İlkel futbol

Takım kadroları elimize ulaştığında bir hayli umutlanmıştım, F.Bahçe adına... Ağır tank Ümit yedek kulübesine çekilmişti. Galiba, F.Bahçe 4 'lü savunma ile oynayacaktı, kağıt üzerinde böyle görünüyordu. Ama, F.Bahçe takımı, sahaya dizilince bir de baktım ki, Mert Meriç yine liberoda.. Yani, ilkel oyun düzeni yine sahadaydı. Herhalde Mustafa Denizli inat sembolü, keçiden de beter... Bir türlü, çağın dörtlü alan savunmalı oyun modeline, bu kadroyu sokamadı. Çağdışı kalmış bir teknik direktörle F.Bahçe'nin Şampiyonlar Ligi'nde maç kazanması asla mümkün değildir... İnsanda biraz utanma, sıkılma olur. İstanbulspor takımının yaş ortamlaması 34 ve üç büyük kulüpten yıllar önce gönderilip bir çok Anadolu takımını gezmiş, Bekir ve Saffet'ten tandem kuruyor ve Zeki'yi de ön liberoya oturtuyor. Yani, bu 100 milyon dolarlık F.Bahçe takımında bir Saffet, bir Bekir, bir Zeki yok mu? Var ama; onu oynatacak Aykut Kocaman gibi bir teknik direktörü yok. Lyon takımı da dörtlü savunma ile oynadı, ayağa top yaptı, oyunun kontrolünü hep elinde tuttu, orta sahadaki bu adam fazlalığı ile F.Bahçe'nin demode kurgusuna karşı yarım bir antreman yaptı, diyebiliriz. Büyük yıldızı Carriere'nin Abdullah'a esir oluşuna rağmen 10 kişiyle alan savunmalı futbolu pozisyon üretemedi. Ama, oyunu hep kendi kontrolünde tuttu. Şimdi, yazının finalinde bir kere daha sorma ihtiyacını duyuyorum. Ey, Mustafa Denizli, sen bu çağdaş oyun düzenini hangi tarihte hangi takımda uygulayacaksın, belki de 15 sene sonra yeni bir sistem geldiğinde... F.Bahçe başkanının büyük gayretiyle tesisler yapıyor, modern stadlar inşaa ediyor, özetle çağdaşlaşma ve müesseleşme yolunda dünya kulübü olmak adına adımlar atıyor ama sahadaki F.Bahçe, ilkellik haşmetiyle, bu çağdaş formasyona çok ters düşüyor. Yok mudur, bu kulüpte bu çağın oyun modelini Denizli'ye anlatacak, bir Allahın kulu? Artık başka söyleyecek sözümüz kalmadı.