Denizlispor'un son haftalardaki yükselişi, F.Bahçe'nin de en azından skor olarak A.Gücü maçında umut verişi dün akşam Kadıköy'deki maçın heyecanını peşinen artırmıştı. Daum'un orta alanı Selçuk'la Ümit'e teslim edişini, Mustafa, Levent, Timuçin, Serhat ve Mikka'yla orta alanda kalabalıklaşıp, koşu yoluna ve ayağa pas yaparak iyi değerlendiren Denizlispor, ilk yarıda 4 net gol pozisyonunu skor tabelasına yazdıramadı. F.Bahçe bu yanlış dizilişle, yanlış kurguda Rebrov'u geriye daha fazla koşturmayı düşünmeye başlayınca, devrenin sonuna doğru oyunda dengeler kuruldu. Zaten skorda da o vardı. İkinci yarıda durarak oynayan, orta alandaki kelle zaafiyetini yerinden öne çıkarak dolduramayan Petkov'u Daum soyunma odasında bıraktı. Ümit'i onun yerine çekip, orta alana daha çabuk, daha iyi top taşıyan, daha süratli Marco'yu koydu. Ali Güneş'in de önündeki alana çıkarak orta sahayı tamamlaması, Tuncay'ın dinamizmini artırışıyla F.Bahçe orta alandaki kurgu ve diziliş zaafiyetlerini ortadan kaldırıp Denizlispor'un o ilk yarıdaki top kullanma özelliklerini imhâ etti. Bu arada Luciano'nun da Denizlispor'un top tutma, takımı bekleme istasyonu olan Ersen Martin'e yaptığı baskıda, Denizlispor'un çıkışlarında atakların çok çabuk kendi kalesine döndürülmesine yardımcı oldu. Sağ ayaklı Ümit'in 4'lü savunmanın sol kanadına çekilişi tuhaf bir teknik direktörlük düşünüşü idi ama Ümit'in o kenardaki çizgiden sağ ayağıyla kaldırdığı iki orta F.Bahçe'nin ligdeki zirve devamının bileti olarak önce Tuncay'ın, sonra da Serhat'ın kafasıyla filelere gitti. Denizlispor'un çıkışının bedava ya da rastlantı olmadığı dün akşamki ilk yarım saatlik performansıyla ispatlandı. F.Bahçe ise kurgudaki çift ön liberosunu savunmaya dönüşte, hücuma çıkışta önden ve arkadan desteklediği bölümlerde, evsahibi olarak, ya da büyük firma olarak, oyun ağırlığı olarak sahaya getirdi. Yani düne kadar, hatta dünkü maçın ilk yarım saatinde ikiye bölünmüş gibi oynayan F.Bahçe, önden arkaya, arkadan öne fazla oyuncuyla koşular yapıp, top alıp verdiği zaman eldeki eleman kalitesini ortaya koyabiliyor. Ama ne var ki, genelde şişirme toplarla oynamayı yeğleyen F.Bahçe'nin, Denizli'nin dakika dakika çöken orta alanıyla arka dörtlüsünün önündeki sahayı kullanmayışı da bence takım olma yolundaki en ciddi zaafı idi.