İkinci sınıfların birliği!

Aziz Yıldırım ne dedi, açık, net ve kamuoyu önünde? "Biz ve ötekiler", ya da bir başka deyişle "Tek büyük biziz" , ya da daha sipsivri "Diğerleri bizi örnek alarak büyümeye çalışsınlar..." Bu sözler kullanılmadan bir gün önce Kulüpler Birliği Vakfı, başkanları Aziz Bey'in etrafında toplanmışlar. Şimdi merakım şudur: "Acaba aynı kulüplerin aynı başkanları bir dahaki toplantıya yine Aziz Bey'in etrafında mini mini olmuşlar halinde toplanabilecekler mi?" Cevap "evet" ise, Aziz Bey az bile söylüyor. Yok, Beşiktaş ve A.Gücü gibi protesto edebileceklerin sayısı artarsa, bundan da en büyük yararı ülke futbolu ve Fenerbahçe görür... Ve en önemlisi, Aziz Bey, o toplantıya nasıl girecek, dahası mini mini hale getirdiği insanlara nasıl bakacak? İnter'den dersler! Özellikle bizim spor medyasının ulaşılamaz yorumcuları ne yazıp, ne söylüyorlardı; "Yahu, hiç insan kendi sahasında binlerce seyircisinin önünde tek santrforla oynar mı?" Sevgili Hıncal Uluç Ağabey kendi bitirmedi mi, "Hücum futbolu" diye diye... Hatta sekiz savunma ile maça çıkılır mıydı? Eeeee İnter kaç santrforla oynuyor? Daha doğru bir deyişle kaç tipik hücum oyuncusu oynuyor bu takımda? Jose Mourinho gibi kafasız (!) bir teknik adam kupa bırakmadı. Ama nasıl da futbolu katletti değil mi, Barça ve Bayern maçlarında? Ah ah ah öğreneceksiniz, ama ben görebilecek miyim? Son bir kıyak... Mesele şu; hiç bizim atletlerdin biri, Bolt gibi 100 metreyi 10 saniyenin altında koşabilir mi? Helal Olsun Denizli Hoca! Mustafa Denizli ki, en çok eleştirenlerin başında gelirim, yönetime tepki göstererek, "Quaresma'yı falan düşüneceğinize önce futbolcuların alacaklarını ödeyin" diyerek bir çeşit de rest çekti. Helal olsun Hocam! Şimdi Beşiktaş takımı geçen sezondan bir iki adım daha öne çıkarak oynayacak... Çünkü futbolcu hocasının kendisine sahip çıktığı görmüştür. Yani yeşil saha-top dışında başarının en önemli kaynaklarından birine ulaşılmıştır. Topa neden girdin Sayın Yazıcı? Bir TV kanalında, galiba da Lig TV'de, Tahir Kum, Bursaspor'un şampiyon olmasına rağmen hâlâ kurumsal bir yapıya sahip olamadığını tespit ettiğini dile getirmiş. Vay sen misin? Bursaspor Başkanı İbrahim Yazıcı telefona sarıldığı gibi programa dalmış ve Kum'a öfke kusmuş. Ne gereği var Sayın Yazıcı? Bir tanesi de Bakan Faruk Çelik'e saldıracak ya bir spor gazetesinden... Terbiyesini bozmaya kalkmışmış, ama sözüm ona kalem kıvraklığı ile yapmamışmış... Vah ki vah! Kimlere kaldık yahu! İtfaiye pompası ve pet şişe etkisi! Galatasaray yöneticisi Haldun Üstünel demiş ki, "Bizim statta pet şişe atıldı, ama Kadıköy'de 8 itfaiye aracı su sıktı. Biz 5, Fenerbahçe sadece 2 maç ceza aldı..." Aslında o malum maçın 10. dakika tatil edilmesi gerekirdi. Cezalara gelince, Galatasaray 8, Fenerbahçe 5 maç almalıydı. Ama burası Türkiye... Bakınca oran tutmuş gibi... Ama burada yaşanır kıyakların en fiyakalısı, en alası... Adnan Başkan doğru yolda mı? Medyadan izlediğim kadarı ile Galatasaray, Keita, Neill ve Baros'un dışındaki yabancılarıyla vedalaşacakmış. Yüzde yüz doğru bir karar. Bu satırların yazarı ne demişti; "Tutun Nonda'yı, dondurun Kewell'ı..." Jo ve Giovanni de nereden çıktı? Şimdi yanımıza geliyorlar... Ama tuzla buz olduktan sonra... Taksim mi, 1 Mayıs mı? CHP'liler ve birkaç sendika, başka işleri yokmuş gibi tutmuşlar, Taksim Meydanı'nın adının 1 Mayıs Meydanı olarak değiştirilmesini istemişler. Olmadı, eksik kaldı. "1 Mayıs Lenin Meydanı" olsa daha iyi olmaz mı? Mesela, "Stalin Boğaz Köprüsü", "Castro İstanbul Metrosu..." Hadi bakın, Ecevit fötrlü (!) yeni başkana da benden tüyo... Daum'a karşılama! Gazetelerden okudum. Daum, Almanya'da hangi hava limanı idi unuttum, ama ayağını yere basar basmaz 40 kadar Fenerbahçeli karşılayıp, "Ne olur bizi bırakma" demişler. Kaşıntı aldı. Acaba buralardan bir yönlendirme mi? Hani göreve devam edecekse, destek de var mesajı ile karışık... Yer misiniz bilemem...