancıları ön libero koltuklarında yaşanıyor. Ahmet Yıldırım'ın da, Tayfun'un da ileri uca zayıf olan desteği Beşiktaş'ın oyun alanını daraltmak yerine 70-80 metrede dengesiz kalışına sebep oluyor. Sonuçta G.Saray futbol galibi, Beşiktaş ise yeni evinde puan sahibi oldu.