G.Saray'ın pek alışık olmadığı olağanüstü kongresinden Mehmet Cansun başkan çıktı... Kutluyorum, hayırlı olsun diyorum. Çok gerçekçi bakarsak, aslında doğrusuyla, yanlışıyla Faruk Süren felsefesi yepyeni, yıpranmamış genç isimlerle misyonuna devam edecek. Amaaaaa... Evet, Star TV ve Star Gazetesi'nin sahibi Cem Uzan'ın uzaktan, hatta hatta yakından kumandalı adayı Ateş Ünal Erzen'e çıkan 455 oy, Cansun'un aldığı 972 oydan daha ciddi biçimde değerlendirilmelidir. Çünkü bu 435 oyda Galatasaray'ın geleneksel, diğer bütün kulüplerden kendisini ayıran özelliğinin değişime uğrama çizgisine geldiğinin habercisidir. Bu haber güzel bir haber midir? Asla... Çünkü Galatasaray, lisesinden gelen konservatif özelliği ile bu ülkenin Batı'ya açılan penceresi olmuştur. Şimdi bu pencerenin önüne tam kanat olmasa da bir perde çekilmiştir. Biraz daha açalım... Galatasaray'da bugüne kadar paranın gücü hiç bir dönemde kongre malzemesi yapılmamıştır. Oysa bu defa bir başkan adayı geçmişteki bütün sevecenliğini arkasındaki kukla oynatıcısının ellerine teslim etmiştir. 12 milyon doları ödemediği için maçların naklen yayın hakkını kaybeden, sonra da çıkıp 500 milyon dolar ödemeye hazır olduğunu açıklayan bir zihniyetin kuklasına, Galatasaray Genel Kurulu 435 oy vermiştir. Bu camianın oy sahibi olmayan bir kişisi ben, Türk sporu adına bu gelişmeden büyük rahatsızlık, büyük endişe duydum. Acaba gelecekte Galatasaray da, kapının önünden geçen paralı başkanlara mı emanet edilecektir? 435 oylu bu zihniyet, öyle bir zihniyet ki, dün verdiği reklam parasının büyük bölümü, belki de tamamını, anında kesmek gibi bir ihanetin startını vermiştir. Bununla da kalmamış, gazetesinde Galatasaray rakamsal mahremiyetini kongrenin ertesinde manşete çıkarabilmiştir. Demek ki, aynı zihniyet çok değil, yarından itibaren koltuğu ele geçirememenin hesabını kulübe büyük zarar verebilecek biçimde sormaya hazırlanmaktadır. Ben beklerdim ki, o 435 oyun sahibi "Al Jardel'i, al forma reklamını, çek git... Burası Galatasaray, burada parası olan değil, fikri, düşüncesi, centilmenliği olanlara yer vardır" diyebilsin. Bir iddiamı daha tekrarlamak zorunda kaldım. "Sayın Uzan, Allah kendisine 500 yıl ömür verse de, Galatasaray'a başkan olamaz". Ama, son kongreden çıkan 435 oy, bu iddiamın üzerine çok ciddi bir yanılma endişesi taşımıştır. Ben iddiamı kaybetsem n'olur? Ama sanırım Galatasaray, lokomotiflik konumundan, arkadan zorunlu olarak rayda giden vagon haline dönüşür. Buna izin verilmemelidir. Kongreyle ilgili bir kısa yorumum daha olacak. Kongreden sanırım 24 saat önce, Mehmet Cansun'un karşısındaki adayı eleştiren, hatta hatta yere serip üstüne çıkmaya çalışan bir meslekdaşım, bir de baktık ki, Cansun'un listesinde... Hem de ikinci başkan olarak... İşte bu da olmadı... Listede yer almaksızın, Cansun'un tarafında da olsanız, istediğiniz biçimde kongreyi manüple edebilirsiniz. Ama listeye giriyorsanız, bu o çok savunduğunuz gazetecilik etiğiyle bağdaşmaz. Beklentim odur ki, Fatih Altaylı köşesinde bir özür yazısı yazsın. Ama, Uzan zihniyetini eleştirmeye devam etmesi, bir Galatasaraylı olarak adeta vatan borcudur...