Ligde şampiyonluk yarışını yakından etkileyebilecek bir maçtı aslında. Ama ligin durumunu bilmeyen birileri maçı izlemiş olsaydı buna inanmazdı.
Doğru dürüst pozisyonu olmayan, şu futbolcu maçın gidişini etkiler, şu şöyle yapar diye beklediklerimiz neredeyse sıfır çektiler.
G.Saray’da Osimhen koştu koştu durdu. F.Bahçe’de ise Dzeko var mıydı, yok muydu belli değildi. Hele ki En-Nesyri zıpladı hopladı sadece. Tabii esas olarak aklımın ermediği şey; Tadic’in F.Bahçe takımının organizatörü olarak hiçbir şey yapmaması ve 90 dakika sahada kalmayı başarmasıydı!
Maçın ithal hakeminin bizimkilerden farkı neydi ki acaba? Hatta bir iki tane karşılıklı olarak kartı atladı diyebilirim.
Sonuçta ne lider G.Saray, ne de ensesindeki takipçisi F.Bahçe, sanki bu yarışı lig sonuna kadar dün akşamki konumunda devam ettireceklerinin altını imzaladılar.
Tabii burada teknik direktörlere birkaç satır ayırmak gerekir...
Kendilerine sormak isterim acaba bu maç için ne gibi oyun içi özellikler düşündünüz? Ben şahsen özel bir oluşum izleyemedim.
Şimdi yazıyı bizim Cahit kardeşim aldı, ‘Maçın adamı kimdi’ diye soracaktır. Şöyle bir şey diyebilirim, biraz sıradan olacak ama bence yine en iyi adamlar kalecilerdi. Hem de çok tehlikeli bir pozisyon olmamasına rağmen.
Maçın adamı: Muslera-Irfan
Kemal Belgin'in önceki yazıları...