Geçtiğimiz perşembe gazetemin spor sayfalarına döner dönmez 14. sayfada yıllardır özlemini çektiğim bir haberle yerimden fırlamışım. “Hayrola” dediler evdekiler. Baksanıza dedim. Ülkemin futbolunda bir devrim yapacak olan haber var... TFF bundan böyle hakemi eleştirene, iyi veya kötü, ceza verileceği kararına varmış. İşte bu! Ve de uzatma dakikaları da net biçimde belirlenecek imiş... Umarım Mehmet Büyükekşi Başkan’ın bu açıklaması başkandan başka her şeye benzeyen bazıları tarafından tepki görmez. Bu hakem işini yıllar önce yazdım, söyledim, İşte şimdi İngiltere ligi var artık!
Hakem cezasına çarpıcı örnek!
Yılını hatırlamıyorum. Ama söz konusu teknik adam Alex Ferguson idi yanlış hatırlamıyorsam... Kendi sahasındaki bir maçı kazanamamış ve berabere bitirmişti. Soyunma odasına giderken uzatılan mikrofona da, “Hakem bugün biraz dalgın idi” demiş idi sadece... Sonra mı? Üç maç sahaya çıkamama ve de 500 dolar para cezası... İşte çok çarpıcı yaşanmış bir örnek...
Bizden neden hakem yok?
Arada bir izlediğim Dünya Kupası maçlarında nerelerden hakem var, bir tek bizden yok... Acaba neden? Bunu FIFA’ya sormamız lazım. Dünyanın dört bir ucundan hakem geliyor da, rahmetli Doğan Babacan ile başlayan bu icraatta şimdi neden yokuz?
Brezilya penaltı ile elenir mi?
Futbol giderek değer kaybetmeye başladı. Ondan ona pas trafiği, sonra kendi kalecisine kadar geri pası falan... Mesele topa sahip olma... Eeee oldun da ne oldu? Brezilya kadar topa sahip olabilme imkânı hangi kaç takımda var? Sonra mı? Gel penaltıları o teknik özelliklerine rağmen teslim et. Hırvat takımındaki oyuncuların büyük bölümü Avrupa’nın önemli takımlarında forma giyiyorlar. Demek ki, Djalma Santos, Nilton Santos, Zito, Mauro, Zozimo, Garrincha, Didi, Vava, Pele, Zagallo devri hakikaten bitmiş...
Fas dünyayı şaşırttı!
Eh artık demiştik, bu defa Portekiz işini görür ve Fas ülkesine dönüş yapar… Demek ki öyle değil imiş... Rakibin bütün özelliklerine karşı önlem alınmış, ona göre taktik plan yapılmış... Top rakibe geçtiğinde az takım böylesine kendi yarı sahasına organize olarak toplanır. Allah rahmet eylesin bizim genç takım hocamız Suat Baba şöyle derdi, “Önce yemeyeceksin. Çünkü bir yersen iki atmak zorundasın. Ama yemez isen bir tane de atsan yeterlidir...” İşte Portekiz de böyle gitti...
Ronaldo ne demektir?
Baktım Ronaldo yine yedek kulübesinde Fas maçında... Yahu be adam, teknik direktöre diyorum, bu Ronaldo sağlam ise oynatacaksın. Ki, rakip en ciddi tedbirlerini ona alsın... Bu da senin takımının rahatlatıcı bir unsuru olur. En azından bunu bilmeliler teknik adamlar. Messi’yi oynatma bakalım, rakipler Arjantin’e karşı nasıl bir oyuna dönüyorlar...
Trabzonspor tekleyip duruyor...
Avcı’nın takımı Kasımpaşa ile de yenişemedi. Bizim gazetede maçla ilgili başlık şöyleydi: Trabzon yine kayıp... Ve bu sonuçtan sonra Avcı Hoca futbolculara kızmış. Güzel! Acaba hoca ayna ile hiç mi hesaplaşmıyor? Hani mesela...
Jorge Jesus Brezilya’ya mı doğru?
Yine bizim gazetenin geçtiğimiz pazar günkü sayfasında, Fenerbahçe Teknik Direktörü Jesus’un Brezilya Teknik Direktörü olabileceği gibi bir haber vardı. Olabilir çünkü birinci neden kendisi Portekizli ve o ülkede de bu dil ana dildir...
Türk Telekom’a fırsat!
Fenerbahçe Basketbol Takımı bizim ligdeki ilk yenilgisini Türk Telekom’a karşı aldı. Herkes şaşırmış... Peki neden? Çünkü o maçta Fenerbahçe takımını oynatan Scottie Wilbekin ile Nick Calathes sahada yoklar idi... Eh böyle olunca da Telekom’un nerede ise bütün oyuncuları rahat rahat üçlükleri tabelaya yazdırdılar. Peki nerede ünlü hocanın tedbirleri? Şimdilik o sadece hakemlerle dalaşıp duruyor...
FB TV’nin müthiş sistemi!
Olimpiakos maçını malum kanaldan sunulduğu için izleyemedim. Ancak arada bir Fenerbahçe’nin televizyonuna dönüp skoru takip edebildim. Sonuç mu? Felaket! Baktım dün sabah FB TV’de bir alt yazı... Yani o maç banttan sunulacak. Hemen açtım, baktım bir kadın maçı... Açtım telefonu sordum, yenildiğimiz için o yayın olmayacak cevabını aldım. Tam bugünkü kafalara göre bir politika. Vah ki vah!