G.Saray İstanbul'daki Olimpiyat Stadı'nın kurdelasını keserken, karşımıza iki değişik çehre ile çıktı. Büyük hoca Terim'in özellikle son 10 yılını tamamen futbola vakfedişinin yeni bir eserini görmek, bir Türk futbolsever için stadın ihtişamından da önemlidir. Olympiakos gibi Yunan Futbolu'nun bir numarasını özel oyun gevşekliğinin çok ötesinde boğarak oynamış olmak, bir G.Saray klasiği olduğu kadar, Fatih Terim sanatının da resitali idi. Oyuncularının karakteristik özelliklerine göre ön liberolu dörtlü alan savunmasının ön liberolardan başlayarak çeşitlemelerle zenginleştirilmesi, Fatih Terim'in hocalıktaki en üst mertebe mühürüdür. Batista ve Cihan'ın dinamizmi, agresifliği, çabukluğu ve nüfus kağıdı tazeliğine dayanarak tek ön liberoyla, Suat ve Ayhan'ın tecrübe kontrol ve akılcılığı üzerinde çift ön libero ile oynamak, her hocanın beyin damarlarında dolaşabilecek futbol şeytanlığı değildir. Elindeki kadroyu hemen hemen tam anlamıyla değişikliğe uğratarak futbolda sistemi sürekli biçimde 10 üzerinden 8 civarında gerçekleştirme çizgisi, ancak otorite, disiplin ve antrenman çakışmaları ile sahiplenilecek bir olgudur. G.Saray Terim hocanın düşünce zenginliklerini sahaya bu kadar çeşitleyerek yansıtmaya devam ederse, alışık olduğu lig ve Şampiyonlar Ligi favori olma kılığının içinden hiç çıkmaz. G.Saray'da ilk yarı müthiş temposunun, ikinci yarı kontrollu pozisyona göre tempo yükseltme ile çizdiği oyun stratejisi varsa, yabancı rakipler tarafından izlendiyse, yeni bir Terim korkusu olarak dallanıp budaklanacaktır. Dünkü oyunun Terim hocayı Florya'ya biraz daha içi rahatlamış biçimde döndürdüğüne inanıyorum. İleri uca Hakan Şükür tipi futbolcu arayışlarının aslı ile sonuçlanması, bence de G.Saray'daki başarı devresini kapatacak bir karar olur. Bunun nasıl sonuçlanacağını bilemem ama dünkü G.Saray'da sadece Baliç'in bu sistemi ve de oyun felsefesini öğrenmesi gerektiğini de vurgulamak istiyorum. Brezilyalılar zaten alışkın. Yeni gelenler dahil diğer oyuncular da, -örneğin Murat İstanbulspor'dan antrenmanlı-, sistemi biliyorlar ama Baliç'i hala işi kavrayamamış gördüm. Son bir cümle; G.Saray bu yol işkencesi göz önünde tutulursa, özellikle Şampiyonlar Ligi maçlarını henüz bu semte taşımamalıdır.