Galatasaray ve TBF çağ dışı mı?

A -
A +

Teknik direktör değiştirme eyleminde bizim çok eleştirdiğimiz Anadolu kulüplerimize taş çıkartır hale gelen Galatasaray, transferdeki gariplik rekorlarıyla da öne çıkarken, bir de Kadınlar Basketbol takımının ezeli rakip Fenerbahçe'ye karşı, hem de kazandığı bir maçtan sonra, hükmen yenik sayılmasıyla bırakın “Batıya açılan pencere” olmayı, doğuya bile yakışmaz hale geldi. Bu son hükmen yenilgi meselesinin bence en acı tarafı da, ezeli rakibin maçtan bir gün önce, “Bakın onu oynatırsanız, hükmen yenilirsiniz” uyarısına rağmen oluşudur. Anlaşılan ve beklenen odur ki, mektep kökenli 550 yıllık kulübe, tarihine yakışır bir yönetim bulmasıdır. Devam edelim. Burada giderek tuhaf bir konuma giren Türkiye Basketbol Federasyonu’na da değinelim. 17 yıldır lisans işleriyle ilgilenen birinin verdiği lisanstan haberiniz yoksa vay ki vay! Demek ki, çatınız altında birileri bir şeyler karıştırsa en son sizin haberiniz olacak... Son nokta mı? Fenerbahçe bu kara işten nasıl haberdar oldu da, maçtan bir gün önce yangını çıkardı?  

Van Persie uf oldu mu?

Hatırlarsanız, Olimpiyat Stadı'nın ısınma bölgesini suni çim tehlikesini öne sürerek reddedip, neredeyse yardımcı hakeme toslayacak biçimde bir yerde ısınan Van Persie, baktım da Molde'de son 15 dakika, hem de rezil hale gelmiş, suni çimde zıplayıp, hopladı... Ne yani bize mi tafra Hollandalı? Ama ne olmuştu? Onu uyaran bizim gariban görevli ceza almıştı. Yahu yabancıya bu teslimiyet ne zaman bitecek ki? 

Batsın sizin istatistiğiniz!

Efendim, şu takım bu kadar koşuyor, bu kadar pas yapıyor gibilerinden tamamen izleyiciyi, futbolseveri aldatıcı olan istatistiklerden bir yenisi daha iflas etti. Neymiş Akhisar Belediyespor ligin en az şut çeken takımıymış. Eeee ne oldu? Size göre Beşiktaş'ın maçı hiç tehlike yaşamadan farklı kazanması gerekmez miydi? En azından siyahi santrforun kale direklerini neredeyse kıracak şutu aklınızda kalmışsa, o bile kârdır. Devamla, bu takım ligde kaçıncı durumda ki? 

Atiba'nın sağlığı!

Beşiktaş'ın temel direği Atiba, Necip de cezalı duruma düşünce yalnızları oynadı. Veli yok, Tolgay yok, Serdar'a da bakan yok... Eee ne olacak? Bir gün Atiba, "Yeter yahu! Ben de insanım" diye isyan edebilir. Bu nedenle Şenol Hocam, aynı on birde hem Quaresma'yı, hem Oğuzhan'ı, hem de Sosa'yı oynatmamalı. Benden söylemesi!

Öcal Uluç ustanın yazısı...

Bir zamanlar benim Tercüman'da müdürlüğümü de yapmış olan değerli ağabeyim Öcal Uluç, geçen cumartesi köşesinde benden söz etmiş. Konu da, dün hoca-bugün yorumcu, ya da tersi durumu gündeme getirmemdi. Tabii ki devamında da TSYD’deki üye olma devrimi(!) Takipteyim haaa... Bakalım kimler 45 yıllık üye ve de 12 yıl aralıksız yönetim kurulu üyeliği yapmış benimle aynı haklara sahip olacak? Yoksa bu işte de yalnız mı kalacağım? Hiç ses vermiyorsunuz eski dostlar!   Hatta bu devrimi(!) gerçekleştirenlerle yan yana fotoğraf da veriyorsunuz...

En iyisi maçları siz yönetin!

Fenerbahçe'nin resmi sitesinde son yayınlanan duyurulardan birinde, futboldan sonra basketbol ve voleybol hakemlerinin de işlerini iyi yapamadıkları dile getirildi. Masa tenisi, su sporları, boks ve atletizmde falan durum ne ki? Allah'tan bu kulüpte salon sporu hentbol yok. Benim önerim şu; Fenerbahçe'nin söz konusu branşlardaki bütün müsabakalarını bu kulüp bünyesinden birilerinin yönetmesidir. Hakem olması da şart değil... Nasılsa ne yapılacağını bilirler onlar! Beklenen de odur.

Geç kalmış bir yazı

Barcelona, Real Madrid'i Madrid'de dörtlemişti. O hafta yoğunluk yüzünden yazamamıştım. Mesele şudur; Real'de Gareth Bale ve Toni Kroos oynuyorlar. Yani bir Galli ve bir Alman... Ben olsam hiç bir İspanyol takımında bu ülkelerden oyuncu oynatmam. Çünkü eşyanın tabiatına aykırıdır. Güney Amerika, yani Latin kanı dolaşmalıdır İspanya liginde... Ya da Afrika'nın bazı bölgelerindeki sıcaklıklar. 

Kör Süphan'ın ardından!

Geçen hafta çok esaslı bir Fenerbahçeli, çok kökten bir Kadıköylü ağabeyimi kaybettik. Çok da iyi bir kaleci idi. Uzak şutlar hariç, Rızapaşaspor'un kalesini başarıyla korudu... Lakabı, gözlerinin uzağı hiç görmemesinden kaynaklanan, “Kör Süphan”dı... Kulübe olduğu kadar, belediyenin eğlence yerleri denetiminde de yıllarca çalıştı, çok da başarılı oldu. Nur içinde yatsın! 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.