Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören, Avusturya kampında yaptığı basın toplantısında, Aziz Yıldırım'ın, kaleci Rüştü ile ilgili söyledikleri için özür dilememesi halinde Kulüpler Birliği Vakfı toplantılarına Beşiktaş'ın başkan düzeyinde katılmamaya devam edeceğini açıkladı. Bu, gerçekten de Beşiktaşlı duruşudur. Hem de dimdik... Ankaragücü de buna paralel bir karar almıştı. Son toplantıda ne yaptı, takip edemedim. Ama "Sadece biz büyüğüz, diğerleri de büyüklüğü bizden öğrenecekler" çıkışı üzerine vakfın toplantılarına hâlâ başkan düzeyinde katılanlara hayret ediyorum. Demek ki onlar gerçekten de çok küçükler. Hem de en büyükleri bile... Ne oldu; hani Sarvan gidecekti? Anlı şanlı Türk Spor Medyası, ligin bitimine, hem de hayli bir süre kalmış olmasına rağmen, MHK Başkanı Oğuz Sarvan'ın defterinin dürüldüğü konusunda sanki söz birliği etmişti. Şimdi durum ne mi? Sarvan, gitmek şöyle dursun, bir de profesyonel oldu... Yani cukkalı MHK başkanı... Bakalım geçen sezonun feryat edenleri şimdi de bağırıp çağıracaklar mı? Duymadınız mı yoksa? Sessizce basbas bağırıyorlar. İşte ikili oynamak diye de buna denir! Ernst'e kulak verdiniz mi? Beşiktaş'ın orta alan dinamosu Fabian Ernst, yeni hocanın vatandaşı olmasından mıdır, nedir, "Şimdi büyük takım gibi çalışıyoruz" demiş. Filmi geri alalım... Beşiktaş, geçen sezon devre arasında İtalyan kondisyoneri postaladığında, bendeniz, "Şimdi yandılar... Bu takım artık iddia taşıyamaz" diye bu sütunlarda yazmıştım... Yani Denizli hocanın idmanlarına kaldınız mı, küçük takım haline gelirsiniz. İşte Ernst, Alman pasaportuna dayanarak değil, gerçeklere yapışarak konuşmuş olmalı... Sahibinin sesinden Fenerbahçe gerçekleri! Alaattin Metin meslektaşımız, geçenlerde Akşam'daki köşesinde şöyle demiş: "Aziz Bey, devre arasında da, maç sonundada soyunma odasına girer. Girecektir de... Samandıra'ya da istediği zaman gidip müdahaleleri yapar. Yapacaktır da. Çünkü sorumlu o oluyor..." Yok, önce sorumlunun kim olduğu hep ortaya çıkıyor da... Kimler mi? Aragones'ten Daum'a, Löw'den Zico'ya kadar 13 hoca... Böylece, Aziz Bey'in sesi gibi olan Metin, Aykut Kocaman'ı nelerin beklediğini de çaktırmadan, ya da kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla gibisinden açıklayıvermiş olmadı mı? Eh, hayırlı mesailer! Antu.com çok komik! Fenerbahçeli fikri sabit taraftarların internet sitesinde önceki gün Hasan Ali Atasoy'un transfer politikaları için yazdığı yazı büyük beğeni kazanmış. Ne methiyeler düzülmüş, görmelisiniz. Eee, ben bunları 10 senedir yazıyorum... Ama düşman ilan edildim. O zaman siz işinize gelene eyvallah, gelmeyene bay bay diyorsunuz. İşte buna da dünya kulübü taraftarlığı diyorlar... Vah ki vah! Habertürk, Habertürk'ü okuyor mu? Gazeteler ne hale geldi. Geçtiğimiz Pazar günkü Habertürk, birinci sayfanın tepesine şöyle bir manşet kondurmuştu,"Hayalet cennet..." Yani Bodrum'da turist yerine in cin top oynuyordu... Haberin sahibi (!) ise Balçiçek Pamir Hanım... Sonra aynı gazetenin bir başka sayfasında şöyle bir haber yer alıyordu: "Muğla'da turist sayısında geçen yıla göre yüzde 13 artış oldu..." Bir de, bir milyonun üzerinde rakam da vermişler. Yahu, bu Muğla il de, Bodrum onun nesi ki? Ne komik ama değil mi Sayın Altaylı? Rıdvan ve Sergen'den acı soru! NTV'nin ünlü yorumcuları, İtalya daha ilk turda gümleyince, "Yahu, bu nasıl Lippi böyle... İki kupayı birden kazanan, Şampiyonlar Ligi şampiyonu İnter'den tek bir oyuncu bile almamış..." diye öfkelenmezler mi? Tabii, İtalya liseli Güntekin çaresizce, "İnter'de İtalyan oyuncu yok ki" diyerek kendi kalelerine atılmakta olan golü önlemeye çalıştı. Ama top içeri girmişti çoktan... Haaa İnter'de İtalyan var aslında... Tekaüt Materazzi, 17'lik bir çocuk ve ezeli yedek siyah Balotelli... Ama insanın dünyadan haberi olmayınca, ne yapsın Güntekin! Haydi, sipere bir-iki! Vah ki vah! Sayın Başbakan elim bir olayın ardından, yerinde inceleme yapmaya gidince, Gandi Baba da, başka bir benzeri mahalle koşuverdi. Ama Sayın Başbuğ neden peşine takıldı? Bunu çakamadım. Orada başka komutan yok muydu? Şimdi insanın ister istemez dolmuş kahyası gibi "Haydi, sipere bir-iki" diye haykırası geliyor. Ama ancak en büyük Paşa'yla giderim haaaa, başkası kesmez... Bravo Sayın Polat! Galatasaray Başkanı Adnan Polat, Rijkaard'ın ikinci sezonunu yaşayacağından dolayı, yeni hocalar Schuster ve Aykut Kocaman'dan daha başarılı olacağını öne sürmüş. Ve de başkanın ifade ettiği gibi Türkiye'ye alışmış olacağından olacak ki, Rijkaard, ancak geçtiğimiz Pazar günü İstanbul'a avdet edebildi. Eh, hoş geldi, sefa geldi. O geldi, Üstünel apoletini attı. Artık filmlerdeki gibi "Esas oğlan" da Adnan Sezgin olmuş... Sizce Galatasaray'da iyi şeyler oluyor mu? Cevabı ben vereyim; her sene en pahalı kombineyi alan benim damat ve 8 kişilik tayfası, hâlâ bırakın kombine almayı, akıllarına bile getirmiyorlar. Son dakikada Keita'nın satılışına da kızdılar, ama bence Galatasaray'ın son iki sezondaki ilk doğru transfer politikası da budur.