Hasan Ali Atasoy, lütfen cevap!

A -
A +

Fenerbahçe Birleşik Vakfı geçenlerde polis baskınına uğramış. Bu süreçte de black jack ve rulet masalarına rastlanıp el konulmuş. Bunları gerek televizyon ekranlarından, gerekse gazetelerden öğrendim. Vakfın başkanı Aziz Yılmaz dostum da bu baskın sırasında öfkesinden kapıları tekmelemiş. "Ülkenin bütün derneklerinde oyun oynanıyor" isyanına ben de katılıyorum ama rulet ve black jack masasına hayır... Haaa az kalsın unutuyordum. Orası nerede? Fenerbahçe Spor Kulübü "Bizimle alakası yok" diyor. Hadi oradan!.. Tekrar soruyorum; orası nerede? O mekanı çok az bir süre önce kim, kaç paraya yenileyip, açılışını da yaptı? Peki, orası bu devletin değil miydi de, kullanım hakkı Fenerbahçe Kulübü'ndeyken kim tarafından babasının malı gibi kiraya verildi? Acaba bugünkü yönetimin başı, orayı geri almak için bir tek adım attı mı? 2000 yılındaki kongereden sonra bugünkü yönetimin başı, sırtını oraya dayadı mı dayamadı mı? Belki de Hasan Ali Atasoy cevaplar diye soruverdim. Ona daha otuz sorum var da, bu başlangıç... Uygun'un intihar girişimi! Olacak şey değil... Bülent Uygun Hoca maçtan sonra diyor ki, "Bu bir puan belki de bizi şampiyon yapacak..." Peki, öyleyse, maçın 77. dakikasından sonraki intihar girişimi de neyin nesi? Öyle ya, Balili, Kamanan, Tum, Mohamed, Mehmet Yıldız, Murat hepsi birden sahadaydılar. İbrahim ve diğerleri de arkada... Yani voleybol takımı gibi... Tamam direkler iki golü önledi ama Bülent'le Cihan golleri atabilselerdi ne olacaktı? Bu iki aksiyon kaçıncı dakikalarda idi? Çalış Bülent Hocam çalış... Ömer'i kıskandım! Meslekte 40 yılı geride bıraktık. Bu süreç içinde en büyük özlemim bir Bisiklet Turu izleyebilmekti. Bu defa da olmadı. Baktım bizim Ömer Üründül, oralara kadar gidip Bodrum'da turu izlemiş, TRT'de bir de törene katıldı. Gel de kıskanma! Aragones işte böyle! Taa sezon başından beri, yani TGRT Haber'de bu sezon başı programa başladığımdan beri ve ikinci yarıdan bugüne kadar da Tvnet'te, Deniz'le Selçuk'un yan yana oynamasının Fenerbahçe için maça başlarken bir puan olduğunu söyledim durdum. Ya üç puan mı? Onu da hoca bulacaktı... Ertuğrul Sağlam maçı sunuyordu! Önce Beşiktaş'ı da, Bursaspor'u da öyle bir futbol maçı izlettirdikleri için kutlamak gerekir. Denizli Hoca Toraman'ın oyundan atılmasından sonra çok doğru değişiklikler yaptı. Ama Ertuğrul Sağlam öyle mi? O maça hiç Gökhan Güleç girer mi? Bir 64. dakikaya kadar olan bölüme, bir de sonrasına bakın bakalım. Bir de LigTV'de Erdoğan Arıca dostum Bursa'nın beraberliğe razı oynamaya başladığını söyledi. Yani tek uç adamından çifte döndükten sonra... Ah, ah ,ah! Bu kafayla nereye gidilebilir? Vatan'da Eren Bozkurt geçtiğimiz günlerde Chelsea'li Alex'in o müthiş füzesiyle Liverpool karşısında kazandırdığı frikik golünü anlatırken, "Fenerbahçeli Alex gibi" diyor. Vah ki vah! Siz hiç Alex'in o şiddette topa vurduğunu gördünüz mü? Bırakın onu, aynı Alex üç senedir topu barajların üzerinden bile geçiremiyor. Nereden buldun Bülent Hocam o ikiliyi? İnanılır gibi değil... Artık ben teknik direktörleri değil, onlara diploma verenleri merak etmeye başladım. Baksanıza; Bülent Korkmaz kardeşim, hayati sayılacak maçlardan birinde savunmanın göbeğiyle oynayıp orayı, Emre-Semih'ten oluşturuyor. Yani, Florya'daki yemek muhabbetinde, otobüs yolculuğunda bile yan yana oturmamış kişiler... Peki, Volkan'ı bu koşullarda bile oynatmayı düşünmüyorsanız, neden aldınız? Sonra ne oldu? Emre, onuncu dakikada gitti. Yani, kaleci faktörünü dikkate alırsanız, koca oyunda tek değişiklik hakkınız kalıyor... İşte TSYD! İnanılır gibi değil... TSYD'nin, yani Türkiye Spor Yazarları Derneği'nin İstanbul Şube Asbaşkanı diyor ki, "Ne olmuş yani genç futbolcu arkadaşlarının yanına girmek istediyse..." Yani benim de futbolcu olarak çok takdir ettiğim, insan olarak çok sevdiğim Arda'nın sevinç paylaşımı için soyunma odasına giden koridorlara akreditasyonsuz girişini onaylıyor yönetici. Ve de oradaki görevlilere kızıyor. Yani bu yasağın koyucusu Federasyonsa, onun en sağlam ortağı TSYD olması gerekirken... Bu arkadaşa şunu hatırlatmak isterim. Hani Avrupa Şampiyonası sırasında Viyana'da, ya da Zürih'te bir "Yağcı" koridorlara girmişti de, sen de, ben de, neler neler yazmıştık...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.