Hagi mi, Alex mi?

A -
A +

Pazar akşamı KanalTürk'teki Telegol programına, benim program dönüşü şöyle bir göz atayım dedim, donup kaldım. Mesele; Hagi mi, Alex mi daha büyük oyuncu tartışması idi... Ekranda da iki futbolcunun Türkiye günlerinden istatistikler sunuluyordu. Zaten futbola istatistiği soktuğunuz an -ki, bunu bir spor gazetesinde ne doktoru olduğu anlaşılamayan birileri yapıyor ve de ne yazdıysa boş çıkıyor- iş çığırından çıkar... Ekrandaki rakamlar ve yorumcular, bizim Serhat'la birlikte Alex'i öne çıkardılar. Şimdi onlara ve onların kafasındaki ünlü yorumculara şu soruyu sormak isterim: Hagi mi, yoksa Alex mi dünya futbol piyasasında tanınır? Bunlardan hangisi Real Madrid, Barcelona gibi takımların formasını giyebilmiş, hangisi Dünya Kupası'nda oynamıştır? Hangisi kendi ülkelerinin milli takımlarında daha çok forma giymiştir? Bir tanesi uluslararası büyük bir üne sahip, diğeri Türkiye'de havalı... Hangisinin UEFA Kupası, Süper Kupası, dört sezon üst üste lig şampiyonluğu vardır? Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek finalist olmaksa kriter, bir tanesi iki grup maçından sonra yani on maç sonra, diğeri sekiz maç sonra orada görünmüştür... Ayıp ayıp! Amigoluğu bırakın artık da, futboldan gerçekten anlayanlara daha fazla madara olmayın! >> Aragones'in koluna kim girdi? Hayatının yarısından çoğunu teknik direktörlüğe atamış Luis Aragones de, sadece idman ölçüsü yüzünden bazı futbolcularını es geçiyor... Daha doğrusu es geçiyordu. Belli, birileri Önder'i daha detaylı tanıtmış... Emre'nin sağ kenarda iyi oynamasının ihtimal dahilinde olmadığını da söylemiş... Ve de Kazım'a uyarı anlamında bir kement at demiş... Ah bir de bu Josico'yu neden aldırttın deseler... Derler derler, çok yakında... Pardon; bir de Deniz'in, Şampiyonlar Ligi'nde falan, Aurelio'nun yanında tabanca gibi oynadığını anlatsalar diyorum... >> Bit pazarı pazarlığı! Hale bakın, ülke futbolu ne hale geldi... Yeni federasyon bir ceza talimatı yapmış ki, tam evlere şenlik... 30. maddeye göre, bir takım toplam beş karttan fazla görürse veya üç kırmızı yerse, kulübe 20 bin YTL'den 50 bin YTL'ye kadar ceza geliyor. Bu ne biçim ceza talimatı? İşte buradan çıkarak, özel maçta atılan ve rapor edilen Kayserisporlu Mehmet Eren 5 kartı doldurduğundan 30 bin YTL cezaya çarptırılıyor. Kendisinden önceki kartlılara ceza yok... Yahu, ey federasyon yetkilileri, siz böyle bir uygulamayı nerede gördünüz? Ne yaptığınızın farkında mısınız? Orası bitpazarı mı? >> Skibbe skandalı! Galiba bu sezon bol bol buna benzer başlıklar atacağım... Neden mi? Baksanıza playboy gibi görünen hocamız İsviçre'deki maça üçlü savunmayla çıktı ve o köy takımına üç gol yedirdi... Kocaeli maçı öncesi kulağına asılındı ki, Galatasaray'ın on iki yıldır oynadığı dörtlüye dönüldü... Pardon, galiba döndürüldü... Ama bin pas yapıp ve bu arada hiç engel olunmamasına rağmen pozisyon bulmakta güçlük çekildi... Bu halı saha taklidini her takım yemez, onu söyleyeyim... >> Oooo bu Gürkan da kim? Bellizona takımında Gürkan Sermeter isimli bir Türk aslanı izledim. Müthiş bir futbolcu olur bundan... Aklı olan acilen Türkiye'ye getirir... Ve iki yıl, belki de bir yıl sonra büyük paralara satabilir. Ben şimdiden yazayım da... >> Adalet Bakanlığı seçmece iş mi yapıyor? Spor dışı gibi görünüyorsa da... YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu'nun, Adalet Bakanlığı incelemesinden geçtikten sonra, askerlik yapmasına engel olduğunu belgeleyen çürük raporunun sağlam olduğu ortaya çıkmış: Hürriyet- 17 Eylül... Muayene de Gülhane Tıp'ta gerçekleşmiş. Duydun mu, Hıncal Uluç Ağabey? Hani seni sadece iki satırla geçiştirmişlerdi de... >> Sağlam'dan Zico'ya ders! Şimdi nereden çıktı demeyin bu başlık... Stajyer Zico, Bursa maçında takımı tepeden tırnağa rotasyona tabi tutmuştu. Gidişinin sebebi de zaten bu oldu. Ertuğrul Sağlam ise, iki bek, bir ön libero ve bir uç adamı ile ana iskeleti koruyarak yaptı bunu... Eleştireceğiz de, böyle öveceğiz de... Sahi Zico nerede şimdi, Ankaralı dost? >> Ne hakemler ama... Beşiktaş'ın Avrupa Kupası maçını yöneten İsveçli hakem, bizim ligde büyüklerin veya bizim takımların Avrupa maçlarında aleyhine öyle bir penaltıyı es geçse ve öyle bir ofsayt golü geçerli saysa ne olurdu acaba? Ama ne yazık ki, "Böyle hakemleri severim" diye yazanlar bile oldu... Ve daha da tuhafı ve acıklısı, gazetelerin maç yazılarında öyle iki "Avanta"dan tek satır bile yoktu...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.