Milli Takım'ın İngiltere karşısındaki rakip cezasahası yakınlarına kadar gayretleri, düşüncesi alıştığımıza yakındı da; ama o skor tabelasının değiştirilebileceği bölgelerde Hakan Şükür'ün sakat ve cezalı değilse, ölüsü bile oynar. İngilizler, Milli Takım'ın G.Saray ağırlıklı dörtlü alan savunmasına dayalı oyunundan bir hayli etkilenmişler ki; hiç de öyle eskilerde alışık olduğumuz gibi üzerimize çabuk kanat atakları ve yüksek toplarla gelmediler. Zaten, ileri uçlarına da bu tip oyunun elemanlarını koymayarak, nasıl bir oyun planladıklarını da adeta maçın başında anlatıvermişlerdi. Milli Takım'ın gerek İngiliz basını ve çokça da bizim medyanın uçukları tarafından favori gösterilişi, Eriksson için böyle akılcı bir oyunun planlarına da çanak tutmuştu. Milli Takım, rakip kalede sadece Nihat'la gol heyecanı sunabilirken; Hakan Şükür'ü o kadar çok aradı ki... İlhan'ın yüzünü kendi takımı atağa kalktığında rakip kaleye dönmesini becerememesi, mecburi uzun toplarda rakibini rahatsız edememesi, İngiliz tandeminin rahat bir maç oynamasını sağladı. Hatırlanacağı gibi, Brezilya bile onda bir Hakan'a karşı, savunmasının göbeğini iki maçta da hep üçlü tutmak mecburiyetinde kalmış, bundan da Milli Takım bu oyunlarda etkili görünmeyi becerebilmişti. Nitekim; Hakan oyuna girdikten soınra, İngiliz tandemindeki yerleşimini çokça orta sahaya yakın bir bölgeye çekip, Nihat ve İlhan'a kolay hareketlenebilecekleri bölgeler açmıştı. Öteden beri, yazar söylerim. Sakat ve cezalı değil ise Hakan Şükür futbolu bırakana kadar, bu Milli Takım'ın onbiri hazırlanırken, Rüştü ile beraber düşünülmeyecek iki isminden biridir. Hele hele dün akşam, orta sahası iyi olmayan bir Türk Milli Takımı'nda Hakan'a her zamankinden daha fazla ihtiyaç vardı. Ama ne var ki; spor medyamızın saçma fikirli yorumcularının sanırım ki, dolmuşuna gelen Şenol kardeşim İlhan'ı tercih etti. Biz dün akşamki maçı, bana göre Hıncal'ın tam tersine oynamadan kazanmadık da, kaybettik. Ama gruptaki liderlik iddiamız yaşamaktadır. Hep söyledik, iyi kuşak sahibiyiz, ama hâlâ bir Hakan Şükür sahibi değiliz. Ben mağlubiyeti, sadece Hakan'ın kenarda oturtulmasına değil, maçı önceden kazanmış gösterilmemize bağlıyorum.