TFF, Kulüpler Birliği ve yayın işi ile ilgili kim varsa büyük bir masanın etrafında toplandılar geçen hafta... Sonrasında da TFF Başkanı Demirören, ihalenin 20 Kasım’da sonuçlanacağını açıkladı. Daha da sonrasında ekranlardan yorumcuların görüşleri döküldü ortaya... Yok birkaç firma alabilir, yok bir firma alabilir ve bazılarına dağıtabilir, yabancı da alabilir gibilerinden çeşitlemeler yapıldı. Korktum be! Neden mi? Benim televizyonun altında üç adet dekoder var. İster misiniz iki-üç tane daha alma işi çıksın başımıza... Eh eldekilerle sözleşmeler var. Onları bırakma zorunda kalırsak, havadan para da öderiz. Vallahi korkum büyük...
Hayırlı olsun Mete kardeş!
Yine geçen hafta ekranlardan geçen bir altyazı keyiflendirdi... Prof. Dr. Mete Düren, UEFA Sağlık Komitesi’ne girmiş. Bana göre geç bile kalınmış. Bu doktor ki, şu anki federasyonun da sözcüsüdür bildiğim kadarı ile, senede bir kere konuşur, tam konuşur. Neyse ki elimizde böyle beş yıldız on numara olanları da vardır. Kolay gelsin değerli dostum!
Van Persie ve kornerleri!
Şaşırıp kalmıştım Alanyaspor maçında Hollandalı emekli yıldız kornerleri atmaya koşarken... Sağ olsun bizim Ali Baransel daldı internete... Bakınız ne çıktı... Van Persie Manchester United’e transfer olduktan sonra çıktığı ilk maçı olan Everton oyununda bir korner atmış. Sen misin? Ertesin gün gerek internet siteleri, gerekse İngiliz basını şu ortak yorumu yapmış: “Sen gol atmaya mı geldin, yoksa işin olmayan kornerleri kullanmaya mı?” Ünlü hoca Ferguson da buna benzer laflar etmiş. Bizde mi? Sadece bendenizden ekranda iki laf çıktı, şimdi de okuduğunuzda sütunda bir kaç satır... Advocaat’ın sözleri mi? Yahu ben değil miyim bu ülkeye bir tane Hollandalı hoca sokmam diyen... Fazla tıraşa gerek yok.
Arenalar tek mi kalıyor?
Evet, en ciddi sıkıntımız statlarımızdaki seyirci azlığı... Ve giderek de seyircinin azalması. Kayseri’ye baktım, boş be... Yahu geçen sezonun şampiyonu ile oynuyorsunuz. Gökhan Gönül, Caner, Talisca, Aboubakar falan gibi oyuncular da var. Sizde ise bayağı iyi bir takım... Tamam takımınızın puanı şimdilik az ama, kimlere çelme takmadınız ki? Vallahi bence o stada dev bir alışveriş merkezi yapsanız, kulübe para gelir hiç olmazsa... Şimdilik Konya’daki statla Beşiktaş ve Galatasaray’ın statları gerçek anlamda futbol stadı durumunda... Yazık!
Euroleague keyfi!
Bizim dört temsilci bu seneki yeni sistem içinde Euroleague maçlarına çıktılar. Ben bu yazıyı hazırladığımda dörtte iki yapmıştık. Anadolu Efes ve Galatasaray kaybettiler, Fenerbahçe ve Darüşşafaka kazandılar. Başka maçlara da baktım... Yeni sistem oyuncuların iflahını kesecek ama, sanki müthiş bir çekişme, inanılmaz maçlar yaşanacak gibi... Bu arada bu müthiş maratonda, en azından bu dört temsilci, acaba bizim ligde kaç yerliden yararlanacak, merakım da budur. Niyetim vallahi kötü değil. Milli Takım’ı düşünüyorum da...
Teknik hatalar...
Şenol Hoca Kayseri’de öyle bir takım sürdü ki sahaya... İnsanın vicdanı sızlar. Caner ve Beck önleri bomboş neredeyse 100 metreyi hem savunmada, hem de hücumda kullanacaklardı. Bence bu oyunculara bu maç için ekstra prim verilmeli... İkinci yarı takım aslına döndü, kazandı. Galatasaray’da ise “Bey” sahaya klasik çıktı. Sonrası mı? Sabri’ye ayıp, Podolski’ye aşırı yük ve Yasin’e 84 dakika aşırı sabır vardı. Düşünsenize; rakipteki ön libero Selçuk futbol hayatında girmediği kadar üç adet net gol pozisyonuna girdi. Ama kalede sadece bizim değil dünyanın en iyi kalecilerinden biri vardı da, “Bey” paçayı kurtardı.
TSYD Yönetimi aklınız yerinde mi?
Elime bir mektup geçti postadan. Açık baktım TSYD’den geliyor. Merakla okumaya başlarken elimden fırlatıp atasım geldi. Çünkü mektup şöyle başlıyordu; “TSYD tarihinde ilk kez seçimle gelen bir yönetim kurulu...” sonra devam ediyordu. Ey yeni yönetim; ben dernekte 12 sene yönetim kurulu üyeliği yaptım. Hepsinde de alnımın akı ile seçimle geldim. Siz kimsiniz ki böyle bir söylemde bulunuyorsunuz? Demek ki haddini bilmezler için toplanan imzalar yerinde bir davranışmış... 53 yıllık maziye leke mi sürmeye kalkıyorsunuz? Yazıklar olsun!
Infantino’nun başına bir şey mi düştü?
FIFA’nın yeni başkanı İtalyan Infantino, tutmuş, 2026 Dünya Kupası finallerinin 48 takımla filan oynanması için hazırlık yapılacağını açıklamış. 48 yetmez başkan, 148’i falan düşünseydiniz... Bu ne yahu! Yoksa o yıllarda nasılsa Ay’a gidilir diye mi düşünüyorsunuz? Son 32’nin sıkıntıları yetmedi mi acaba? Yenilik mi? O kadar çok ünite var ki, onlara el atınız derim.