G.Saray yönetimi istifa etmeli!

A -
A +

Ligde maç kaybetmek, Avrupa Kupaları'ndan elenmek futbolun içindeki olmazsa olmazlardır. Hatta öylesine ki, Manchester United gibi büyük firmalar bile kendi sahalarında ligde dört yiyebiliyorlar. Ya da koca İtalya'dan, Avrupa Kupaları'nda kala kala bir Udinese kalabiliyor. Ama Galatasaray'ın son iki sezonundaki yaşananlar ne tarihine yakışıyor, ne de kulübün yönetiliş biçimine... Bir Alman hoca ligin bitimine altı hafta kala, hem de şampiyonluğa oynanırken gönderiliyor, ya da kendisi gidiyor... Sonra yeni sezona bir başka Alman -ama bu defa çocuk- getiriliyor. Olmayacağını en birinci futbol fukarası bile biliyor... Sonra o çocuğun başına, o gönderilen, ya da giden vatandaşı, öğretsin, yönlendirsin, yönetsin diye getiriliyor. Bitti mi? Hayır! O Alman çocuk da gönderiliyor, yerine jübile tartışması hâlâ bitmemiş, kariyeri henüz cilalanmamış eski kaptan çocuk getiriliyor. Alman eğitmen ise hâlâ burada... Bence Sayın Polat, yönetimi ve AŞ'nin patronu hep birlikte sınıfta kalmışlardır. Galatasaray'ın karizması resmen çizdirilmiştir. Yazık! Ne oldu Zico'cu babalar? Bir alemiz vesselam... CSKA Moskova, Lucescu'nun takımını UEFA Kupası'nın ilk maçında 1-0 yenmez mi? Hemen başta Ankara'dan olmak üzere uçan balonlar hemen havalandı. Sonra Hıncal Ağabey ve yetiştirmesi Mehmet Demirkol'un savunmacı hocası Lucescu, rövanşta iki fark gerekirken, 2-0'la maçı alıp Zico'yu, bu kafalar Şükrü Saracoğlu Stadı'na beklerken, Moskova birahanesine postalayıverdi. Lucescu acaba bu maçta kafayı değiştirip tamamen hücum mu oynadı? Hadi oradan futbol cahilleri; sizlerle daha fazla uğraşacak vaktim yok... Trabzon ve Sivas'a dair! Ersun Hoca, ülkenin en fazla sayıda olumlu pas yapan takımı Gaziantepspor'a karşı Serkan'ı arka sağda tutarak maçın kaybedilmesinde rol oynadı. Bülent Hoca da, maçın son bölümlerine doğru ne kadar savunması olmayan oyuncu varsa sahaya sürerek, maçı kayba attı ama... Basri Ağabey kim, Lugano kim? Destur beyler! Bursa'daki pankart için... Merhum Basri Dirimlili ile Lugano'yu yan yana koymak da ne demek? Yani Lugano'nun açılan kaşı ile Basri Ağabeyin Fenerbahçe'ye yıllarca verdiği emek aynı tutulabilir mi? Tarihinizden utanın! Olmadı F. Bahçe taraftarı! Takımınız maç kaybedebilir. Tribünden protesto edebilir, hatta Samandıra'ya dayanıp bunu devam ettirebilirsiniz. Ama otobüs kovalayıp, kaza ortamı oluşturmak da neyin nesi? Size şimdi yeni önerim, bazı önemli araştırmalar yapmanız... Örneğin; Aragones acaba tazminatı kapıp kaçmak uğruna mı böyle uygulamalar yapıyor? Büyük transfer üstatlarının bulunduğu yönetiminiz yeni hoca ve yeni oyuncular için acaba yeni felaketler mi hazırlıyor? Kapıya koysanız bir liralık bonservis bile alamayacağınız 36 yaşındaki Carlos'la, 1955 model Alex'in sözleşmesi neden onca paraya uzatıldı? Uruguay'daki ikinci lig kulübüne bu defa kaç para imaj parası ödenecek? Mesela deduk! Lincoln için ne demiştim! Geçen sezonun ortalarına bile gelmemiştik henüz... TGRT Haber'deki programımda Galatasaray'ın acilen Lincoln'ü göndermesi gerektiğini ısrarla söylemiş, bu sütunlarda da yazmıştım. Bu sezon devre arasında da TVNet'teki programımda aynı görüşümü tekrarlamıştım. Şimdi neredeyiz? Bilmem... Sezgin ve Polat Beyler daha iyi bilirler... Beşiktaş'ın ayıbı! Tamam, futbol takımı iyi durumda... Denizli Hoca, çift ön libero düzenindeki ikiliyi bozup, Nobre'yi de kulübeye çekti ama düne kadar hangi zarı tutmamıştı ki... Mutlu son ışıkları yanıp yanıp duruyor. Ama gelin görün ki, bayan basketbolda bir numaralı firma Fenerbahçe'yi her iki maçta da yenen Beşiktaş Bayan Basketbol Takımı'nda, hak edişleri ödenmediği için iki önemli yıldız maça çıkmıyor. Sonuç? Galatasaray'dan fark yeniliyor. Hem de sponsorlu takımın hali bu... Vah vah vah! Sponsorun tepesi atmasın sakın! Sercan'a yapılan penaltıdır! Bursasporlu Sercan'a Vederson'un hareketi tam anlamıyla "takdir" penaltısıdır. Ama futbol bilgisi üst düzey olmayan hakem bunu kolayca çalamaz. Ben şöyle aydınlatayım; Sercan tek başına, yani herhangi bir ikili çekişme ortamından değil, topla yalnız geliyor. Lugano'nun yanından geçtikten sonra Vederson direkt olarak kendisine yaklaşıyor ve Sercan'ın tarafındaki baldırı ile dokunuyor. Yeter de artar bile. Eski FIFA hakemi Ahmet Çakar, "Hakem saçmaladı" demiş. Ahmet Çakar, yarışma sunmayı, doktorluk yapmayı ve de ince ayar işler olmadıkça hakemliği bilir. Ama futboldan hiç anlamaz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.